ERKEN BİR DEĞERLENDİRME!

Abone Ol

   Niçin erken bir değerlendirme başlığı? Erkendir çünkü farkındalık bilinci iyi anlaşılmıyor. Basit rekabet anlayışıyla bazı açıklamalar yapılıyor. Devletle üçüncü yol arasında tam ayrıcı fark görülmüyor. Erken zafer ilanıyla özeleştiri gölgede kalıyor. Biçimsel duruş, Burjuva demokrasi zihniyetini çağrıştırıyor.Burjuva demokrasisi, seçimde kazananı‘meşru’sayarak, yığınları yönetmeyi kendine hak görmektedir. Bu aldatıcılıkla yığınlar yönetilmektedir. Bir nevi bu yöntem onun yönetme sanatı olmuştur. Açıklamalarımızla buna çanak tutan duruma düşüyoruz.AKP de 2002 den bu yana bunu yapıyor ve ciddi bir muhalefet karşısında bulamayınca, kitleleri yönetmek AKP için kolay olmaktadır. Oy verenlerde bunu kader sayarak, yönetilmesine rızalık göstermektedir.Burjuva demokrasinin bu aldatıcı oyununu boşa çıkarma işi, bu oyun içinde farklı figür görünüpte, muhalefet rolü verilen sistem içi oyuncuların işi değildir.Bu oyunu bozacak olan, egemenlikçi sistemkarşısında radikal duruş içinde olanların işidir. Yani kitlelerin isyan ve reddini örgütlemeye çalışanların işidir.Başka ifadeyle, Radikal demokratların işidir.BDP,HDP bu misyon farkıyla seçimlere girdi. AKP ve diğer partiler burjuva demokrasi temsiliyken, BDP,HDPradikal demokrasi temsili iki kardeş partidir.Bu farkıyla duruş sahibi,söz sahibi olabilmeyi başarabildiği oranda kitleler BDP HDP farkını fark edilebilir(ler)di. Ama bunu tam açığa çıkardıklarını söylemek çok zordur.BDP HDP’ nin en büyük yetmezliği burjuva siyaset geleneği aşmayıp, onun siyaset muhalefetçiliğine düşmekti. Başarısızlık birazda bundandır. Amed te %10 puan düşmesi, Hakkâri de oy kaybı ve başka yerlerde oy kayıpları BDP’ nin,burjuva demokrasi iktidar gelenek zafiyetini aşmadığını bize göstermektedir. İki dönem BDP nin elinde olanSerakani(Ceylanpınar)düşüyorsa, iktidarcı zihniyet hala orada aşılmamış demektir. Rozjavaya sıfır noktada olan Serakani,Rojava devrimini hissetmeyip, kaybeder aşamaya gelmişse, orada ciddi bir çizgi sapması var demektir. Serakanikaybetme değil,aynı Lice gibi %92 oy alması gereken bir yer olması gerekirdi. Serakani halkı cezalandırıcı olmuşsa,bu şu anlama geliyor: Sen beni Burjuva iktidar oyunuyla yönetmeye kalktın, al sana bir kırmızı kart!Halkçı belediyecilik, özgür seçenekli, çok kültürlü, demokratik iradenin toplandığı belediyeciliktir. DemekSerakanide bu tam gerçekleşmemiş ki kaybedilme aşamasına gelmiştir. Burjuva partilerin partizancı (taraftar) zihniyetiyle yöneten belediyecilik anlayışı demek aşılamamış olacak ki, Serakani belediyesinde insanlar desteğini çekme gereğini duymuştur.Nerede kaybedilmişse ve oylar gerilemişse,araştırılırsa,görülecek ki,orada ciddi öncü ve örgüt zafiyetti vardır.Bu zafiyet olmasa, hiç birkazanılmış yer kaybedilmez,tam tersine ölümüne sahiplenilir, korunur, elde tutulur. Özgürlük mücadelesinin ideolojik derinliği yanında, politik ahlakı nerde hâkimse, orada kaybetmeyi bırak, kazanıma kazanım katmaktadır. Kaybedilmişse bu zafiyet, yetersizlik sonucundadır. Yoksa adayın iyi kötülüğüyle alakalı değildir.

Diğer bir nokta HÜDA-PAR’ın Kürdistanda çıkış yapmasıdır.Bu denlioy alması,üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi, gereken durumdur.HÜDA-PAR geçmişte domuz bağıyla meşhur olan kontra örgüttür. Bugün ise,Rojava devriminde Kürtlerin kanına giren katil örgüttür.Bu örgütün devlet desteği var,kazanması ondandır demekle işin içinde çıkılamaz.Eğer Kürdistanda örgütlenebiliyorsa,bunun zemini olduğu içindir. Sormak gerekir: Cuma namazları niçin manifestoya dönüştürülmedi. Niçin Sayın Öcalan’ın İslam konferans önerisi yeterince tartışılmadı. Pratik örgütsel çalışmaya dökülmedi. Eğer İnananlara din ahlak bilinci ertelemeksizin zamanında doğru dürüst aşılsaydı, ne HÜDA-PAR olurdu. Ne de bu kadar bir oy potansiyeline ulaşırdı. Salt devlet desteğine bağlamak,kendi yetmezliğini bu işte görmemek doğru değerlendirme değildir.Tüm bunlar iyi tartışılmadan, bilince çıkarılmadan biz Kürdistanda zafer kazandık demek ancak kendimizi avutmak olacaktır. Kendimizi avutmamalıyız. Avutmaya da hakkımız yok. Gözümüze sokulanbaşarısızlığımızıgörmek, ‘Niçin’sorusunu sormak sorumluluk gereğidir. Ahlaki olanda bu sorunun sorulmasıdır. MeselaDersim Merkez ötesini niçinkazanmıyoruz? Niçin Türk sosyal-şoven güçleri,CHP güç olarak hala orada kalmaya devam ediyor ve minimize edilmiyor? Bu soruları kendimize sormak durumdayız. Bunun muhasebesi,özeleştirisi doğru dürüst verilmeden kazandık demek fazla gerçekçi olmaz.Şöyle diyemeyiz,diyorsak ta yanlıştır.Yetmez ama!Nasıl kendimizi yetmez ama üzerine ikna edebiliyoruz?Yetmezi kabul ediyorsan, o zaman sen eksikliğine razısın demektir.Razıysan o zamanşikâyet etmene gerek yok!Selahattin DemirtaşDevlet destek olmadı,Köstekteolmadıdiyor. Bunu demekle acaba bize ne anlatmak istiyor?Sormak gerek, E be arkadaş hadi biz siyasettenuzağız,biz bunu dersek hadi neyse!Ama başta sen ve kitlen, örgütün, dişiyle tırnağıyla şimdiye kadar devletin yıldırıcı muamelesine karşı, direnişte olmadınız mı? Hala o amansız mücadele içinde sanki değilmişsiniz gibi, nasıl bu kadar kolay böyle bir açıklama yapabilirsin? Böyle bir açıklamayı yapmakla, bu parti lideri hala bu zülüm kâr devletten bişey anlamadı demezler mi sana! Bu açıklamayı yapmakla devletin hileli yaklaşımını yok sayan,masum gören, gösteren olmuyormuşsun? Hiçte açıklaman şık olmadı Sayın Selahattin Bey! Çıplak silahlı zor karşısında, çıplak sivil insan iradesinin nasıl hınca hınç direndiği, bedel verdiğini bilen, yaşayan kişisin. Züllümü yaşayan, tanık olan birisi olarak lafın nereye gittiğini bilerek, daha dikkatli bir yorum yapabilmeliydin. Kürt özgürlük mücadelesinin kabaran özgürlük suyunu barajlama,bent olma devletin başlı başına bozguncu emelidir. Bu emel köstek değil de nedir? BDP başkanın bu sözüne insan kanarsa,Kürdistan coğrafyasındaçok demokratik bir seçim yarışı oldu sanısına kapılabilir!Zaten bu yanılgılıyöneticilik anlayışında olacak ki, yurtseverler yene büyük irfan olarak, tutumlarıyla kimi yerlerde devletle hesaplaşma,kimi yerlerde öncü örgütüne uyarıcı olabilmeyi bilmekteler. Bu seçim derslerle doludur. Destek olmadı, köstekte olmadı diyerek işin içinde çıkılamaz. Üçüncü yol olarak tabir edilen radikal demokrasi çalışması yeterince bilince çıkarılıp, yapılsaydı bugünkü sonuçlardan çok daha başarılı sonuçlara pekâlâ ulaşıla bilinirdi. Bingöl,Muşun kaybını halkın gericiliğine,dinciliğine bağlayarak işin içinde çıkmak fazla ahlaki değildir. Bu iki il sebatla üzerinde çalışması gereken ilerdir. Ancak seçimden seçime denilirse, tüm çalışmalar üç aya sığdırılırsa, alınacak sonuç ancak bu kadar olabilir. Dersim merkezini aldıkdemekle başarılı olduk denilmemelidir.Öncülük zafiyetlericiddi olmuştur Dersimde. Bu zafiyetler üzerinde enli boylu durulmasa, daha çok bu zafiyetler yaşanır ve Dersim sol sosyal şoven etki gücün altında kalmaya devam eder. Yeni bir hamle başlatmak, Dersim için ve başka zayıf, geri alanlar için ertelenemez bir görevdir!

Yoğun bir özeleştiriye ihtiyaç vardır.Bu özeleştiri ideolojik örgütsel olmak zorundadır. Devlet destek olmadı,köstekte olmadı aldatıcı değerlendirmelere düşülmeden, devlet odaklı zihniyete karşı,devletle kopuş anlamına gelen, radikal demokrasi çalışmasıöncelik çalışma olmalıdır.Yerel ön seçim çalışmalarında en büyük eksiklik, yetmez yan burada olmuştur. Burjuva demokrasinin perdeleyici liberalizm etkisine girilmiş, ilkesiz siyaset zafiyetine düşülmüştür. Bu zafiyet zaman zamanyönlendirici olmuştur. Liberalizm etkisine girmek, Radikal demokraside uzaklaşma anlamına gelmekteydi.Liberalizmin öz tanımıilkesiz siyasettir.Sahte özgürlükçülüktür. Ezilenlerin lehine hiçte olmayan siyasettir. Tam tersine ezilenleri koyun,kendisini koyunu güden çoban gören egemen siyaset anlayışıdır. Yıllar yıllıegemenlerin uygulanagelen siyaset anlayışıdır.Egemenlikçi sistem için seçimler, vasiyet sistemlerini yasal kılıfa büründürmektir. Yönetme aygıtını kendi lehlerine meşru kılmaktır.Bu seçimlerin sonucuna bakarak, biz kazandık, kaybettik değerlendirmesi yerine,demokratik özerklik işaretini aldık,Sayın Öcalan’ın barış önderliği çağrısına kitleler ‘evet’dedi dersek doğruya en yakın bir tespitte ulaşmış oluruz.

Son olarak seçimlerde çıkardığım temel sonuç şu temeldedir:1-Popülizm devrimcilerinpolitik propaganda aracı olmamalıdır.2- Devlet algısında kurtulmadıkça, onun gibi yapar, onun gibi edersin. 3- Demokratik-özerklik bilinci hala anlaşılmayı bekliyor.4-Sol ve sosyalistler söylemjargonuylasınırlıdır. Devletin sol mezhebi durumda hala kurtulmamıştır.Eğer (bu seçimlerde)başarısızlıktan bahsedilecekse, başarısızlık bu temeldedir. Yoksa halka küfrederek kendi yetmezliğini halka havale ederek, işin içinde sıyrılmak hiçte ahlaki olmayan yaklaşımdır!

2 Nisan 2014

Hasan Akbaba

Freiburg