Van Barosu’ndan yapılan açıklamada, Kürtlerin ve Halepçe'de yaşayan diğer halkların ulusal hak eşitliği, özgürlük mücadelesini hedef alan katliamda, Saddam Hüseyin rejiminin tüm dünyanın gözleri önünde 5 binden fazla çocuk, kadın ve erkeği kimyasal ve biyolojik silahla acımasızca katlettiği belirtildi. Açıklamada, “Halepçe’de Enfal katliamın bir parçası olup bu çerçevede 182 bin Kürt katledilirken, binlerce Kürt de kimyasal silahın etkisiyle hastalanıp göç etmiştir. Nevruz kutlamalarına hazırlık yapıldığı sırada gerçekleştirilen insanlık dışı katliamın tek sorumlusu elbette ki Saddam Hüseyin değildir. Bölgeye ilişkin hesapları olan emperyalist ülkelerin ve Irak’a komşu ülkelerin yönetimleri de yaşanan vahşeti seyrederek, en az Saddam Hüseyin rejimi kadar büyük bir suç işlemiştir. Saddam ve yönetimi Halepçe’nin Enfal’in hesabını vermediler. Emperyalist ülkeler bu katliamın hesabını henüz vermiş değiller. Halepçe’nin acilen yargılanması gerektiği de muhakkaktır. Tarih boyunca Kürtler dünyadaki diğer milletler gibi onurlu bir yaşam için ne zaman özgürlük istedilerse hep katliamlarla karşı karşıya geldiler. Bu yüzden Kürtlerin tarihini katliam tarihi olarak da adlandırabiliriz. Bu katliamlardan biri Halepçe'dir. Katliamının üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen ilk günkü gibi acılar insanlığın yüreğinde kor bir şekilde duruyor. Bu katliam hala Kürtlerin zihninde canlıdır. Ne zaman Roboskî denilse Kürtlerin aklına Halepçe geliyor. Ne zaman Halepçe ismi söylenirse Kürtlerin gözleri yaşarıyor. Dün Halepçe, Roboskî; bugün Kobani, Şengal, Rojava. Yine Kürtler katledilmek istenmektedir. Gerçekten de Kürtlere karşı yapılan katliam, işkence ve soykırım girişimlerinin uluslar arası ve ulusal mahkemelerde cezasız kaldığı veya yargılaması hiç yapılmadığı içindir ki, DAİŞ vahşeti Kürtlere yaşatılıyor. Katliamı yapan, göz yuman, engelleyebilecekken sessiz kalan, silah sağlayan, kolaylık sağlayan tüm sorumluların cezalandırılması için uluslar arası ceza kurumlarını da göreve çağırıyoruz. Halepçe katliamını ve diğer tüm katliamları kınıyoruz” denildi.

Editör: Wan Haber