Olay, 5 Haziran 2018 tarihinde İsmetpaşa Mahallesi Egemenlik Caddesi'ndeki bir lokantanın ikinci katında yaşandı. Kadir I., kızı Zehra'yı taciz ettiği öne sürülen Tamer Çetin'e ruhsatsız tabancasıyla ateş etti. Yaralanan Çetin yere düşerken, Kadir I. bu kez eline geçirdiği çekiçle vurdu. Çağırılan ambulansla hastaneye kaldırılan Tamer Çetin kurtarılamadı. 


Olayın ardından gözaltına alınan Kadir I.  hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis istemiyle hakkında dava açıldı.

Kadir I. 3 Ocak'ta Kahramanmaraş 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşen karar duruşmasına çıktı. Mahkeme heyeti Kadir I.'yı önce 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı sonra da bu cezayı haksız tahrik indirimi ve duruşmadaki saygılı tutumundan dolayı 12 yıl 1 aya düşürdü.

2-20200114143640.jpg


Mahkemenin kararına Kadir I.'nın ailesinden tepki geldi. Avukat Kadir Bastırmacı ile mahkeme savcısı 12 yıl 1 ay hapis cezası kararının bozulması için istinaf mahkemesine itiraz etti. Tamer Çetin'in taciz ve tehdit ettiği öne sürülen Zehra I., öğretmen olduğunu ve her gün öğrencilerine adaletten bahsettiğini belirtti.

Yüzünün görünmemesini isteyen Zehra I., "Ben bir öğretmenim. Yüzümün gizlenmesini istememin sebebi de öğrencilerime her gün adaletten bahsediyorum, adaleti anlatıyorum. 'Hocam siz neden o zaman adaletsizliğe uğradınız' diye bir soru yöneltirlerse bana, ben bu soruya cevap veremeyeceğim için yüzümü gizlemek zorunda kaldım" diye konuştu.


Her şeyin 2,5 yıl önce Tamer Çetin'in kuzeni Şefika Çetin aracılığıyla kendisiyle tanışmak istemesiyle başladığını belirten Zehra I., arkadaşının ısrarı üzerine evlilik yolunda bir tanışma kararı aldıklarını ifade etti. Tamer Çetin'in gerek yüz yüze görüşmede, gerekse de mesajlaşmalarında normal bir insan gibi olmadığını fark edince görüşmeyi kesmek istediğini belirten Zehra I., sözlerini şöye sürdürdü:


"Tekrar İstanbul'a döndükten sonra süreç içerisinde kendisiyle görüşmek istemediğimi söyledim. Zamanla fark ettim takıntılı olduğunu. Ben 'Olmaz' dedikçe üzerime gelmeye başladı. Aileme ne kadar çok değer verdiğimi ve düşkün olduğumu biliyordu, beni bununla tehdit etmeye başladı. 'Senin aileni gözünün önünde öldürürüm.' 'Benimle evlenmek zorundasın, evleneceksin ya da ikimizin ölümüne sebep olursun.' 'Düğün tarihlerimiz aynı yazmazsa, ölüm tarihlerimiz mezarın başına aynı yazılır. Buna bir karar ver' diyordu. Ben de tabi aileme ilk başlarda söyleyemedim. Bıkar, nereye kadar ısrar edecek diye düşündüm.


Babama ulaştı şahıs, 'Kızınla ben konuştum. Kızını kaçıracağım ya bana vereceksin, ya da öldüreceğim kızını' diye babamı da tehdit etmeye başladı. Tehditlerin ardı arkası kesilmedi, sadece tehditten ibarettir diye düşündük ilk başta, ama şahıs İstanbul'dan buraya gelmeye başladı. 'Benim yaptığım şey sadece tehditle kalmayacak. Bak evinizin fotoğrafını çekiyorum' diye mesaj attı ve evimizin etrafında olup biteni, eve kimin girip kimin çıktığını izledi ve babam da basit bir tehdit olmadığını anladı. Anladıktan sonra ailesine ulaştı 'Oğlunuza sahip çıkın. Benim 5 tane çocuğum var, olay çıkmasını istemiyorum, aklını başına alsın' dedi. Ailesi de 'Biz bile baş edemiyoruz çocuğumuzla' dedi."


Tamer Çetin'in evlerinden kimin çıktığını, kendisinin üzerinde hangi renk elbise olduğunu dahi söylemesi üzerine İstanbul'dan gelerek evi takip ettiğinden emin olduklarını ifade eden Zehra I., adliyeye, karakola gittiklerini, BİMER ve CİMER'e yazdıklarını ve bunların sonunda sadece uzaklaştırma kararı verildiğini belirterek, "50- 60 kere gittik, şikayette bulunduk. Artık emniyetteki, adliyedeki insanlar bizi gerçekten tanıyordu.


Beni gördüklerinde 'Zehra Hanım zaten sizin dosyanız devam ediyor, artık gelmenize gerek yok. Şahsı gördüğünüz zaman koruma polislerine haber vermeniz yeterli' dedi. Bu kadar, yani aldığımız cevaplar buydu. Babam hiçbir zaman öfkesinin kurbanı olmadı. Olsaydı bir yıl boyunca bu şahsa hiç kimse sabredemezdi. Benim fotoğraflarımın altına çıplak kadın fotoğrafları yapıştırıp 'Senin kızın böyle, seni rezil edeceğim' diyerek esnafa, herkese photoshoplu fotoğraflarımı attı. En küçük kardeşimin bile psikolojisi bozuldu, 'Abla biz ne zaman öleceğiz' diye her gün benim yanıma geldi" dedi.


Aile olarak telefon hatlarını 3- 4 defa değiştirdiklerini, ancak Tamer Çetin'in kendi fotoğraflarıyla sosyal medyadan açtığı sahte hesap aracılığıyla ulaştığı akraba arkadaşları aracılığıyla numaraları bulduğunu belirten Zehra I., ilgili kurumlara yaptıkları şikayetlerden sonuç alınmayınca babasının ailesini korumak için işten ayrılmak zorunda kaldığını söyledi. Çetin'in günde 500 civarında mesaj attığını, mesajlarında çok ağır küfür ve hakaretlerinin yanında ölüm tehditleri olduğunu kaydeden Zehra I., attığı tehdit mesajlarını da okuyarak şöyle devam etti:


"Olaydan bir hafta önce şahıs biletinin fotoğrafını atıp 'İstanbul'a dönüyorum, bir hafta sonra tekrar Maraş'a geleceğim. Bu sefer Maraş'a silahla geleceğim, olduğunuz yerde canlı kalmayacak, yapacağım katliamı tüm Türkiye izleyecek. Hepinizin ölüsünün, üzerine gazete fotoğrafları serilmiş olacak' diye mesaj attı. 'Benim kaldığım otel belli. Dolaştığım yeler belli, evinizin etrafında dolaştığım yerler belli. Antep'e gittiğim arabanın plakasına kadar size verebilirim, çünkü ben yapacağım her şeyi haber veriyorum, verdim bu zamana kadar. Geriye son bir şey kaldı, o da sizin canınızı almak' dedi. İstanbul'dan şahıs bir defalığına gelmedi, bu ilk defa olan bir şey değildi, olayın öncesinde keşif için geldiğini söyledi. Bu da mesajlarla kanıtlı.


'Şu anda yüksek bir yerden evin içini hedef aldım, o evden kimse canlı çıkamaz. Elimde uzun namlulu silah var, kimseye geldiğimi belli etme. Ortalık kan gölüne döner söyleyeyim. Polis görürsem veya en ufak bir terslik hissedersem evi tararım. Sakın hata yapma' diyor. Beni hem korkutuyor hem de yapacağı katliamı açık açık söylüyor. Kendisini sürekli şikayet ettiğimizi bildiği için attığı mesajları onlara göstermemi de söylüyordu. 'Attığım bu mesajı da göster. Amirim size hiç iş bırakmayacağım. Zehra'yı öldürdükten sonra kendi kafama da sıkacağım. Sen hiçbir şey düşünme, işine yarayacak varsa söyle bana, ben yaparım sen hiç zorlama kendini. Delil mi istiyorsun, kanıt mı istiyorsun Zehra'yı öldüreceğim. Ne polis, ne savcı bana kimse engel olamayacak. Seni mezarın içine tıkana kadar bana yaşamak haram. Bunu polislere, şikayet ettiğin kişilere göster diyor açık açık."


Babasının değil adam öldürmek, karıncayı dahi incitecek biri olmadığını, güvenlik kamera görüntülerinde de öldürmek için ateş etmediğinin açıkça görüldüğünü belirten Zehra I., mahkemenin verdiği karara da tepki göstererek şunları söyledi: "Biz adalete sığındık bir yıl boyunca, ama adalet bize en büyük adaletsizliği yaptı. Bundan sonrası için sesimizi duyurmak istiyorum. Bir Özgecan davası daha yaşanmadı, bir Ceren Özdemir davası yaşanmadı. Ama yaşanabilirdi, çünkü ülkemizde kadın olmak büyük bir suç gibi algılanmaya başladı. Kadın cinayetlerinin nasıl bu kadar arttığını ben bu olay başıma gelince anladım. Ben açıkçası babamın bu kadar fazla cezaya çarptırılacağını bilseydim o ölümü göze alırdım, 'Keşke şahıs beni öldürseymiş' diyorum bazen. Bu verilen karar açıkçası 'Ben; Ceren Özdemir'in, Özgecan Aslan'ın katilinin yanındayım. Bu tacizciler, tecavüzcüler istedikleri gibi cirit atsınlar, bu suçlar bu ülkede çoğalsın, nasıl olsa engellemeye çalışan olursa biz bu kadar cezayı veririz' anlamında. Bence bu demek.

1-631.jpg


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e de seslenen Zehra I., bu olayda hem kendisinin hem de babasının mağdur olan taraf olduğunu söyledi. Tamer Çetin'in annesinin dahi oğlunun sorunlu olduğunu bildiğini ve kendisine bir defasında, "Zehra, biz Tamer'den 2 gündür haber alamıyoruz. Kendinize dikkat edin, polise haber verin" diye mesaj attığını ifade eden Zehra I., Tamer Çetin'in kendisine ve babasına attığı tehdit mesajlarını da paylaştı. Tamer Çetin'in yazdığı mesajlar ise kan dondurdu.


Öte yandan Tamer Çetin'in yaralı olarak kaldırıldığı ve 'hayati tehlikesi yoktur' şeklinde rapor verildiği Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık uygulama ve Araştırma Hastanesi'ndeki görüntüleri de ortaya çıktı. Görüntülerde, bir hasta bakıcının götürdüğü sedyede yatan Tamer Çetin'in bilinci açık, kafasını ve kollarını oynatıyor.


Tamer Çetin, kol ve bacaklarındaki kırıklar nedeniyle kaldırıldığı ortopedi servisinde ameliyat için hazırlanırken kalbi durdu ve doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.SuperHaber

Editör: Wan Haber