Anayasa Mahkemesi hukuk mahkemeleri tarafından verilen yargılama harcının tahsili amacıyla, ilgili yasa hükmündeki "kararın verilmesinden itibaren.." ibaresinin iptal etti. Buna göre, vatandaşlar ne kadar ödeyeceklerini bilmedikleri harç parası için gecikme zammı ödemekten kurtulmuş oldu.
Aydın Vergi Mahkemesi'nce Anayasa Mahkemesi'ne yapılan yasa iptali başvurusunda, 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28. maddesinin birinci fıkrasının, 23.7.2010 günlü, 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 18. maddesiyle değiştirilen (a) bendinin birinci cümlesinde yer alan "...kararın verilmesinden itibaren..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal ini talep etti.
Başvuru kararında, "Belirlilik ilkesi gereğince, kişi ve kurumlar yargılama neticesinde hüküm altına alınacak ve kendilerinden istenilecek olan nispi karar ve ilam harcını ancak kararın tebliği ile öğrenebileceklerdir. Yargılama esnasında hazır bulunmayan, hüküm duruşmasına katılmayan tarafın, hüküm fıkrasından haberdar olması ve ne kadar harç ödemesi gerektiğini bilmesi mümkün değildir. Hüküm fıkrasında hesap edilen harca, ancak gerekçeli kararın tebliği ile muttali olunmaktadır. Uygulamada ise, karar duruşmasında genellikle kısa karar yazılmakta, gerekçeli karar ise daha sonra yazılarak taraflara tebliğ edilmektedir. Gerekçeli kararın yazılması ve taraflara tebliği ise belli bir süreye tabi olmayıp, kimi zaman iş yoğunluğuna göre makul olmayacak süreleri bulabilmektedir. Bu nedenle, karar harcının tahsili için öngörülen 2 aylık süre geçtikten sonra, gerekçeli karar yazılarak taraflara tebliğ olunabilmektedir. Bu durumda harcın yükümlüsü, ne miktarda harç ödeyeceğini öğrendiğinde, Kanunda belirtilen iki aylık süre geçmiş olacak ve akabinde gecikme zammı ödemek zorunda kalacaktır. Ayrıca, kararı veren mahkeme tarafından, harcın tahsili amacıyla vergi dairesi müdürlüğüne harç tahsil müzekkeresi yazılacağından, artık taraf hakkında cebri tahsilat işlemleri başlayacaktır. Normalde vergilendirmede tebliğ ile başlaması gereken tahsilat aşaması, nispi karar ve ilam harçlarında; tarafın yokluğunda karar verilse dahi, gerekçeli karar verildikten çok uzun bir süre sonra yazılsa ve tebliğ edilse bile, kararın verildiği tarihten itibaren başlamaktadır. Tebliğ edilmeyen bir işlem veya karara hukuki sonuçlar bağlanması, hukuk hayatında etki doğurması, kişi ve kurumların hukuki güvenliğini etkileyeceği gibi, tebliğ olunmayan bir kararın kişiler üzerinde olumsuz sonuçlar doğurması hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz" denildi.
Anayasa Mahkemesi, 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28. maddesinin birinci fıkrasının, 23.7.2010 günlü, 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 18. maddesiyle değiştirilen (a) bendinin birinci cümlesinde yer alan "...kararın verilmesinden itibaren..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptal edilmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi kararında ise, "Genel olarak hukuk mahkemeleri tarafından verilen kararlarda ödenmesi gereken bakiye harç miktarı kısa kararda açıklanmamaktadır. Diğer bir ifade ile taraflar bakiye harç miktarlarını gerekçeli kararın kendilerine tebliği ile öğrenmektedirler. Bu hâllerde bakiye karar harcının karar tarihinden itibaren iki ay içinde ödenmesinin zorunlu tutulması, mükellefin henüz varlığından haberdar olmadığı veya miktarını tam olarak bilmediği bir harç için gecikme zammı ödemesi sonucunu doğuracaktır. Kişilerin haberdar olmadıkları harç nedeniyle gecikme zammı ödemek zorunda kalmaları ise hukuk devleti ilkesinin gereklerinden olan hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaşmamaktadır" denildi.
(BK-Y)

13.02.2013 02:17:06 TSI

Editör: Wan Haber