Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Murat Sarısaç, ülke genelinde engelli vatandaşların yaşadığı sorunları meclis gündemine taşıdı. Sarısaç, engelli bireylerin başta eğitim, sağlık, istihdam ve erişilebilirlik hizmetleri olmak üzere gündelik hayatlarında karşılaştıkları tüm sorunların tespit edilerek alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla meclise araştırma önergesi verdi.  

‘Dünya nüfusunun yüzde 15’i, Türkiye nüfusunu ise yüzde 12,29’u’ 

Türkiye nüfusunun yüzde 12.29’nun engelli bireylerden oluştuğunu belirten Sarısaç, “Birleşmiş Milletler (BM), 1992 yılında 3 Aralık tarihini “Uluslararası Engelliler Günü” olarak kabul ederek bunu 1993 yılı Mart ayında BM İnsan Hakları Komisyonunun 1993/29 sayılı bildirisiyle duyurmuştur. Buna bağlı olarak her yıl, dünyanın her tarafında engellilerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekmek amacıyla açıklamalar yapılmakta ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Çünkü açıklanan verilere bakıldığında, dünya nüfusunun yüzde 15’inin, Türkiye nüfusunu ise yüzde 12,29’nun engelli bireylerden oluştuğu görülmektedir. Bu nedenle engellilerin temel haklardan yararlanması ve bu haklarının güvence altına alınması amacıyla ulusal ve uluslararası sözleşme ve kanunlar çıkarılmıştır” dedi.  

‘Çoklu çözüm modellerinin geliştirilmesi gerekmektedir’ 

Sarısaç, engellilik gruplarının varlığından dolayı çoklu çözüm modellerinin geliştirilmesi gerekmektiğini vurgulayarak, “Aynı şekilde Türkiye’de de 5378 Sayılı Engelliler Kanunuyla; engelli bireylerin temel hak ve özgürlüklerden yararlanarak toplumsal hayata diğer bireylerle eşit koşullarda etkin bir şekilde katılmaları amacıyla engelliliği önleyici tedbirlerin alınması öngörülmüştür. Buna rağmen söz konusu düzenlemeler kâğıt üzerinde kalmış, engelli bireylerin eğitim, barınma, sağlık, sosyal güvenlik ve istihdam vb. sorunlarına kalıcı bir çözüm getirilmemiştir. Bunun yanında engelli bireylerin toplumun ayrılmaz bir parçası haline gelmesini sağlayacak doğal toplumsal farkındalık da yaratılmamıştır. Dolayısıyla bedensel, görme, işitme, süreğen hastalıklar vb. gibi engellilik gruplarının varlığından dolayı çoklu çözüm modellerinin geliştirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.  

‘Gerekli adımlar atılmalıdır’ 

Engellilere verilen ödeneklerin açlık sınırının altında olmaması amacıyla gerekli adımlar atılması gerektiğini dile getiren Sarısaç, “Engellilere sunulan hizmetlerin tüm engel gruplarına ulaşmadığı, söz konusu hizmetlerin yetersiz kaldığı ve engellilerin bağımsız bir birey olarak yaşamını sürdürmesi için gerekli tedbirlerin alınmadığı bilinmektedir. Yine aylık ve bakım parası bağlanması, rapor alınması süreçlerinde bezdirici zorlukların yaşandığı; söz konusu süreçlerde siyasi kayırmacılık ve ayrımcılığın olduğu da ifade edilmektedir. Dolayısıyla verilen ödeneklerin, enflasyon ve kur şokları nedeniyle sembolik ödeneklere dönüştüğü görülerek ödeneklerin açlık sınırının altında olmaması amacıyla gerekli adımlar atılmalıdır” dedi.  

‘En önemli sorun işsizliktir’ 

Sarısaç, işsizliğe de değinerek sözlerine şöyle devam etti:  

“Bunlara ek olarak elektrik ve trafik direklerinin belli bir düzende dikilmemiş olması, araçların kaldırımlara park etmeleri, görme engelliler için çekilen sarı yol bantların zarar görmesi veya bantların üzerine direklerin yerleştirilmesi, birçok yerde trafik ışıklarında sesli uyarı sisteminin bulunmaması, işitme cihazlarını dağıtmak amacıyla ihaleyi alan bazı şirketlerin cihazların yeterli nitelikte olmasına dikkat etmemesi vb. sorunlar da güncelliğini korumaktadır. Engelli yurttaşların karşılaştığı bu tür mimari ve idari aksaklıkların dışında, engellilerin kendilerine yetmesini ve eşit bir birey olduklarını engelleyen en önemli sorun işsizliktir. Bugün 200 bin kişi EKPSS’ye girmesine karşın alımlar 2 bin kişilik bile değildir.” 

‘Eğitim sorunu ortaya çıkmaktadır’ 

Engelli bireylerin eğitimde yaşadığını sorunları da belirten Sarısaç, “Tabii yapılan araştırmalara göre engelli yurttaşların istihdamının az olmasının en önemli nedeni olarak eğitim sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu konuda Türkiye’nin de taraf olduğu BM Engelli Hakları Sözleşmesinin 24. Maddesi “Taraf Devletler engellilerin eğitim hakkını tanır. Taraf Devletler, bu hakkın fırsat eşitliği temelinde ve ayrımcılık yapılmaksızın sağlanması için eğitim sisteminin bütünleştirici bir şekilde her seviyede engellileri içine almasını ve ömür boyu öğrenim imkânı sağlar.” ifadelerine yer vermesine rağmen bunun gereğinin tam olarak yapıldığından bahsedilemez. Türkiye’nin de imzalayıp onayladığı bu sözleşmenin gereği olan tüm hakları ertelemeden yerine getirmesi gerekir” dedi.  

‘Ek tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir’ 

Sarısaç, engellilerin istihdamını arttıracak ek tedbirlerin alınmasını gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı:  

“Bugün ilk ve orta öğretimde yer alan yaklaşık 18 milyonun öğrencinin içinde engellilerin oranının 295 bin 697 olduğu ifade edilirken engelli bireylerin ilkokuldan sonra okulu bırakma oranının Türkiye’de %60 olduğu belirtilmektedir. Göstergeler, eğitim sisteminde engellilere ilişkin ciddi düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılarken engellilerin istihdamını arttıracak ek tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda engelliler için bütçe içerisinde ayrılan yüzde 1,6’lık payın yeterli olmadığı da ortadadır. Bu nedenle engelli yurttaşlarımızın başta eğitim, sağlık, istihdam ve ulaşım olmak üzere haklarıyla birlikte eşit yurttaş olmalarına neden olan sorunların tespit edilerek alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması elzemdir.”

Editör: Wan Haber