Van’da 23 Ekim 2011 yılında 25 saniye süren ve 644 kişinin yaşamanı yitirdiği 7.2’lik büyüklüğünde bir deprem meydana delmişti. Depremin meydana geldiği yıldan günümüze ise irili ufaklı çok sayıda deprem aktivitesi yaşandı. Özellikle geçtiğimiz Pazar gününde Çarpanak Yarımadası açıklarında 20 civarında küçük çaplı deprem meydana geldi. Meydana gelen depremlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Toker, 2011 yılında meydana gelen depremin küçük çaplı aktivitelerinin devam ettiğini bildirdi.

“Bunlar küçük ölçekli deprem fırtınası”
Çarpanak Yarımadası ile Mollakasım bölgesindeki son depremlerin küçük ölçekli deprem fırtınası olduğunu ifade eden Doç. Dr. Toker, “Van Gölü’nün doğu kesiminde Çarpanak yarımadasının 5 kilometre açıklarında, Mollakasım bölgesini de içine alan daire içerisinde 20 civarında küçük deprem oldu. Bizler buna küçük ölçekli deprem fırtınası da diyebiliriz. Depremlerin büyüklükleri, 2.7 ile 3.8 arasında değişiyor. Yer kabuğunun doğal gürültüsünün limiti 2.6’dır. Bu limitteki depremler bölgenin normal sismik gürültüsü olduğu için onları dikkate almıyoruz. 2.6’nın üzerine çıkan depremlerin hepsi vatandaş tarafından hissediliyor” dedi.

“Küçük depremlerin çok büyük depremlerin habercisi olduğunu bilemeyiz”
Meydana gelen küçük çaplı depremlerin hissedilme sebepleri hakkında bilgi veren Toker, “Küçük depremlerin hissedilmesinin temel nedeni ise Van Gölü’nün yakın çevresindeki yerleşim alanlarının eski göl tabanı üzerine kurulmasıdır. Bu kadar sığ depremlerin oluşturduğu deprem dalgası yumuşak zemine geldiği zaman zemin büyümesine yol açar. Dolayısıyla yüksek ivmeler görürüz. Bu yüzden bu depremleri hissederiz. Şiddetli sallanmamızın nedeni ise gelen deprem dalgalarının sığ olması ve yumuşak eski göl tabanı malzemesine girmesi ve orada daha uzun süre kalmalarıdır. Şu an için küçük depremlerin çok büyük depremlerin habercisi olduğunu bilemeyiz. Bu depremler bağımsız deprem aktiviteleridir. Mollakasım ve Çarpanak Yarımadası açıklarında küçük deprem aktivitesi sürekli olmaktadır. Bunun temel nedeni ise orada var olan fayın hareket etmek istemesidir. Bu fay da hareket etmek için de bir çıkıntıyı kırmaya çalışıyor. Kırmaya çalıştığı çıkıntının alanı kadar küçük deprem üretiyor. Biz de yumuşak zeminde oturduğumuz için bu depremleri çok fazla hissediyoruz” diye konuştu.

“Bölgede küçük deprem aktivitesi var”
Bölgede küçük deprem aktivitelerinin devam edeceğinin altını çizen Toker, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Haritalamadığımız, görmediğimiz, henüz kırılmamış ya da kırılmış ama yer yüzeyine çıkmamış faylar var. Özellikle Erçek Gölü’nün kuzeyinde, Erciş civarında yer altında kırılmamış faylar tespit ettik. Bölgede küçük deprem aktivitesi var. Gelecekte de olmaya devam edecektir. Ancak bu yaşadığımız küçük deprem aktivitesi tamamıyla belli bir dairesel alan içerisinde olmuş depremlerden oluşmaktadır. Yerleşim yeri de eski göl tabanı olduğu için yumuşak malzeme bu deprem enerjisini kullanmakta ve bizleri sallamaktadır.”İHA

Editör: Wan Haber