TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi Güneydoğu Anadolu İhracatçıları Birliği’nde düzenlenen basın toplantısında 2014 ihracat rakamlarını açıkladı.

Başkan Büyükekşi açıklamasında Gaziantep’in Güneydoğu’nun ve Türkiye’nin parlayan yıldızı ve Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan ihracat kapısı olduğunu ifade ederek, “Bölgesinin istihdam merkezidir. Bu özellikleriyle tüm Türkiye’ye örnek olan Gaziantep, son 10 yılda ihracatta da büyük başarılara imza attı. Gaziantep, 10 yılda, Türkiye’nin ihracat performansının iki kat üstünde bir başarı gösterdi. Toplam ihracatımızdan aldığı pay yüzde 4’e ulaştı. Gaziantep, 2013’te 6 milyar dolarlık ihracat rakamı ile Türkiye’nin en fazla ihracat yapan 6. ili konumuna ulaştı. Gaziantep’in kilo başına ihracat değeri ise 1,55 dolar ile Türkiye ortalamasının biraz üzerinde. İlimizin inovasyon ve markalaşma atılımı ile ihracatında yarattığı katma değeri daha da artırmasını ve ortalamayı yukarı çekmesini bekliyoruz” dedi.

Başkan Büyükekşi, 2014 hedefini yakalayacaklarını belirterek, “Dünya ekonomisi 2013’ü, yavaş ve kademeli toparlanma yılı olarak kapattı. 2014 için de dünya ekonomisine ilişkin beklentiler oldukça iyimser. Özellikle gelişmiş ülkelerde bu yıl, iyi bir büyüme performansı bekleniyor. IMF ve Dünya Bankası, 2014 küresel büyüme tahminlerini yakın zamanda yukarı yönde revize etti. Son tahminlere göre dünya ekonomisinde bu yıl yüzde 3,1 büyüme bekleniyor. Bu rakam gelişen ülkelerde yüzde 5,1’e yükseliyor. Dolayısıyla özellikle gelişmiş ülkelerin büyüme beklentilerine ve artan talebe bağlı olarak, dünya ticaretinde de artış bekleniyor. Mal ticaretinde değer bazında yüzde 4 miktar bazında ise yüzde 5 artış öngörülüyor. ABD ve AB başta olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki toparlanma sinyallerini lehimize çevirmemiz büyük önem taşıyor. Umuyoruz ki geçici de olsa şu anda ülke gündemindeki negatif algılar sona erecek ve fırsatlarla dolu 2014 için, ekonomimize ve temel parametrelere odaklanmaya başlayacağız. Bizler dünyadaki bu olumlu beklentilerin ihracatımıza pozitif yansıyacağına inanıyoruz ve 2014 yılı ihracat hedefimiz olan 166,5 milyar doları yakalayacağımızı düşünüyoruz” diye konuştu.

Kurdaki dalgalanmanın 3 sebebi olduğuna da işaret eden Başkan Büyükekşi, “Bu yıl gelişmiş ülkelerin Merkez bankalarının ekonomiler üzerindeki etkisi oldukça belirleyici olacak. Avrupa, İngiltere ve Japonya Merkez Bankaları genişletici politikalarını sürdürüyor. Avrupa Merkez Bankası deflasyon endişesi, yüksek işsizlik ve büyümenin ivme kazanması amacıyla faiz oranlarını yüzde 0,25’e indirdi. Çin’in yeni nesil reformları ile piyasa ekonomisine geçişi hız kazandı. Bankacılık, emek piyasası ve kur rejiminde daha esnek uygulamalar daha gerçekçi fiyatların oluşmasını sağlayacak. Hepinizin yakından takip ettiği gibi, ABD Merkez Bankası FED, parasal genişlemeden çıkışı Aralık ayında başlattı. 29 Ocak’ta ise aylık varlık alımlarını 10 milyar dolar daha azaltarak 65 milyar dolara indirdi. FED’in çıkış planını, Temmuz’a kadar tamamlaması bekleniyor. Parasal genişlemeden çıkışla birlikte daha değerli dolar, daha yüksek faiz oranları ve daha sıkı finansman koşulları oluşuyor. FED’in bu kararı, birçok gelişmekte olan ülkeyi olduğu gibi Türkiye ekonomisini de etkiliyor. Biz de son zamanlarda bu etkiyi en fazla Türk lirasındaki değer kaybı ile yaşıyoruz. Kurdaki bu dalgalanmalara etki eden 3 etmen var. İlki az önce belirttiğim gibi FED’in kararları. Bunun yanında Merkez Bankası politika ve açıklamaları ile güncel siyasi gelişmeler de döviz kurlarını etkiliyor. Merkez Bankası 28 Ocak gecesi, döviz kurlarını sakinleştirme adına ‘yüksek ve kapsamlı faiz artışına’ gitti” diye konuştu.
Başkan Büyükekşi Türk lirası değerini eninde sonunda bulacağını ifade ederek, “Merkez Bankasının bu kadar yüksek bir faiz artışı yapması başta KOBİ’ler olmak üzere tüm şirketlerin borçlanma maliyetlerini ciddi oranda artıracak. Büyümede ve istihdamda yavaşlama olabileceğinden endişe ediyoruz. Bu da bize gösteriyor ki, Merkez Bankası gelişen olaylar karşısının da zamanında daha proaktif davranmalı. Her halükarda, bu faiz artışının orta vadede piyasalardaki dalgalanmayı azaltarak ihracatçımızın önünü daha rahat görmesine yardım etmesini ümit ediyoruz. Bu noktada paniğe gerek olmadığına inanıyoruz. Kısa vadeli dalgalanmaların piyasaların doğasında olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyoruz. Türk Lirasının değerini ‘eninde sonunda’ bulacağına da inanıyoruz. Bir noktayı önemle belirtmek istiyorum. Döviz kurunda bizim için seviyeden ziyade, öngörülebilirlik ve rekabetçilik önem taşıyor’ şeklinde konuştu.

Firmalara ihracat çağrısında da bulunan Başkan Büyükekşi, “Bu noktada risk algısını iyi yönetmenin kurda öngörülebilirliği artıracağına inanıyoruz. Döviz riski bulunan ihracatçılarımızın, Bu riskten korunmaya yönelik önlemleri dikkatlice değerlendirmelerini öneriyoruz. Piyasalarda TL likiditesi azalırken, ihracatçı firmalarımıza, kısa vadeli nakit akışına ve likidite yönetimine önem vermelerini tavsiye ediyoruz. Nitekim artık, yabancı kaynak kullanımı sıkılaşıyor ve daha pahalı hale geliyor. Diğer taraftan, dış pazarlarda fiyat baskısı sürüyor, üretim maliyetleri ve verimliliğe her zamankinden daha fazla önem vermek gerekiyor. Sonuç olarak ihracatçılarımızın daha dikkatli olmaları gereken bir dönemden geçiyoruz. Çünkü tüm ülkeler bu yıl ihracatını artırma gayreti içine girdi. Dışarıda rekabet daha da keskinleşecek. İçeride ise ihracat, bugüne kadar hiç olmadığı kadar önemli bir hale geldi. Bu yıl büyümenin ağırlığı iç tüketimden ihracata kayacak. Cari açıkta düzelme devam edecek. Biz bu noktada tüm sanayicilerimizi mutlaka ihracata yönelmeye davet ediyoruz. Bu yıl ihracat yapmayan firmalar da ihracat yapsın. Firmalarımız baş hedefleri arasına ihracatı alsın. Pazar araştırmasına daha fazla yönelsin, seyahatlere, ticaret heyetlerine öncelik versin. Tabiri caizse bu yıl ‘Dünyayı ihracatla yeniden keşfedelim.’ dedi.

Türkiye’nin özellikle son yıllarda büyük çabalarla elde ettiği kazanımları, belirsiz müdahalelerle kaybetmeyi hak etmediğine işaret eden Başkan Büyükekşi, “Gündemimiz Ar-Ge, inovasyon, yüksek katma değerli bir ekonomiye geçiş olmalıyken, ne yazık ki biz enerjimizi kısa vadeli kısır çekişmelere harcıyoruz. Halbuki bizim büyük resmi görmeye devam etmemiz gerekiyor. Okyanusları aşıp, derede boğulmayalım. Uzun vadeli hedeflerimize inanmaya, ve onların peşinden koşmaya devam edelim. İşte bu yüzden ülkemizin geleceğine yön veren ihracatçılara, işadamlarına büyük iş düşüyor.
Bizler ajandamızı değiştirmiyoruz. Türkiye potansiyelinden hiç bir şey kaybetmedi. Türkiye hedeflerinin hiçbirisinden vazgeçmedi. Bizim hedeflerimiz belli: 2023 yılında 500 milyar ihracat, 2 trilyon dolar milli gelir. Reçetemiz de belli: İhracata dayalı; inovasyonla, tasarımla, markalaşmayla ve Ar-Ge’yle büyüyen yüksek katma değerli, inovasyon odaklı bir ekonomiye geçmek. İşte bu yüzden ekonomik modelimizi "teknoloji ve bilgi rekabetine uygun" şekilde güçlendirmemiz büyük önem ve aciliyet taşıyor. Ancak bu şekilde Türkiye, yine tüm dünyadan pozitif anlamda ayrışacak bir hikaye ortaya koyabilir. Yeter ki ihracatımızın üretim yapısını ve yönünü yüksek katma değer üretme yönüne çevirelim. Türkiye markasını güçlendirmeye devam edelim. Firmalarımız yurtdışında markalaşmaya hız versinler. Bunun için gerekirse şirket birleşme ve satın almalarına odaklansınlar. TİM olarak bu aksiyonlara destek niteliğindeki önerileri Devletimizin en üst kademelerine aktarmaya, ve yeni yaklaşımlar geliştirmeye devam ediyoruz, devam da edeceğiz. Bu zorlu süreçte AB’ye tam üyelik temel önceliklerimiz arasında olmayı sürdürüyor. Çünkü AB yalnızca dış ticaretimizdeki ağırlığıyla değil, genel olarak siyaset, demokrasi, insan hakları açısından da bizler için bir referans noktası. AB ile katılım müzakereleri sürecinde bu yıl yeni bir başlangıç yılı. AB üyeliği yolunda atacağımız her adım, ülkemize güç katacak. AB’ye üyelik koşullarını yerine getirmiş bir Türkiye de, Avrupa’nın küresel gücüne güç katacak. Türkiye’nin 2015’te başkanlığını devralacağı G20, aynı zamanda AB’nin küresel rolü için bir fırsat. Dolayısıyla hem ülkemiz hem AB hem de dünya için tarihsel önemde atılımların arifesindeyiz” diye konuştu.

Başkan Büyükekşi, Ocak ayı ihracat rakamlarını ise şöyle sıraladı, “Ocak ayında mal ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,6 artışla 12 milyar 15 milyon dolar oldu. Bu rakam Cumhuriyet tarihinin yüksek Ocak ayı ihracat rakamı oldu. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 0,4 gerileyerek 152 milyar 401 milyon dolara indi. Ocak ayında en fazla ihracatı, 1 milyar 589 milyon dolar ile Hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüz yaparken, otomotiv sektörümüz 1 milyar 587 milyon dolar ihracat ile ikinci sırada, kimyevi maddeler sektörümüz ise 1 milyar 404 milyon dolar ihracat ile üçüncü sırada yer aldı. Ocak ayında en fazla ihracat artışını yüzde 64 ile tütün sektörümüz, yüzde 48 ile savunma ve havacılık sektörümüz, ve yüzde 40 ile süs bitkileri sektörümüz yakaladı. Ocak ayında en fazla ihracat yaptığımız 3 ülke sırasıyla Almanya, Irak ve İngiltere oldu. Almanya’ya ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20 artarken, Irak’a ihracatımız yüzde 16, İngiltere’ye yüzde 18 artış gösterdi. Ocak ayında ihracatımızda öne çıkan ülkeler ise şöyle oldu. Ocak ayında Tayland’a ihracatımız yüzde 202, Katar’a yüzde 153, Ürdün’e yüzde 126, Letonya’ya yüzde 123, Suriye’ye yüzde 109, Fas’a yüzde 65, İsrail’e yüzde 45, Japonya’ya yüzde 40, İran’a ise yüzde 32 artış gösterdi. Ocak ayında AB’ye ihracatımız yüzde 13 artarak 5,4 milyar dolara yükseldi. Ortadoğu’ya ihracatımız yüzde 17 artarak 2,4 milyar dolara yükseldi. Kuzey Amerika’ya ihracatımız yüzde 18 yükselirken, BDT ülkelerine ihracatımız yüzde 4, Afrika’ya ihracatımız yüzde 2 artış gösterdi.”

Başkan Büyükekşi illerin ihracatı ile ilgile de şu açıklamalarda bulundu, “En fazla ihracat yapan ilk 10 ilimiz arasında ihracatını en fazla artıran ilimiz Sakarya oldu. Sakarya Ocak ayında ihracatını geçtiğimiz yıla göre yüzde 50 artırdı. Bu ilimizi yüzde 17 ihracat artışı ile İzmir ve yüzde 14 ihracat artışı ile İstanbul takip etti. İstanbul’un ihracat artış performansına çok yakın bir ilimiz var. Denizli’nin ihracatı da Ocak ayında yüzde 14 arttı. Denizli’nin ihracatı gayet iyi gidiyor. Denizli, Türkiye ortalamasının üzerinde ihracat artış performansı sergiliyor. Denizlili ihracatçılarımızın girişimciliğini alkışlıyoruz. Başarılarının devamını diliyoruz. Ocak ayında Ankara’nın ihracatı yüzde 11, Manisa’nın ihracatı yüzde 10 artarken Gaziantep’in ihracatı ise yüzde 7 arttı. Gaziantep ihracattaki öncü rolünü 2014 yılında da sürdürmesini bekliyoruz. Bursa’nın ihracatı ise Ocak ayında yüzde 3 artarken, Hatay’ın ihracatı yüzde 6, Kocaeli’nin ihracatı ise yüzde 22 geriledi.”

Editör: Wan Haber