Barış sürecinin bozulmasına yönelik ve yaşanan saldırılarla ilgili açıklamalarda bulunan Emin Tuğrul, oda olarak bu tür şiddet olaylarına karşı olduklarını belirtti. Hangi taraftan gelirse gelsin bunun doğru olmadığını ifade eden Tuğrul, şöyle konuştu: “Ülkemizde son yıllardan bu yana bir huzur ve güven ortamı vardı. İş adamları rahat bir şekilde buraya geliyordu. Herkes rahat bir şekilde özgürce seyahat edebiliyordu. Şu an büyük sıkıntı yaşıyoruz. Özellikle 7 Haziran’daki süreçten sonra ilimiz büyük sıkıntılar yaşıyor. Bu sıkıntılar ister istemez her kesime yansımaktadır. Bu barış sürecinin bozulması, heba edilmesine karşıyız ve devam etmesinden yanayız. Barış süreci; sağlıklı bir şekilde iki tarafında samimi, ciddi adımlar atması ile sonuca ulaştırılmalıdır. 1985’ten bu yana bu ülkede kan akıyor, insanlar eziyet ve ızdırap çekiyor, sıkı yönetimlerle seyahat özgürlüğü kısıtlanıyordu. Başlatılan barış ortamının bozulmaması lazım. Bu ortama darbe vuranların dönüp bir arkalarına bakmaları gerekiyor. 1990’lı yıllarda neler yapıldı, neler heba edildi, nelerden vazgeçildi diye bir muhasebe yapmaları gerekiyor. Bakın son 3 yıldır tarım ve hayvancılıkta ciddi gelişmeler yaşandı. Yaylalar, mera alanları serbest bırakıldı, birçok insanımız köyüne geri dönüş yaptı. Tüm bu kazanımlar hem ekonomik açıdan hem de huzur ortamının gelişmesi adına çok önemli adımlardır. Bu süreci kendi çıkarları, kendi menfaatleri, kendi koltuk, mevki ve makamları için heba edenleri kınıyoruz. Bakın bu ülkede 50 bine yakın insanımız toprak altındadır ve analarımız hâla ağlıyor biz bunu istemiyoruz.”
"EKONOMİK ÇÖKÜŞÜN SONUCU FARKLI BOYUTLARA ULAŞACAKTIR”
Van ekonomisinin yaşananlardan dolayı büyük bir darbe aldığını belirten Tuğrul, şunları söyledi: “Ağustos ayının tüm rezervasyonları iptal edilmiş durumda. Bayram sürecinde İranlıların ilimize büyük bir katkısı oldu. Bayram öncesinde bu katkıyı yaşadık. Bu süreç ve çatışmalı ortam böyle devam ederse memleket gerçekten ekonomik olarak tamamen çökecektir. Bu çökmenin sonucu daha farklı boyutlara ulaşacaktır. İnsanlar artık yoksulluktan dolayı birbirlerine düşecek. Bunun sorumlularının bu gidişata bir an önce dur demeleri lazım. Hiç kimse şahsi mevki makamı için bu insanları, bu ülkeyi bölemez, heba edemez. İlimizde her köşe bucak Suriyelilerle dolup taşmaktadır. Onun için herkesin bu Suriyelilere dönüp bakması gerekir. Çünkü onlar yaşanan savaştan dolayı Türkiye’ye gelmiş durumda ve savaşlarda da hep çocuklar zarar gören taraf olmuştur. Bu insanların mağduriyeti hemen yanı başımızda tüm bunları görüp de, kalkıp hâla buna bayrak tutmanın hiçbir anlamı yoktur. Kesinlikle barış istiyoruz, barış istiyoruz, barış istiyoruz.”
