GEREKEN TEDBİRLERİN ALINACAĞI MESAJI

Savunma sanayi sektöründeki sıkıntıları aşmak için yeni bir teşvik sistemi olup olmadığına yönelik soru üzerine, kendilerinin halihazırda belirli mekanizmaları devrede tuttuğunu belirten Demir, bu mekanizmaların yetmemesi durumunda da devletin her zaman sanayiyi canlı tutmak üzere gereken tedbirleri almaya devam edeceğini söyledi.

"TÜRKİYE, EMİR ALAN BİR ÜLKE OLMADIĞINI GÖSTERDİ"

Ambargoyu, Türkiye'nin ülkeler arası ilişkilerle bağdaştıran Demir, "Türkiye, Cumhurbaşkanı'mızın dik duruşuyla emir alan bir ülke olmadığını gösterdi, bu da bir ambargo mekanizmasını devreye soktu." ifadelerini kullandı.

"GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ BUNDAN ETKİLENME DURUMUNDA DEĞİL"

Demir, ABD'nin Türkiye'ye yönelik kararının ardından F-16'ların yedek parça ihtiyacının karşılanması noktasında bir sıkıntısının olup olmayacağına ilişkin de "Yaptırım bir kurumu hedef aldı, o da SSB. F-16'lar ve kullanılan herhangi bir ürünümüzün ihtiyaçlarını karşılayan makam biz değiliz." bilgisini verdi.

Güvenlik güçlerinin bu yaptırımdan etkilenmeyeceğini belirten Demir, "Bahsi geçen kurum ve kişiler dışında karar kimseyi etkilemiyor. Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, güvenlik güçlerimiz bundan etkilenme durumunda değil." dedi.

SAVUNMA ÜRÜNLERİNİN TEDARİKİ

Demir, savunma ürünlerinin tedarikine yönelik açıklamasında,  "Engel 'Hayır' şeklinde gelmiyor, işlemin uzatılması, sürüncemede bırakılması gibi yöntemle yapılıyor." ifadelerine yer verdi.

S-400'ÜN ÖZELLİĞİ

Başkan Demir, S-400'e yönelik de,  "Bizim aldığımız sistem, kendi sınıfında 1 numaralı hava savunma sistemi." açıklamalarında bulundu.

"PROJE ÜRETEN BİR KURUMUZ"

Başkan Demir, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

Herhangi bir zafiyet oluşacağını düşünmüyoruz. Başkanlığımızın ithal ettiği şey yok denecek kadar az. Proje üreten bir kurumuz, doğrudan alım yapmayız. Bizim ana görevimiz savunma sanayiini geliştirmek.

"BİR İŞARET FİŞEĞİ OLARAK GÖRÜYORUZ"

Kendi sanayimize güveniyorum. Gidişatımız iyi. İyi bir yürüyüş olabilir ama daha da koşmamız gerekiyor. Savunma sanayimiz için bir işaret fişeği olarak görüyoruz.

"FİNANSAL ERİŞİME İHTİYACIMIZ YOK"

Bizim finansal erişime ihtiyacımız yok, şimdiye kadar olmadı. Kredi mekanizmasının kullanılacağı yerde ana yüklenici devreye girer.

YÜKSEK SEVİYEDE FARKINDALIK

Savunma Sanayii İcra Komitesinin yapısına dikkati çeken Demir, şöyle konuştu:

"Savunma Sanayii İcra Komitesinin yapısı değişti. Önceden Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı'ndan oluşan bu komitedeki üye sayısı 3'ten 7'ye çıktı.

Komite, Sayın Cumurbaşkanı'mızın başkanlığında toplanıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcı'mız, İçişleri Bakanı'mız, Milli Savunma Bakanı'mız, Hazine ve Maliye Bakanı'mız, Genelkurmay Başkanı'mız ve ben bu komitenin üyesiyiz.

Devletin üst seviye bir karar mekanizmasına biz sürekli hesap veriyor, projelerimizi anlatıyor ve proje harcamalarımızı oradan onay alarak başlatıyoruz. Bu da yüksek seviyede bir farkındalığın oluşmasını sağlıyor."

"BİZ PROJEYİ TEST AŞAMASINA KADAR YÜRÜTÜYORUZ"

SSB'nin, ihtiyaç makamlarıyla çok yakın temas içinde, hangi projelerin olması gerektiğini ve ihtiyaçların tespiti sürecini değerlendirdiğini, bu noktada bir önceliklendirme yaptığını belirten Demir, sonuçta finansal dağılıma bakılarak, ihtiyaç ve mevcut kaynaklar ışığında yine ihtiyaç makamlarıyla çok yakın temas ve iş birliği içinde proje sıralamasına gidildiğini anlattı.

Demir, projenin ihalesini de yapıp karara bağladıklarını, son onay için Savunma Sanayii İcra Komitesinin önüne çıkardıklarını ifade ederek şu bilgileri verdi:

"Anlaşma yaptıktan sonra artık muhatap ana yüklenici. Biz projeyi test aşamasına kadar yürütüyoruz. Teslim edildikten sonra kullanıcı makamın bir ürünü oluyor ama biz son zamanlarda teslim edildikten sonra 4-5 yıl veya daha uzun süre o ürünün lojistik desteğinin, bakım ve idamesinin yapılmasıyla ilgili şartları da anlaşmaya koyuyoruz. Böylece kullanıcı makam çok rahat şekilde bu süreçte o idameyi yapabiliyor."

"NİHAİ ÇÖZÜMÜMÜZ YERLİ MOTOR"

Demir, yaptırım kararı nedeniyle Hürjet'te kullanılan ABD motorlarının temininde bir sıkıntı olmayacağını da vurguladı.

Birkaç yıldır talep ettikleri ürünlerin kendilerine gelmemesi gibi bir durumla karşı karşıya olduklarını belirten Demir, çoğu zaman bu engellerin "Hayır" şeklinde değil, işlemin uzatılması ve sürüncemede bırakılması yöntemiyle yapıldığını dile getirdi.

Altay tankının motoru ve güç aktarma sistemi meselesinde muhataplarından "Hayır" cevabını işitmediklerini söyleyen Demir, "Ama 'Evet' cevabını da işitmiyoruz. Böyle olunca iş askıda kalıyor. Kalkıp da yarın 'Ambargo var' deseniz, 'Ne münasebet, biz hayır demedik ki' diyebilirler." ifadelerini kullandı.

Milli motor için çalışmalarının devam ettiğini de belirten Demir, şöyle dedi:

"Bizim nihai çözümümüz yerli motordur. Bu süreçte samimi olarak bizimle iş birliği, ortak üretim ve geliştirme yapmaya açık olan makamlar, ülkeler ve şirketlerle görüşüyoruz. Hürjet'in motorunun temininde bir problem çıkmazsa devam edeceğiz ama ileri vadede Hürjet'in motorunu biz yerli yapmak istiyoruz. Şu anda Hürjet için seçilen motorun imalatçısı firma dese ki 'Madem bizim motorumuzu kullandınız, sonraki nesli geliştirirken beraber yapalım.' Hak ve kullanım durumunda herhangi bir kısıt olmaması durumunda buna 'Evet' deriz."

"ALINAN SİSTEM, KENDİ SINIFINDA BİR NUMARA"

Demir, Türkiye'nin neden NATO'nun envanterinde olan bir Patriot hava savunma sistemi yerine Rusya'dan S-400 aldığına ilişkin de değerlendirmede bulundu.

Sistemlerin performansına bakıldığında SSB'nin aldığı sistemin kendi sınıfında bir numaralı hava savunma sistemi olduğunu vurgulayan Demir, şöyle devam etti:

"Bizim uzun zaman Çin ile görüşmelerimiz oldu ancak o zamanki konjonktür gereği mesele rafa kaldırıldı. Daha sonraki aşamalarda Amerikalılar ile İtalya ve Fransa ortaklığıyla da görüşmeleri sürdürdük.

Patriot sistemiyle ilgili konuda bizim istediğimiz şartlarda bir tedarik olmadı. Karşı tarafın empoze ettiği şartları almanız gibi bir durum söz konusu değil. Bir şey alırken satıcının ortaya koyduğu tüm şartları kabul etmek durumunda mısınız?

Mesela adam size bir fiyat verdi ve belirli şartlar koştu, alternatifler de var. Şartlar ne olursa olsun, birilerini küstürmemek adına bunu kabul etmemiz mi bekleniyor?"

Fiyatın yanında teknik anlamda pek çok parametrenin de bulunduğuna dikkati çeken Demir, daha sonraki aşamada şartların değiştiğini ve S-400 süreciyle ilgili görüşmelerin başladığını hatırlattı.

GÖRÜŞMELERİN SÜRDÜĞÜNÜ BELİRTTİ

Demir, kendilerinin tekrar ABD tarafından teklif istediğini ancak bu kez teklif verilmediğini ve uzun süre bekletildiklerini ifade ederek, bu süreçte ABD ve İtalyan sistemleriyle ilgili görüşmelerinin devam ettiğini anlattı.

O sistemin de performans olarak çok daha geliştirilmeye ihtiyacı olduğunu belirten Demir, şunları kaydetti:

"Orada da yine çok olumlu yürüyor manzarası verilse de bir türlü yeterli adım atılmadı. O defter hala kapanmış değil. Bunun çok basit bir aşamasına başladık mesela ama o bile Fransa'nın tavırlarından dolayı tamamlanamadı.

Patriot için anlaşma sağlansaydı, 'F-35'ten Türkiye'yi çıkartalım' tehdidi o zaman da vardı. Yani kendinizi rehin alacak bir adım atıyorsunuz. Türkiye, ABD'nin işine gelmeyecek her adımda bir şekilde tehdite maruz kalacak.

Bu tehdit için de elinde bir koz olacak. Koz neydi? İşte F-35 kullanıldı. Patriot olsaydı, koz olarak kullanılmayacak mıydı? Kesinlikle kullanılacaktı. Cumhurbaşkanı'mız da ifade etti, S-400 olmasa, başka bir bahane bulunacaktı.

Bu devletin en üst seviyesinde inanılan ve ifade edilen bir şey. 'F-35 konusunda dahi teknik argümanlar varsa bakalım, F-35 ile S-400'ün bir arada bulunmasıyla ilgili sorunlardan bahsediyorsunuz, bunları konuşalım.' dediğimizde asla kimse bu konuyu konuşmaya yanaşmadı, daha alma sürecinden önce."

Editör: Wan Haber