Geçtiğimiz haftalarda döviz kurlarının art arda ani yükselişe geçmesi üzerine birçok ürün fiyatında fahiş fiyatlar uygulanmaya başladı.

Yaşanan ekonomik sorunların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni ekonomi tedbirlerini açıkladı.

Bunun üzerine dolar/TL kuru sert bir düşüş yaşadı ve Türk Lirası değer kazanımına gitti.

Uygulanan zamlı fiyatlarda da indirime gidilip gidilmeyeceği merak konusu olurken Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili açıklama yaptı.

Bugün ekonomist ve akademisyenlerle bir araya gelen Erdoğan, ekonoomide tarihi bir değişim başlattıklarını söyledi.

"FİYATLAR AYNI HIZLA GERİ İNDİRİLMELİ"
Konuşmasının devamında fahiş fiyat uyarısında bulunan Erdoğan, "Dolardaki artış sırasında fiyatları hangi hızla ve hangi oranla yükseltiyorlarsa aynı şekilde şimdi de geri indirmelerini özellikle bekliyoruz.

Erdoğan: Dolar yükselince fiyat yükseltenlerin indirim yapmasını bekliyoruz

"MİLLETİM ADINA TAKİPÇİSİ OLACAĞIM"
Günde birkaç defa fiyat listesi düzenleyenlerin, etiket değiştirenlerin -kusura bakmasınlar- ilgili bakan arkadaşlarımla beraber de millet adına takipçisi olacağımızı hatırlatmak istiyorum. Bu milleti sömürmeye kimsenin hakkı yok. Bakınız dolardaki artış sırasında fiyatları hangi hızla ve hangi oranla yükseltiyorlarsa aynı şekilde şimdi de geri indirmelerini özellikle bekliyoruz. İndirimlere ufak yollu başlayan firmalarımız elbette var ama bunlardan da yükselişteki hıza ulaşmasını istiyoruz.

"KONUT VE İKİNCİ EL ARAÇ PİYASALARI DA BUNLARA DAHİL"
Konut ve ikinci el otomobil gibi piyasalar da buna dahildir. Şayet hızlı fiyat indirimleri gerçekleşmezse Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Ticaret Bakanlığımız ellerindeki tüm imkanlarla stokçuların, fahiş fiyatlarda ısrar edenlerin üzerine gideceklerdir. Vatandaşımızı huzursuz eden hiçbir hadiseye, hiçbir gelişmeye, hiç kimseye göz yumamayız. Bu makamda bulunmamızın gereği budur. Milletimiz bizi bu makama boşu boşuna getirmedi. Biz de onların haklarını korumak zorundayız. Ülkemizi yüksek faiz ve hormonlu kur artışı cenderesinden çıkardığımız gibi yüksek fiyat artışı bataklığından da uzak tutmakta kararlıyız." ifadelerini kullandı.

"FAİZLERİ YÜKSELTME YÖNÜNDE BASKILARA MARUZ KALDIK"
Son 9 yıldır Türkiye'nin kesintisiz bir şekilde maruz kaldığı siyasi, sosyal, askeri tehditlerin içinde zaten bulunan ekonomik boyutun 2018'den sonra artık ilk sıraya çıktığını belirten Erdoğan, "Türkiye'yi başka türlü dize getiremeyeceklerini görenler, tüm güçlerini ve imkanlarını ekonomi alanına yöneltmiştir. Maalesef içimizde de bu kirli senaryoya figüranlık yapmaya gönüllü epeyce bir siyasetçi, akademisyen, medya mensubu çıkmıştır. Ama önümüzdeki fırsatlar öylesine büyük ve tarihi ki bu risklerin hepsini de göze almaya değdiğine inanıyoruz. Nitekim döviz kurunda bir süredir yaşadığımız anormal dalgalanma bu risklerden biri olarak kapımıza dayanmıştır. Uzunca bir müddet bu dalgalanmayı faizleri yükselterek durdurmamız yönünde baskılara maruz kaldığımızı hepiniz biliyorsunuz, bu bir sır değil. Hatta kendi arkadaşlarımız arasında bile -açık konuşuyorum- aynı yönde değerlendirmeler yapanlar olduğunu da itiraf etmek isterim." dedi.

"KURUN ÜZERİNDE KÖPÜK BİR GÜNDE ORTADAN KALKTI"
Erdoğan, tüm bu telkinlere, hatta son zamanda baş gösteren tehditlere aldırış etmeden kendi programlarını uygulamakta ısrar ettiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nitekim hazırladığımız tedbir paketini açıklamamızla birlikte kurun üzerindeki köpüğün neredeyse bir günde ortadan kalktığını gördük. Tabii böyle bir neticenin ortaya çıkmasında paketin içeriği kadar bizim ekonomi politikamızın başarısına olan inancımızı ve uygulamayı sürdürme konusundaki kararlılığımızı göstermemiz de çok etkili olmuştur. İnşallah bundan sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Esasen estirilmeye çalışılan fırtınaların, üzerimize çöktürülmeye çalışılan kara bulutların aksine ekonomimizin üretim ve istihdam tarafında işler mükemmel denecek bir seviyede iyi gitmektedir. Bütçe tarafında da hiçbir sıkıntımız mevcut değildir. En çok tedirginliğe yol açan finans kısmındaki dengeyi kısa sürede oturttuğumuzda, önümüzdeki yaz aylarıyla birlikte ülkemizin bambaşka bir ekonomik iklime girdiğine Allah'ın izniyle hep birlikte şahitlik edeceğiz."

"IMF'YE BORCUMUZ YOK"
Göreve geldiklerinde IMF'ye olan borcun 23,5 milyar dolar olduğunu dile getiren Erdoğan, bu borcun Mayıs 2013'te son taksitini ödeyerek IMF ile olan işi bitirdiklerini anlattı.

Şu anda IMF'ye borç olmadığı gibi IMF ile herhangi bir kontağın da bulunmadığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ama ana muhalefet yanında birileriyle beraber otellerin arka kapılarında malum bazı çalışmaları IMF ile yaptılar. Ki ana muhalefetin sözcüsü eski, işte çok da bilemiyorum, hazineci midir nedir, o da o kulislerin içerisinde bizzat bulundu. Bunlar bize de tabi zaman zaman IMF'yi tavsiye edenlerdir. Bize IMF'yi tavsiye edenler biz IMF ile bağları kopardıktan sonra kendileri IMF ile ana muhalefet, yavru muhalefet beraber bankaların veya otellerin arka kapılarında veya kulislerinde kendilerine göre bazı çalışmaları yürüttüler."

"MB'NİN DÖVİZ REZERVİ 115 MİLYAR DOLAR ÜZERİNDE"
Erdoğan, kendileri bu adımları atarken ilginç olanın ise Başbakanlığı döneminde Nisan 2013'te Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 135,243 milyar dolar olduğunu belirterek, "Sonra tabi bir iniş yaşandı ve en düşük nokta ise Eylül 2020'de 83,517 milyar dolar. En düşüğü bu. Ondan sonra ne yaptık? Tekrar toparlanma dönemine geçtik. Bu toparlanmayla beraber de şu anda geldiğimiz nokta hamdolsun tekrar bugün itibarıyla zannediyorum şu anda da 115 milyar doların üzerindeyiz ki bu aradaki gidişle bu çok daha iyi bir konuma gelecek." dedi.

ensonhaber

Editör: Wan Haber