2020 senesinde kovid-19 Çin’i vurdu. Bu salgın, hemen sonrasında Asya’ya ve batıya sırasıyla da Şubat ve Mart aylarında ulaştığı andan itibaren Artık yalnızca 2020 senesinin değil aynı zamanda 2021 senesinin de ekonomik hikayesi yazılmaya başlanmıştı.

Korona virüsünün getirmiş olduğu olumsuz etkiler en kolay hali ile hizmet sektöründe izlendi bütün dünyada.

Mal ya da hizmet üretiminin tek elden ve organize pek çok noktaya giden mantığı doğal bir şekilde kısmi bir koruma sağladı. Oysaki insanların mobilitesine bağlı bir şekilde faaliyet gösteren bir hizmet sektörü açısından durum bambaşkaydı. 2020 kapitalizminin imalattan çok daha hizmete dayandığını varsayarsak işler mecburen sarpa sardı.

Pandeminin getirmiş olduğu bir başka kritik husus, kamu bilançolarında meydana gelen şişme oldu. Ekonomiler, yavaş bir şekilde işleyince ekonomik faktörler daha az kazanıp daha az harcamak zorunda kaldı. Yatırımlar, böylelikle durdu. İster istemez vergi toplama ile ilgili çalışmalarda yavaşlama gösterdiği devlet olmanın getirmiş oldu.

IMF’ye göre koronavirüsü esnasında verilmiş olan desteklerin milli hasılaya oranı gelişen ülkelerde milli gelirin ortalama yüzde 6’sına tekabül ederken gelişmişlerde ise bu oran, daha çok %20’ye fırlamaktadır. Daha fazla kamu desteği ve bütçe açığı daha fazla kamu borcu anlamına gelmektedir.

2021’in Hikayesi Aşı Olacak

Şimdiye kadar en sevindirici mesajlar aracılığı ile küresel çapta gelişim göstermenin 2021 senesinde hızlı bir şekilde toparlanacak beklentisi hakimdir. Fakat acı olan durum düşük gelir grupları açısından işler bu şekilde kolay olmayacaktır. Pek çok ülke bu durumdan geri kalacaktır, özellikle de gelişen ülkeler verebildikleri görece düşük çıkan bu destekleri nedeniyle çeşitli zorluklara göğüs germek zorunda kalacaklar. Diğer taraftan ise küresel merkez bankaları en çok desteği, en az maliyetle sunmayı devam ettirecek. 2021 küresel büyüme açısından en iyi istatistiklerini sunacak.

Türkiye Ekonomisi

Türkiye ekonomisi, 2021 senesini sıfıra yakın bir büyüme ve tahmin ile en az 8o bin istihdam kaybı ile tamamlamak zorunda kalacak. Enflasyonun çift hanelerin ortalarına kadar zorlanması ve cari açığın milli hasılaya oranı %4’e kadar erişim sağlayacak. Bu da yaklaşık olarak 40 milyon dolar demektir.

Editör: Wan Haber