Van'da bazı STK ve meslek odalarının seçimleri yapılırken bazıları da seçim gününü bekliyor. Bu seçimler arasında Van halkının ve esnafının en çok merak ettiği seçimlerinden biri de Van Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri.  VAN TSO seçimi 22 Ekim Cumartesi günü yapılacak. Bu seçimin son bir kaç seçimden farkı da belki daha fazla adayın, grubun olması. Bu gruplar arasında öceki dönem yönetim omurgasını oluşturan, başında daha önce başkanvekilliği de yapmış Faruk Biner'in olduğu Sarı Liste bulunuyor. 

Sarı listenin çalışmalarını, seçim sürecini, meslek komitelerinde olan değişimleri ve il seçim kuruluna yapılan itirazları Başkan Adayı Faruk Biner ile konuştuk.

- Sayın Başkan, ne zamandan beri seçim çalışmalarına start verdiniz? Çalışmalar ne aşamada?

Biz Temmuz ayından beri çalışmalarımızı yürütüyoruz. Gittikçe büyüyerek, ekiplerimizi ve gruplarımızı oluştururak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Meslek gruplarında bulunacak arkadaşlarımıza karar verdik. Bu süreçte ince eleyip sık dokuduk. Kimlerle hareket edebiliriz, kimlere temas edebiliriz diye düşündük. Toplumun farklı kesimlerinde bir denge oluşturacak şekilde ve toplumsal karşılık bakımında katkı sunacak esnaf arkadaşlarımızla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Geçen haftadan itibaren meslek komitelerinin ilk 7 kişisini belirledik. Hatta bir kaç grupta yedek kişileri bile belirledik. Bunu 19 meslek grubu için söylüyorum.

- Seçim ofisindeki sinerjiden biraz bahseder misiniz?

Bizim sürecimiz bir merdiven basamağı gibi bir süreçtir. Başlarken daha hafif tempoda başladık, görüşmeler yaptık, temas kurduk, kendimizi ifade ettik. Zaman geçtikçe tempoyu biraz daha hızlandırdık. Bu sefer ekiplerimiz de sahaya çıktı. Çünkü; her yere başkan adayının gitme fırsatı olmuyor. Van geniş ve büyük bir coğrafya. Şahsi olarak daha çok esnafların kümelenmiş olduğu yerleri ziyaret ediyorum. Esnaf örgütlerini boş geçmemeye çalışıyoruz. Ekip olarak da her akşam İskele Caddesi üzerinde bulunan seçim ofisimizde saat 5 gibi toplantı yapıyoruz.

Burada grup grup incelemeler yapıyoruz. Burada bütün arkadaşlarımız bir birinin meslek grubuna temes etmek için çaba sarfediyor. Çünkü bir başka grubta tanıdık esnaflar olabilir. Bu hussusa dikkat ediyoruz. Yani bir gruptaki arkadaşımız diğer gruptan bir esnafı tanıyor olabilir. Herkesin birbiriyle çalıştığı 'kollektif' bir anlayış ile hareket ediyoruz.

Biz 19 grubu da çok önemsiyoruz. Yarın bir gün seçim olunca kim hangi grubu kazandı söylemi üzerinden hareket edemeyiz. Seçimi kazandık mı? kazanmadık mı? diye olaya bakacağız. 19 grupta da ciddi anlamda iddiamız var. Tabi karşımızdaki rakipleri, grupları vs. yok saymıyoruz. Bizden başka memlekette kimse yok mantığıyla hareket etmiyoruz, edemeyiz de bu olmaz. 

- Yakın zamanda kentin en kalabalık caddesi olan Cumhuriyet Caddesi'nde esnafları gezdiniz genel kanaat nedir? Esnaf sarı listeye nasıl bir tutum içinde?

Cumhuriyet caddesi'nde esnafı ziyaret ettik. Bütün kentlerde buna benze sembol caddeler, bulvarlar var. Bunlar o şehrin marka yüzüdür. Cumhuriyet caddesi de biz Vanlılar için öyledir. 1900 yıllardan sonra şehir yeniden yapılanırken Cumhuriyet Caddesi de Van'ın ticaretinin start aldığı bir lokasyon olmuş. Ticaretin filizlendiği bir membaadır ve halende o niteliğini koruyor. Hiçbir esnafımızı ıskalamadan Van AVM'ye kadar sağlı sollu esnafımızı ziyaret ettik. Burada esnaflarımızı çok sıkmadık hatta bize oy verin bile demedik. Selam verdik, brüşorumuzu bıraktık, rengimizi hatırlattık. Bir hoşluk içerisinde geçti. Tabi neticesinde bir seçim yaşayacağız. Bu seçimde de kimsenin iradesi bizim ipoteğimiz altına değil. Ama esnaflarımızdan çok net anladık ki bize karşı kimsenin bir antipatisi yok. Yani bir sempati vardı hatta esnaf değişim istiyor. Bu kötü, zor bir şey değil.

- Mevcut oda başkanı Sayın Necdet Takva'nın çekirdek ekibi olarak biliniyordunuz ama şu an yollar ayrıldı. Esnaf bu konuda ne diyor?

Esnaf bize bence özgün bir hareket olarak bakıyor. Evet geçen seçim şu anki mevcut başkanın ekibi olarak anılıyorduk ve öyleydik ama nihayetinde bir yol ayrımı yaşadık. Biz prensip olarak, ilkesel olarak Necdet Bey'in davranışlarını kentin sosyal dokusuna ve ekonomisine zarar vereceğini düşündük ve ondan ayrıldık. Yolumuzu ayırdık. Yani biz bir dönem beraber hareket ediyoruz diye birbirimize ölüme kadar tabiiyiz anlamına gelmez. Geçmiş dönemlerde Zahir Bey'in yanında görev alan bazı arkadaşlar da biz de şu an ya komite üyesidir ya da meclis üyesi adayıdır. Yani yol ayrımı olabilir, bunu çok olağandışı karşılamamak gerekiyor.  

- Her liste ya da başkan proje açıklıyor. Siz proje açıkladınız mı? Bu konuya bakışınız nedir?

Necdet Bey de Zahir Bey de son 25 yıldır kentle ilgili çok ciddi idaalarda bulundular. Uçuk kaçık projeler öne sürüyorlar. Projelerle umudu diri tutmaya çalışıyorlar ama toplum artık bunlara inanmıyor. Ticaret ve Sanayi Odası mutlak anlamda bir proje birimi değildir ama şöyledir: Yani bunu 'oda hiç bir şey üretmez, hiç bir şeye öncülük etmez' anlamında demiyorum. Bir aday arkadaşımız diyor ki: 'Özel hastane yapacağım.' Kimse engel değil ki gitsin yapsın. Ticaret ve Sanayi Odaları özel hastane yapmaz, özel hastane yapacak kişiye belli konularda ön ayak olur ve kolaylık sağlar. Diğer aday arkadaşımız Necdet Bey de 'sosyal konut projesi yapacağız' demiş. Şunu diyebiliriz.

Cumhuriyet Caddesi'nin üst tarafı inşaat malzemecilerinin yoğun olarak bulunduğu yer. Burada 3-4 dükkandan biri kapalı, darabesi inik ya da içi boşaltmış. İşte bizim kendimize dert etmemiz gereken, ilgilenmemiz gereken budur. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Biz kend gerçeğimiz üzerinden bunları değerlendirmemiz gerekiyor. Evet dünyada, ülkemizde vs. kriz var.  Ama biz bu kriz var söylemi üzerinden gerçeklere göz yumamayız ya da görevlerimiziden kaçamayız. Biz bir yerel kalkınma modeli oluştururken neleri öncelemeliyiz. Bunu tartışmalıyız.

- A sınıfı bir ticaret odasına sahibiz, sizce bu önemli değil mi?

A sınıfı oda olunca her şey çözülmüyor. Evet 'A' sınıfı olmak iyi bir şeydir, 365 oda ve borsa içerisinde bu akrediteyi almak prestij açısından değerlidir. Ama sadece bununla bitmiyor. Mesela Necdet Bey, 'Biz akredite odayız, kimse bizden belge almadı diyemez' diyor. Bunlar akla ziyan şeylerdir. Zaten bir esnaf eğer üyesi olduğu odadan bir belge alamayacaksa buna ne denir. Yani bu vizyon kör eder. Yani bu seçim arifesinde ne söyleyeceğini bilmemenin göstergesidir. Bu abesle iştigaldir. Van Ticaret Sanayi Odası'nın 55 yıllı aşkın bir geçmişi var. Geçmişte belki oda 'A' sınıfı değildi ama yine insanlar belge alıyordu yani. 

- Sizce hizmet deyince daha somut şeyler mi olmalı?

Tabi ki daha somut şeyler, elle tutulur şeyler olmalı. Bizim zamanımızda mobil hizmet aracı vardı. Diyelim ki bir üyemiz Karayolları'nda ihaleye girmiş bir belgesinde eksiklik var. Bu üyemizin karayyolarından gelip belgeyi alması çok sıkıntı oluyordu. Bize ulaştığında ya da üye temsilciliğine ulaştığında, 'Benim şu belgem eksik, ihaleye gireceğim' dediğinde biz o belgeyi temin edip kendisine ulaştırıyorduk. Mobil aracın bir faydası vardı. Bu bir hizmetti işte. 

- Sayın Başkan başarının sahibi çok peki ya başarısızlıklar...

Mevcut başkan hep 'başarıdan' söz ediyor, başarısızlar ise yetim kalıyor. Kredi Ganati Fonu'nun, Avrupa Birliği Türkiye İş Geliştirme Merkezi'nin oda bünyesinden çıkması ise tamamen bir başarsızlıktır. Bizim bölgemizde zaten en büyük sorun finanse erişimdir. Özellikle KGF'nin kapanmış olması, atıl durumda olması bir zaafiyet yaratıyor. Yine ABİGEM proje üretebilirdi.

Biz burada uzmanlar yardımıyla Avrupa Birliği'nden dezavantajlı bölgemiz için iyi fonlar sağlayabilirdik. Kadın istihdamı başta olmak üzere hakeza turizm, dezavantajlı bireyler için bu fonlardan yararlanabilirdik. Neleri kaybettik, neleri yitirdik? Bunları konuşmamız gerekirken, biz başka şeyler konuşuyoruz. Mevcut başkan diyor ki, 'Biz Türkiye'de en iyi hizmet eden 2'nci odayız.' Peki bu bizi sosyo-ekonomi kalkınmada 70'li sıralardan 50'li lere yükseltiyor mu? Biz dışarıda avukatız, başkanız, öğretmeniz vs. Ama evde ise ebveyniz, babayız, anneyiz. Yani hayatın gerçekleri var, geçim sıkıntısı var. Her şeyden öte şehrin içinde bulunduğu durum ortadadır. İnsani öncelikler, gerçekler insanın yüzüne duvar gibi çarpıyor. 

- Kentin canlanması için neler yapılabilir?

Bugün Kültür-Sanat Faaliyetleri'nin çok az olduğu hatta olmadığı bir şehirdeyiz. Bu anlamda çok iyi sponsorluklarla oda bünyesinden bir tek kuruş çıkmadan bu konuda iyi şeyler yapılabilir. Biz 1700 rakımlı bir ildeyiz. Bu ilde hayvancılık geçmişten beri hep şehrin kalkınmasında öncelikli konuların başında gelmiştir. Bu aslına bakarsanız iyi de bir şeydir. Bunu rayına oturtamamışız yıllardır. Yine bizim için hayati öneme sahip turizm ile ilgili çok önemli çalışmalar yaparak iyi bir noktaya gelebiliriz. Kültür-Sanat etkinlikleriyle turizmi de daha çekici hale getirebiliriz. Önce çevremize sonra ülkemize daha sonra da çevredeki ülkelere şehrimizi çok daha nitelikli ve yoğun bir şekilde tanıtabiliriz. 

- Tanıtım diyorsunuz, kentimiz kanaatinizce yeterince tanıtılıyor mu?

Bakın bir örnek vereyim. Geçtiğimiz Eylül ayında Akdamar Adası'nda ayin yapıldı. Bu ayine vali, oda başkanı, üst düzey bürokrat katılmadı. Yani olması gerekenler yoktu. Uluslararası bir organizasyona kimse katılmıyor. Böyle bir şey olur mu? Biz fuar ve kongre merkezimizde çok mütevazi bir fuar yaptığımızda bile vali, milletvekili, kent bürokrasi katılıyor. Bunu ne için yapıyoruz. İşte sahiplenmek için, rol model olmak için, o fuara katılımı arttırmak için. Ama yılda bir kez yapılan, uluslararası bir etkinliğe kimse katılmıyor bunu irdelememiz gerekiyor.  Yine bir yıl önce Travel Turkey fuarı yapıldı ama Van yine yok. Pandemiden yeni çıkmışız, buna çok ihtiyacımız var. Ama biz yine yokuz. 

- Gelelim en çok konuşulan, tartışılan konuya! Sizce listelerde bir şaibe var mı?

Listeler nezdinde tabi problemler var. İl seçim kurulu nasıl bir karar verir bilemem. Ben mevcut yönetim tarafından iyi niyetin dışında bazı gruplarla çok ciddi oynamaların olduğunu, taşınmaların olduğunu gördüm. Ben ve arkadaşlarım bu kuruma yabancı değiliz. Biz listeleri alıp 19 grubun tamamını tarıyoruz.

Bakıyoruz ki bir tüccar hiç ilgisi olmayan otomotiv grubuna, finans grubuna kaydırılmış. Avukatlarımız aracılığıyla il seçim kuruluna itirazlarımızı yaptık tabi. Bu itirazların sonuçlarını bekleyeceğiz. Çünkü; vergi durumu kapalı olan yani pasif durumda olan firmalar bile şimdi çok rahat oy kullanma yetki belgesi alabiliyor. Bu mümkün olmamalı. Kısa bir süre önce odadan bize mesaj geldi. Mesajda mealen, 'vergi durumunuzu güncelleyin' diyordu. Yani uyarıyordu. Bugün bakıyorsunuz fesih durumda olan ya da pasif durumda olan bir firma başka bir yere çok rahat taşınıyor. 

- Peki bu sıkıntı yaratan durum kimin suçu? Ya suçtan öte suçlular kim?

Bu durum biz 'A' sınıfıyız deyip övünenlerin, bizim odamıza gelen hiç bir kimse 'belge almadan dönmüyor' diyenlerin sorumluluğundadır. Yani bu tamamen mevcut oda yönetiminin suçudur. Bakın oda genel sekreteri bir bürokrattır. Bu arkadaşımıza dedim ki: "Biz hepimiz adayız, üyeleriz, buraya aidat ödüyoruz. Zaman zaman seçimler olur ya kaybederiz, ka kazanırız dedim. Bizim posiyonumuz farklıdır.

Ama senin oturduğun koltuk, bulunduğun oda bu kurumun namusudur, haysiyetidir. Bu koruyacak olan sensin. Bu odanın kalbinde oturan genel sekreterdir. Lütfen odanın imajını zedeleme. Yalan yanlış işler yapma ya da kimse sana bunları yaptırmasın." Ama maalesef iyi şeyler duymuyoruz. İl seçim kurulundan sonuçları alınca bununla ilgili daha ayrıntılı açıklama yapacağız. 

- Son olarak ne söylemek istersiniz?

Sonuç ne olursa olsun kentimizin huzuru, refahı, sosyolojik ilişkileri zedelenmesin. Bizim, bir arada yaşayacak bir kent algısını oluşturmamız gerekiyor. Bu şehirde yaşayan kişiler olarak öncelikli görevimiz budur.

Hilesiz, hurdasız, şeffaf bir seçim olursa sonuç ne olursa olsun inanın hiç bir sorun olmayacaktır. Tacirin, tüccarın kararına saygı duyacağız. İddialıyız, hem de 19 grupta iddialıyız. Herkesin kendine göre hedefi var o da kazanmak. Zaten başka ihtimaller ve varsayımlar üzerine bir çalışma yapmıyoruz. "Başka bir Van mümkün!" diyoruz. "Kazanan Van Olsun"

Gazetevan

Editör: Wan Haber