Elite World Otel’de düzenlenen konferansa Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban, Portekiz Devlet Kamu Yönetiminden Sorumlu Eski Bakanı ve Portekiz Madde Bağımlılığı ve Uyuşturucuyla Mücadele Ulusal Stratejisi Sorumlusu Alexander Rosa, İSKEP Projesi Teknik Destek Ekibi Takım Lideri Paulo Pedroso, Başkale Belediyesi Eş Başkanı İhsan Güler, akademisyenler, kentin STK temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.Konferansın açılış konuşmasını yapan Eş Başkan Çoban, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti ortak finansmanıyla başlatılan İstihdam İçin Koordinasyon ve Eğitim Projesi’nin Van Büyükşehir Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu 12 belediyede 9 aydır yürütüldüğünü söyledi. Bu proje ile yerel düzeyde istihdam ve sosyal destek hizmetlerinin daha bütüncül bir yaklaşımla sunulmasına yönelik bir model oluşturulduğunu aktaran Çoban, proje ile yerel yönetimlerde hizmet kalitesinin iyileştirilmesi ve dezavantajlı bireylerin istihdam edilebilirliklerinin artırılmasının hedeflendiğini söyledi.


İSKEP Projesi'nin 2011 yılında Türkiye Belediyeler Birliği’nin, Türkiye’deki tüm belediyelere göndermiş olduğu ’sosyal içerme’ başlığındaki bir anketle başladığını, değerlendirilen anket çalışmasının sonucunda Van Belediyesi'nin davet edilen 12 belediyeden biri olduğunu belirten Çoban, "Van Büyükşehir Belediyesi olarak ‘Engelliler, Kadınlar ve Madde Bağımlıları’ olmak üzere 3 hedef grup ile pilot çalışmamızı ve yol haritamızı belirleyerek, Proje kapsamında il genelindeki mahalle meclisleri, sivil toplum örgütleri, mahalle muhtarları ve mahalle sakinlerinin bir araya geldiği bilinçlendirme ve farkındalık eğitimleri vererek, araştırmalar yapıyoruz. Van’da 9 aydır başarıyla devam eden ve 23 ayda tamamlanacak olan dezavantajlı bireyleri eğitim ve istihdama yönlendirmek amacıyla gerçekleştirilen proje kapsamında; dezavantajlı bireylere sunulan hizmetin kalitesinin artırılması ve bu bireylerin eğitim ve istihdama yönlendirilebilmesini takip amacıyla bir veri tabanı oluşturulmuş ve Van Büyükşehir Belediyesi olarak 200’e yakın dezavantajlı vatandaşımıza bu veri tabanı aracılığı ile hizmet sunmaktayız. Proje kapsamında 9 ay içerisinde 3 farklı hedef gruba mensup farklı sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşun ve vatandaşların katılımı ile 250’nin üzerinde vatandaşımıza belediyemizde kurulacak olan yeni birimin hizmetlerini anlatan bilgilendirme ve farkındalık toplantıları gerçekleştirilmiştir" dedi.

Büyükşehir Belediyesi olarak, 2015 Ocak ayında Van'da madde kullanımına ilişkin çok önemli bir araştırma yaptıklarını aktaran Çoban, yaptıkları araştırmada çok önemli ve çarpıcı veriler elde ettiklerini belirtti. Yaşları 5 ile 17 arasında değişen 243 çocukla yüzyüze görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade eden Çoban, "Bu çalışma sonuçlarına göre; Van’da sokakta çalışan çocukların yüzde 49.4’ü madde kullanılan ortamlarda bulunduğu, bunların da yüzde 76.7’sinin madde kullanımına eşlik ettiği saptanmıştır. Yine en az haftada bir olmak üzere bu çocukların yüzde 50’sinden fazlası her gün madde kullandıklarını dile getirmişlerdir.Bu rakamlardan da görüldüğü üzere, madde bağımlılığı konusunda kentimizin çocukları büyük bir tehlike altındadır. Kentimizin bugün en büyük sorun bu çocuklarımızın böylesi bir tehlike altında olmasıdır. Yerel yönetimler ve kent dinamikleri olarak bu sorunun çözümünü mutlaka bulmamız ve buna ilişkin politikalar geliştirmemiz gerekiyor" diye konuştu.

İSKEP Projesi Teknik Destek Ekibi Takım Lideri Paulo Pedroso ise, bu büyük çalışmanın parçası olmaktan mutlu olduklarını belirterek, amaçlarının istihdam ve uyuşturucu madde kullanımına karşı işbirliği oluşturmak olduğunu söyledi. Uyuşturucu madde kullanımına karşı en büyük eksikliklerinin anlayış sorunu olduğunu belirten Pedroso, bu sorununun halen polis ve mahkeme ile birlikte anılan bir durum olduğunu ve bunun çok yanlış sonuçlar doğurduğunu söyledi. Pedroso, "Ama aslında madde bağımlılığı her geçen gün bir sağlık sorunu olarak görülmektedir. Çok az sayıda ülke bu sorunu; güvenlik, sağlık ve sosyal haklar bağlamında ele almaktadır. Madde bağımlılığının daha çok bir sosyal sorun olarak ele alınması gerektiği kanısındayım. Madde bağımlılarının da sosyal hakları olduğunu görmek önemli bir adımdır. Yabancı olarak söyleyebilirim, bu yaklaşımı benimseyen belediyelerde toplum hayatında önemli bir değişim oluşturuyorlar. Hiç bir ülkenin ‘benim yaklaşımım en doğrusudur' deme hakkına sahip değil. Burada önemli olan Türkiye'de dahil madde bağımlılığına yaklaşımın değişimidir" dedi.

Pedroso'nun ardından Van Büyükşehir Belediyesi Psikologlarından Zin Adıyan, belediyenin çalışmaları ile ilgili bir sunum yaptı.

Portekiz Devlet Kamu Yönetiminden Sorumlu Eski Bakanı, Portekiz Madde Bağımlılığı ve Uyuşturucuyla Mücadele Ulusal Stratejisi Sorumlusu Alexander Rosa da, Portekiz'de 25 yıldır devam eden bir deneyim olduğunu ve bu deneyiminde her geçen gün biraz daha geliştirildiğini söyledi. Rosa, bu modelin en büyük ve önemli temel amacının sorunu bir 'halk sağlığı' olarak görmeleri olduğunu belirtti. 1970'lerde bu sorunu önemli bir sorun olarak ele aldıklarını aktaran Rosa, 90'lı yıllarda ise bu soruna ilişkin çok önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. O dönem Portekiz'de yaklaşık 100 bin madde bağımlısı olduğunu hatırlatan Rosa, toplumu en fazla endişelendiren madde bağımlılığı ve madde kullanımı olduğunu söyledi. Rosa, "En fazla kullanılan madde kenevirdi ve en önemli madde ise eroindi. Bizim açımızdan üzerinde durulması gereken konu eroindi. Çünkü eroin kullananlar toplumdan çok daha hızlı uzaklaşıyorlardı. Önümüzde iki alternatif vardı. Ya gerekli önemi gösterecektik ya da bu sorun daha da büyüyecekti. 1990'ların sonunda kamuda tedavi ağları oluştu. Bu noktada bazı yenilikçi yöntemler denedik. Mesela kullanıcılara yeni şırıngalar verdik. Yine madde kullanımı bir suç olmaktan çıkardık. 2000 yılı itibari ile hiçbir madde kullanıcısı ceza almıyor ve cezaevine gönderilmiyordu. Biz bireyi birey olarak ele alıyoruz. 'Bu birey için uygundur' demiyoruz, aksine birey için gerekli uygun çözümü bulmaya çalışıyoruz. Herhangi bir sorunla karşılaştığımızda bu kişiyi cezaevine göndermek yerine bu birey için neler yapabilirizi araştırıyoruz, kişide bu zararı nasıl en aza indirebiliriz diye konuşuyoruz. Bu kişilerin temiz olabilecekleri, duş alabilecekleri, kıyafet alabilecekleri bir yöntem uyguluyoruz. Kontrollü olarak bu kişilere metedom programları uyguluyoruz. Bütün dünyada kullanılan iki yaklaşım var. Birincisi suç olarak görülmesi. Bu yaklaşım dünyada kabul gören yaklaşımdır. İkinci yaklaşım ise Portekiz'de benimsenen yöntem. Bizim yöntemimiz bunu davranışsal hastalık olarak görüyor. İnsanlar eğer bağımlı ise bu kişilere sosyal destek sağlayarak tedavi için uğraşıyoruz" dedi.

Editör: Wan Haber