Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne (YYÜ) bağlı Özalp Meslek Yüksekokulu konferans salonunda yapılan konferansına Vali Yardımcısı ve İpekyolu Kaymakamı Sabri Uzun, Özalp Kaymakamı İsmail Çiçek, Saray Kaymakamı Ahmet Canpınar, DAKA Proje Koordinatörü ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Yaşar Bülbül, Özalp Meslek Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Murat Dedeoğlu, Genel Sekreter Burhan Koç, Öğretim Görevlisi Sadık Er, DAKA Planlama, Programlama ve Koordinasyon Birimi Başkanı M. Emin Çakay, birim uzmanları Şeyda Karadağ ve Harun Kaptaner, Özalp ve Saray ilçenin kurum amirleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, esnaflar ve davetliler katıldı.


Moderatörlüğünü CDC Kurumsal Gelişim Merkezi Yönetim Danışmanı Mehmet Emin Öztürk’ün yaptığı arama konferansında Özalp ve Saray kaymakamları birer konuşma yaptı. İlk olarak kürsüye gelen Özalp Kaymakamı İsmail Çiçek, Türkiye’nin 2023 hedefinde Van’ı ve Özalp’ı nerede görmek istediklerini anlattı. Özalp ilçesini İstanbul’daki Eminönü’ne benzeten Çiçek, “Eminönü’ne benzetmedeki kastım, gündüz nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu, ekonomik hayatın hareketli olduğu, fakat belli bir saatten sonra herhangi bir ekonomik canlılığın olmadığı bir bölge. Özalp’ta bana Eminönü’nü anımsatıyor. Bugün çok yoğun bir ekonomik hareketlilik olmasına rağmen yerleşim alanı olarak ve 24 saat yaşam alanı olarak bu ekonomik hareketi yansıtamıyor. Bugün maalesef Özalp’ta birçok esnafımız burada yaşamamakta ve yapacağı önemli yatırımları da başka alanlara kaydırmaktadır” dedi.

“SINIR KAPISINA YAKIN OLAN BİR İLÇEDE DIŞ TİCARETLE UĞRAŞAN TEK ESNAF YOK”
Özalp’ın İran İslam Cumhuriyeti ile 33 kilometre sınır olan bir ilçe olduğunu belirten Çiçek, 1 milyon 250 bin metrekare tarım arazisi olmasına karşın sadece 5’te birinin kullanıldığını bildirdi. 10 bini büyükbaş, 170 bin civarında ise küçükbaş hayvan varlığına sahip Özalp ilçesinde yaşayanların birçoğunun geçim kaynağının ticaret olduğunu ifade eden Çiçek, “Bugün Özalp’in esnaf profiline baktığımız zaman Saray Kapıköy Hudut Kapımız açık olmasına rağmen, bir ülke ile sınırımız olmasına rağmen dış ticaret yapan bir esnafımız bulunmamakta. Özalp’ta tarım anlamında neler yapılabilir, şimdiye kadar bir fizibilite çalışması da yapılmamış. Bu proje Sayın Valimizin öncülüğünde başlatılan ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından yürütülen bir projedir. Genel anlamda bu söylediklerimizin hepsini kapsamakta. Özalp’ta tarım anlamında ne yapılabilir? Saray ilçemizde tarım anlamında ne yapılabilir? Veya hangi ticari iş kollarında çalışma yapılabilir. Ve yeni iş kolları, yeni ekonomik alanlar var mı? Bu alanlarda ne yapılabilir? Dış ticarette nasıl bir düzenleme yapacağız ki, Özalp ve Saray halkı bundan faydalansın. Çünkü burada üretim yapılmıyor. Genelde de pazarlama sektörü ön planda. Bölge halkı genelde pazarlama üzerine, market gibi yani dışarıda üretilen ürünlerin satımının yapıldığı bir esnaf hareketliliği var. Bunlarla ilgili çalışmalar yapılacak. Biz Özalpliyiz, Saraylıyız. Kamu görevlisi olarak da burada bulunduğumuz süre içinde bölge adına elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Fakat biz ne kadar gayret gösterirsek gösterelim bizler belli bir süreden sonra buradan ayrılmak zorunda olan kamu görevlileriyiz. Buradan çıkacak olan kararların Özalplının, Saraylının benimsediği kararların olması gerekiyor. Uygulanırken sizlerin çok rahat kabul ettiğiniz kararların olması gerekiyor. Bundan dolayı sizin fikirleriniz, benimsediğiniz veya benimsemediğiniz hususlar bizler için çok önemli. Bunu yapmak için yapmak olsaydı, buraya bir araştırma ekibi getirir, onlar gözlemlerini yapar ve 1 gün içerisinde de rapor düzenleyebilirdi. Fakat biz gerçekten Özalp’ın, Van’ın, yapılması gerekenlerini tespit etmemiz gerekiyor” dedi.


2010 yılından itibaren Özalp’in nüfusunda her yıl bir düşme yaşandığını anımsatan Çiçek, ancak bunun ne güvenlik ne de başka sebepler olduğunu, nüfus yoğunluğunun azalmasının sadece ekonomik olduğuna dikkat çekti. Özalplının göç etmek yerine bölgede kalıp yatırım yapmalarını tavsiye eden Çiçek, bölge halkının İran ve Azerbaycan pazarlarını iyi değerlendirmeleri tavsiyende de bulundu.


Daha sonra kürsüye gelen Saray Kaymakamı Ahmet Canpınar da, Saray’ın coğrafi durumu, sosyal ve kültürel yapısını anlattı. Saray’ın İran İslam Cumhuriyeti’ne 48 kilometre uzunluğa sahip sınırı bulunan bir ilçe olduğunu anımsatan Canpınar, toplam 23 bin 500 olan nüfusunun yüzde 80’nin de kırsalda yaşadığını bildirdi. 1 milyon 334 bin metrekare alana sahip Saray’da yüksek rakım sebebiyle tarımın istenilen şekilde yapılamadığını kaydeden Canpınar, bölgenin geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunu bildirdi. Tarım ve hayvancılığın da profesyonel olarak yapıldığını ifade eden Canpınar, “Aile işletmesi adını verdiğimiz küçük çaplı olarak yürütülmektedir. Yüksek rakımdan dolayı tarımda verim çok düşük. Genelde arazimiz hayvan otlatılarak kullanılmakta. Genel olarak, yonca, buğday az olarak da korunga tarımı yapılmaktadır” dedi.

“1 YIL İÇİNDE ÇİFTÇİYE 3 MİLYON 500 BİN LİRA ÖDEME YAPILDI”
İlçedeki kaynakların halkın geçimini temine edecek olmaması sebebiyle batı illerine göçün fazla olduğuna dikkat çeken Canpınar, “Bu nedenle ilçenin gelişimi de sürekli stabil haldedir. Ekonomik gelişmişlik noktasında çok geri kalmış olan ilçemiz, İran İslam Cumhuriyeti’ne transit taşımacılığa açılmasıyla önemli bir gelişim göstereceğine inanıyoruz. Şu an mevcut durumda Kapıköy Sınır Kapısı ilçemizde olmakla birlikte uluslar arası anlamda kayıtlı şirketimiz yok. 2013 yılında Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı toplam 800 çiftçimiz bulunmaktadır. 1 yıl içinde toplam 3 milyon 500 bin liraya yakın arazi ve hayvancılık desteği adı altında devletimiz tarafından çiftçilerimize ödeme yapılmıştır. İlçemizde kayıtlı 80 bin küçükbaş, kayıt dışının da 50 bin adet olduğunu tahmin ediyoruz. Toplam 130 bin adet küçükbaş hayvan bulunmakta olup 2 bin 500’ü kayıtlı 5 bin adedi kayıt dışı olmak üzere yaklaşık 7 bin 500 adet büyükbaş hayvan yetiştirilmektedir” diye konuştu.


“SARAY İLÇESİ’NDEKİ NÜFUSUN YÜZDE 90’I DEVLETİN SOSYAL YARDIMLARIYLA GEÇİMİNİ SAĞLIYOR”
İlçedeki 4 bin 630 ailenin büyük ölçüde geçimini devletten aldığı sosyal yardımlarla sağladığını ifade eden Canpınar, “Öyle ki 2013 yılı içerisinde merkezi bütçeden devletimizin ihtiyaç sahibi vatandaşa sosyal yardımı adı altında gönderdiği nakit para 7 milyon lira civarında. 3 milyon 500 bin lira da tarımsal destek olarak eklediğimiz zaman yaklaşık 10 milyon liranın üzerinde bir sübvansenin olduğunu söyleyebiliriz. 4 bin 600 aileyi nüfus oranına vurduğumuzda, ilçemizde yaşayan vatandaşlarımızın yüzde 90’ının geçimini sosyal yardımlarla sağladığını söyleyebiliriz. Bu da ekonomik anlamda ilçenin ne kadar geri kaldığının bir göstergesi. İlçemizde 102’si gerçek kişi, 22’si kurumlar olmak üzere toplam 336 vergi mükellefi olup, 2013 yılı içerisinde 1.2 milyon vergi tahakkuku yapılmış. Ancak bunun yaklaşık yüzde 23’ü diyebileceğimiz 275 bin TL’si tahsil edilebilmiştir. İlçemizin en büyük ekonomik girdisi devlet yardım ve desteğidir. Tarım ve hayvancılık dışında birde uluslar arası ticaret dışında ciddi bir hareketlilik de bulunmamaktadır. Saray Hudut Kapısı’nın transit taşımacılığa açılması hem kayıtlı ekonominin canlanması adına hem de kayıt dışı ekonominin azaltılması noktasında vatandaşın geçimini temin etmesi noktasında yarar sağlayacak diye düşünüyoruz” dedi.

“MASA BAŞINDA RAPOR HAZIRLAMAK YERİNE BÖLGEYİ GEZİYORUZ”
Proje Koordinatörü ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Yaşar Bülbül de, başlattıkları çalışmada Van’ı nasıl 2023 Türkiye Vizyonu’nda daha aktif, katma değeri daha yüksek bir bölge haline getirebileceklerinin cevabını aramak için çalıştıklarını söyledi. Masa başında oturarak proje hazırlamak yerine o yöreye özgün proje hazırlamak için Van Valiliği’nin desteğiyle ilçe ilçe gezdiklerini kaydeden Bülbül, “Bizler normalde bu tip şeyleri evrensel bir takım örneklerle projeye dönüştürmek gayet mümkün. Oturursunuz masa başında yazar-çizersiniz ve dersiniz ki ‘işte ekonomi biliminin önerdiği bir şeydir. Gayet güzeldir. Sizde yapın’ diye. Bu işin kolay kısmıdır ama doğru kısmı değildir. Biz bunu biliyoruz. Daha önce bunun örneklerini yaptık. Zaten Sayın Van Valimizle yaptığımız projelerden dolayı tanışıyoruz. Sayın Valim daha önce çalıştığı illerde o yöreye özgü projelerini başarıyla hayata geçirdi. Bizde onun yanındaydık. Şimdi Van’a özgü bir modelin, Özalp ve Saray’a özgü bir modeli hayata geçirip, bunların kodlarını ve malzemesini sizden almak istedik” dedi.

“VAN, ŞU ANDA SOSYAL GELİŞMİŞLİK SIRALAMASINDA 75’NCİ SIRADA”
Projede esas konunun Van ve ilçeleri olduğunu anımsatan Bülbül, Van’ın şu anda nerede olduğunu ve bundan sonra neleri beklendiğini sayısal veriler ışığında anlattı. Toplantılardaki amaçlarından bir tanesinin 2023’e kadar Van’ın vizyonun cevabını aramak olduğunu anımsatan Bülbül, “Bilindiği gibi Van’ın iki önemli avantajı var. Birincisi kadim geçmişi. Bir zamanlar bir medeniyetin başkenti. Böyle bir mirasa sahip. İkincisi bölgesi. Hakikaten Van konum itibariyle çok önemli bir yerde. Hem Kuzey Irak pazarına hitap ediyor hem de İran pazarına hitap ediyor. Van, Kalkınma Bakanlığı'nın yapmış olduğu Endekste Sosyal Ekonomik Girişimciliği’nde 75. sırada yer almaktadır. Van, Bitlis, Muş ve Hakkari, üstelik Van merkez olmasına rağmen DAKA bölgesi Türkiye'nin ürettiğinin yüzde birini üretiyor. Ülkemiz verimlilik projesinde 26 bölgeye bölündü. Ekonomik olarak son sırada olan bu bölge ihracatta 430 milyon dolar bir rakamla çok düşük bir meblağda olduğu görülmektedir. Türkiye 2023'te 500 milyar bir ihracat yapmayı hedefliyor. Ekonomik bölgeler bazında ele aldığımız zaman Van maalesef en alt sıralarda. Türkiye'nin bir endişesi vardı, şimdi büyüdük rahatlayabiliriz artık. Bölge olarak tempoyu artırmamız ve tembellikten çıkıp hak ettiğimiz yere gelmemiz gerek. Ülkemiz büyümüş olabilir ama bu yetmez. Yılların açığını kapatacağız. Hep geriden gelmeyi bırakıp yarışa ortak olup, bir an önce üreten, kendi kaynaklarını kullanan bir ülke ve bölge olmalıyız. Kaynaklar şu an kullanılıyor olabilir, ama önemli olan bunu devam ettirmektir. Bizim amacımız bu kaynakları en iyi şekilde nasıl kullanabiliriz. Zamanın kıymetini bilip, kullanmadığımız zamanın hesabını vermeden önce elimizden geleni en iyi şekilde yapıp zaman israfından kaçmamız gerekir. Kaynakları kullanırken daha etkin kullanmak lazım. Kaynakları en iyi şekilde nasıl kullanabiliriz, bunu bilmemiz gerek” diye konuştu.

“VAN’DAKİ ÇALIŞMALAR 6 AY SAHADA SÜRECEK”
Van’daki çalışmaların 6 ay sahada süreceğini ifade eden Bülbül, “Bu bölgeyi tarayıp kaynaklarını tespit edip onları en iyi şekilde kullanmayı modellersek, Türkiye'nin 2023 vizyonuna en büyük katkıyı sağlarız. 26 bölge içinde en az üretim yapan biziz. Bu durumda ne yapmak lazım, bu bölgenin kendine özgü has öncelikli kaynaklarını ortaya çıkartıp, eksikleri tespit edip, rekabet olsun diye uluslar arası bazda güçlü olsun diye buraya özgü kalkınma planları yapılması gerekir. Bunun için de buradan iyi bir tercümanın olması gerekir. Onun için sizin yanınıza geldik. Buraya ait en iyi bilgiyi buranın insanı, buranın üreticisi, STK, bürokratı ile ortak çalışma sonucu ortaya çıkar. Özalp’ta, Saray’da elimizde ne var? Ne yapılabilir? Ne üretilebilir? Nasıl bir yol takip edilebilir? Bunu sizlere soracağız ve sizden bilgi alacağız. Bugün sizden alacağımız verileri ele alıp bürokrasinin gözü önünde sizlerle beraber yapacağız. Biz size destek çıkacağız, sizde Gürpınar halkı olarak gayret göstereceksiniz, geri kalan ise bizim işimiz. DAKA yol gösterecek, valilik yanımızda olacak, bu işi başaracağız. Tüm dünya kalkınıyorsa bizde kalkınabiliriz. Sizler 2023'te Van'ı nerde görmek istersiniz? Çocukların rüyası neden gerçekleşmesin? Bu rüyayı gerçekleştirmek için ortak bir çalışma yapıp, sizler fikirlerinizi, düşüncelerinizi ve önerilerinizi bizimle paylaşırsanız, toplu bir yoğunluk oluşturup içinde tercih yapıp çalışmalara başlanılacaktır. Burada 6 ay gibi bir süre beraber çalışacağız. Bu süre içerisinde sürekli Özalp ve Saray’a geleceğiz. Sizden aldığımız bilgiler doğrultusunda proje yapıp, bu projeleri uygulamaya aşamasına getirip Vali Beyin onayı da olduktan sonra başlatacağız. Bu vesileyle ihracat artacak, üretici gelecek, istihdam artacak, gençlerimiz başka illere gitmeyecek. Biz ülke bazında gereken yerlere bu projelerimizi sunacağız, görüşmeler yapacağız ve kendilerine diyeceğiz ki; bu süreçte Van'a gelmeyen geç kalır. Bu süreç hep ilerleyecek her yıl daha da büyüyecek. Bu sene bitti gidelim yok. Dileğimiz, duamız, temennimiz bu doğrultuda olacak. Son olarak şunu tekrarlamak isterim ki; sizden verileri alıp onu size geri dönüşümünü sağlayacağız" şeklinde konuştu.


Yapılan konuşmaların ve gerçekleştirilen sunumların ardından toplantıya katılanlar 2023 Vizyonu ile ilgili görüş ve önerilerini aktardı.

Editör: Wan Haber