Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez "Doğu Akdeniz'de keşfedilen gazların tedarikiyle alakalı teknik temaslarımız olmuştu. Onlar da çalışmaları takip ediyor. Sadece İsrail değil, Mısır da keşif yaptı. İki ülke fiilen üretime başladı. Pazarlara gidecek en kısa ve ekonomik yol Türkiye'den geçiyor" dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin Rusya doğalgazına bağımlılığının yüzde 40, petrolüne ise yüzde 25 olduğunu açıklayarak, Batı gibi sorun yaşanmayacağını açıkladı.

Bakan Dönmez "Petrol fiyatlarında son günlerde anormal bir artış söz konusu. Bu artışın sebebi Ukrayna-Rusya savaşıdır. Biz bu fiyat seviyelerinin makul olmadığını görüyoruz. Yüzde 92’sini ithal ettiğimiz bir ürünü en düşük seviyede vatandaşımıza temin etmek isteriz." dedi.

Bakan Dönmez ayrıca Akkuyu Nükleer Santrali projesinde bir gecikme olmayacağını belirtti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in açıklamalarından satır başları;

Yılbaşından sonra bereketli geçiyor. Marmara'nın kuzeyinde kısmen güneyinde yoğun kar yağışı olan bölgelerde 5 elektrik dağıtım bölgemiz var. TEİAŞ var orada 4621 personel 7-24 hazır. Anında müdahale etmek üzere...

Arıza bakım birimleri yoğundur. Operasyonel olarak günün koşullarına uygun hale getiriyoruz. Bir kesinti olmaması için önlemleri aldık, almaya devam ediyoruz. 

NİSAN AYINDA İSRAİL'E GİDİLECEK

Geçtiğimiz günlerde İsrail Cumhurbaşkanı Ankara’daydı. Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade etti. 'Enerji Bakanımız oraya gidecek ve temaslara başlayacak' dedi. Nisan gibi olur diye düşünüyoruz. Bundan 5-6 yıl kadar önce teknik düzeyde Doğu Akdeniz’de keşfedilen gazların Türkiye ve Avrupa’ya nakli ile ilgili temaslarımız olmuştu. Onların yeni rotalara da ihtiyacı var. Doğu Akdeniz’de sadece İsrail de keşif yapmadı. Mısır’da da bir keşif oldu. Bizim çalışmalarımız devam ediyor. Doğu Akdeniz hidrokarbon açısından potansiyeli yüksek bir bölge olarak öne çıkıyor. İki ülke de üretime başladılar. İsrail’in açıkladığı keşiflere baktığımızda 2 trilyon metreküp doğal gazı söz konusudur. Onlar ilk etapta kendi iç ihtiyaçları için karşılıyorlar. Pazar bulamıyorsanız ekonomik olarak size faydası yoktur demektir. En kısa yol Türkiye’den geçiyor. 

EN EKONOMİK GÜZERGAH TÜRKİYE

Son 5-6 yılda temaslar kesilmişti. Onlar başka alternatif yollar da aradılar Avrupa’ya sualtından götürülmesine ilişkin olarak. Biz o günlerde de söylemiştik bunun ekonomik bir tarafı yok. Pazara gittiğinde gazın rekabetçi de olması lazım. Şu anda en ekonomik güzergah Türkiye olarak gözüküyor.

Bu işte karşılıklı tarafların uyuşmasıyla ilgili bir hadise. 500-600 km’lik bir hat gerekiyor. Bizim topraklarımızda mevcut hatlarımız var. Bir kısmı oradan rahatlıkla transfer edilebilir. İlerde daha yüksek miktarın taşınması gündeme gelirse ilave boru hatları yapmakta gerekebilir. İlk etapta bir gelecek gazı yurt içinde yapabiliriz. Swap'ta kullanılabilir. 10 birim alırsınız aynı gazın yurt dışına çıkması gerekmez başka kaynaklı bir gaz yurt dışına çıkabilir.

AVRUPA’NIN RUS GAZINA BAĞIMLILIĞI HAKKINDA

Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığını kısa vadede ikame etmeleri zor. Yeni kaynakların rezervlerinin üretime hazırlanması süreye ihtiyaç duyan süreçlerdir. AB henüz netleştirmedi. En azından niyetini ortaya koydu. 'Rusya’ya bağımlılığı azaltmak istiyoruz yeni kaynaklara ihtiyacımız var' dedi.

TÜRKİYE’NİN RUS GAZINA VE PETROLÜNE BAĞIMLILIĞI NEDİR?

Doğal gazda yüzde 40, petrolde ise yüzde 25 civarındadır. Yıllara göre değişkenlik gösterebiliyor.

ENERJİ KONUSUNDA SIKINTI YAŞAMA İHTİMALİMİZ VAR MI?

Şu an için söz konusu değil. Cumhurbaşkanımız da açıkladı. Biz yaptırımların tarafı olmak istemiyoruz. İyi ticari ilişkilerimiz var. Diplomasi aracıyla çözmenin tarafı olduğumuzu ifade etmiştik. Gaz konusunda bir sıkıntı yaşamadığımızı kontrat bazında sevkiyatlara uyduklarında görüyoruz. 1986’da biz ilk doğal gazı Sovyetler Birliği’nden almıştık. Ukrayna, Romanya, Bulgaristan üzerinden Batı hattı dediğimiz hattan alıyorduk. İki sene önce Türk Akımı bitti biz doğrudan Karadeniz’in altından doğrudan Tekirdağ Kıyıköy’den alır vaziyete geldik.

TÜRKİYE'NİN DOĞAL GAZ SIKINTISI YOK

Geçmişte Ukrayna üzerinden gelen hatta sorunlar vardı. Zaman zaman geçmişte benzeri sıkıntılar olmuştu. İki senedir teknik sıkıntı yaşamıyoruz. Gazprom ile BOTAŞ sık sık görüşüyor. Sevkiyatta bir problem görmüyoruz. Bizi etkilemeyeceğini öngörüyoruz. Böyle bir konuşma da olmadı. Sık sık diyaloglarımız da var zaten. Türkiye’nin doğal gaz açısından tedarik problemi yok.

AKKUYU NÜKLEER SANTRALİNDE BİR PROBLEM VAR MI?

Hükümetler arası anlaşma ile Rusya Rosatom kurulu var. Burada Rosatom fiilen yatırımcı pozisyonundadır. Yatırımla alakalı birtakım taahhütleri var. 2023’te ilk üniteyi devreye alacağız. Şu an itibarıyla bize yansıyan bir gecikme yok. Ağırlıklı olarak ekipmanları Rusya’dan gönderiyorlar. Farklı ülkelerden de ekipman gönderildiği oluyor. An itibarıyla sahada iş yürüyor.

YENİ İLAVE SANTRALLER PLANLANIYOR MU?

Akkuyu’da 4 reaktör 4 santral demektir. 1200 megavat kurulu gücünde olacak 4 tanesi 4 bin 800’dür. Bizim daha önce Japonlarla görüşmemiz vardı. Fiyatlarla ilgili uyuşamadığımız için sonlandırmıştık. Şimdi Trakya için böyle bir çalışma yapıyoruz. Türkiye’nin belki ilerde de konuşabiliriz iklim değişikliği ile birlikte karbon emisyonunu azaltmak için yenilenebilir enerji ile ülke ihtiyacınızı karşılamanız durumu yoktu. 0 emisyon olan nükleer güç santralleri Türkiye’nin gündeminde olmaya devam edecektir. Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da Asya’da fosil yakıtlı klasik santrallere göre çok daha çevreci bunun farkındayız. Nükleer güç santralleri inşası söz konusu olacaktır.

2010 yılında Meclis’imizden geçen mutabakat metni kapsamında fiyat belirlendi. Kw/s 12.30 centtir. Üretilen elektriğin biz yüzde 50’sini alacağız. Diğer kalanı serbest piyasada satılacak. 60 yıl ömrü olan tesislerdir. 15 yıllık dönemde baktığınızda tartışılabilir. 60 yıllık dönemde bunun ekonomik olduğunu görüyoruz. Fransa’ya baktığımızda kullandığı elektriğin yüzde 70’ini nükleerden alıyor daha ekonomik çözmüş oldu.

Uzun dönemde ekonomik katkısı diğerlerine göre daha fazladır. Son derece düzenli, kesintisiz elektrik üretebilen tesislerdir. Yenilenebilir tesisler açısından baktığımızda rüzgar, güneş, su bunlar iklim şartlarına göre değişiklik gösteriyor. Kurak bir sezon geçirdiğinizde barajlarınız istediğini kadar olsun üretimi yapamıyorsunuz. Güneş santralleri açısından gündüzü var gecesi var, bulut geçişlerinden etkilenebilirler. Kesintili bir kaynaktan 85 milyonun elektriğini kesintisiz vermeniz teorik olarak mümkün değildir. Bir yenilenebilirden tüm elektriği alıyoruz. Kalanı baz yüklü santrallerden karşılıyoruz. Bizim baz yük temel ihtiyacımızı karşılama imkanına sahip santraller olacaktır.

MARTIN İKİNCİ YARISINDAN İTİBAREN ÖDEMELER BAŞLAYACAK

Martın ikinci yarısından itibaren sayın Aile Bakanımız 'ödemelere başlayacağız' dedi. Biz normalde ısıtma yardımını kömürle yapıyorduk. O şimdi yine devam edecek. Her yerde doğal gaz olmayabilir. Kömürü kullanıyorlarsa kömür desteği devam edecek. Aile ve sosyal yardımlaşma vakıflarına gidecekler orada belirli değerlendirmeler var. Orada vakıf insanlarımızı değerlendiriyorlar. Teknik çalışma yapıldığında yararlanabilirsiniz kararı üzerine bu yardımdan istifade edebilecekler. Gaz 3.5-4 milyona çıkacak. Elektrikten yararlanacak hane sayısı 2 milyondan 4 milyona çıktı.

450 lira ile bin 150 lira yıllık bazda doğal gaz yardımı yapılacak. Isınma sezonu her ilimizde aynı değil. Güney illerimizde ısınma ihtiyacı daha az. Ortalama 700-750 liralık bir ödemeden bahsedebilirsiniz.

KARADENİZ GAZI 2023 MART AYINDA SİSTEME BAĞLANACAK

Şu anda elimizde 3 tane derin deniz sondaj gemimiz var. Bunların özellikler birbirine benziyor. 6’ncı nesil gemiler. Biz onları aldık ve güncelledik. 6+ olarak güncelledik. Bu yeni gemiyi ilk defa biz kullanacağız. Bu gemi 7’nci nesil. Bizim operasyonlarımızın daha hızlı olması açısından fark yaratacak. Geminin teknik boyutlarında birbiri arasında fark yok. İki ay içerisinde Türkiye’de olmuş olacak. Bunu Güney Kore’den aldık. Gemilerin birbirine yakın olmasının şöyle bir avantajı var. Ekibinizin onları kullanma kabiliyeti gelişir, bir başka gemiden bir başka gemiye aktarabilirsiniz. Yedek parçada bir optimizasyon sağlarsınız. Bu gemi de o şekilde olacak. Çift kule esasına göre donatıldı. Bu çift kule yeni gelen gemide tam bağımsız çalışabilir haldedir. Bugünden bir lokasyon belirlemedik. Özellikle biz Karadeniz gazını 2023’te sisteme bağlamak istiyoruz. Orada bir ağırlığımız vardır.

Biz 2021’de 450 milyar metreküplük bir rezerv açıkladık. Amasya 1 ile birlikte toplamda 540 milyar metreküplük bir keşfimiz var. Gazı üretebilmek için kuyulara ihtiyacımız var. Sadece açmak yetmiyor şu anda Fatih gemisi ile yeni sondaj kuyuları açarken, Kanuni ve Yavuz gemileri ile açılan kuyularda hazırlık çalışmaları yapılıyor. Tüm amacımız 2023’te bunu sisteme vermek.

Hummualı bir çalışma var. Filyos’ta gazı aldıktan sonra işleme merkezi yapılacak. Zemin ıslahları büyük oranda tamamlandı. Zemin ıslahında kazık çakmanız gerekiyor. Bir mühendislik hesabı sonrası Türkiye’deki toplam fore kazık sondaj makinalarının 4’te 3’ü şu anda sahada. Borulama işlemi kıyıda yapılacak. Şu anda planladığımız şekilde devam ediyor. 2023’ün ilk çeyreğinde biz bunu sisteme bağlamak istiyoruz.

KÜRESEL ENERJİ MALİYETLERİ ARTTI, BU ENERJİ FİYATLARINI NASIL ETKİLEDİ?

Kömürde geçen sene ton 50 dolardı. Şu anda 400 dolarların üzerine çıktı. 300-400 dolar bandında gidip geliyor. Bizim elektrikte kaynağımızın yarısı ithal kaynaklı. Bu da üretim maliyetlerini artırdı. Geçen sene hükümetimiz vatandaşa 100 milyar liralık bir destek sağladı. Bunun 80 milyarı doğal gaz, 20 milyarı elektrikten geliyordu. Akaryakıtta da eşel mobil sisteminde 65 milyar liralık bir katkısı oldu. Geçen sene hükümet 165 milyar liralık bir destek sağladı. Fiyat artışları 2022’de devam ediyor. Biz kullandığımız doğal gazın yüzde 90’ını, petrolün yüzde 92’sini ithal ediyoruz. Kömürün yarısını ithal ediyoruz. Biz zaten enerjide niçin tam bağımsızlık dedik yurt dışında bağımlılığımızı azalttıkça bu tip maliyet artışlarından etkilenme oranımız da o kadar azalacak demektir.

Elektrikte 2022 itibarıyla 200 kw civarında ortalama hane elektrik tükettiğinde yıllık 3 bin 24 liralık bir elektrik tüketim faturası gelir. Eğer biz maliyetlerin hepsini faturaya yansıtmış olsaydık bu tüketim bedeli yıllık 5 bin 976 lira olacaktı. Hükümetimiz aldığı kararlarla bunun neredeyse 3 bin liralık kısmını karşılıyor vatandaşta 3 bin 24 liralık kısmını ödüyor.

Doğal gazda daha büyük bir destek söz konusudur. Türkiye yıllık ortalaması bin metreküp civarındadır. Şu anda hükümetimiz bunun yüzde 80’ini destekliyor. Bin metreküpe Ankara’da yaşayan bir hanemiz yılda 2 bin 700 lira ödüyor. Buna karşılık hükümetimiz BOTAŞ kanalıyla 10 bin liralık bir ilave destek sağlıyor. 2 bin 700 lira fatura geliyorsa 10 bin lira bedeli hükümetimiz karşılıyor demektir. 4 katı kısmını biz faturaya yansıtmıyoruz.

Biz vatandaşımızın bu sıkıntılarının farkındayız. Hükümetimiz ne yapıyorsa elinden geleni yapıyor. Bu artışların normal olmadığını biz de gözlüyoruz. Bunun ne kadarını hükümet olarak destekleyeceğiz ne kadar vatandaşa yansıtacağız bu bütçe imkanlarıyla ilgili bir konudur. 2 bin 700 lira ödüyorsa hanemiz 10 bin 800 lirayı biz kaynağında karşılıyoruz demektir.

ELEKTRİKTE FİYAT NASIL BELİRLENİYOR?

Kamuoyunda elektrik dağıtım şirketlerinde faturalarda her kalemi belirlediği şeklinde bir algı var bu söz konusu değil. Elektrik dağıtım şirketi kendisine getirilen elektriği nihai tüketici ile buluşturuyor. Nakliyecilik yapıyor onların aldığı bedel dağıtım hizmeti ile ilgilidir. Elektrikte tartıştığımız konu maliyet artışıdır. Elektrik borsası var. Arzın kısıtlı olursa yükseliyor. Klasik anlamda ekonomi ile ilgilenenler bilir ki arz talep dengesiyle ilgili bir durum var. Fiyat artışlarının keyfi olması söz konusu değil. EPDK hem elektrik dağıtım, iletim hizmetlerinin hem de elektrik şirketlerini düzenliyor. Bu tarifeleri EPDK belirliyor herkes kafasına göre bir fiyat belirleyemez. Rahatlıkla söyleyebiliriz görevli tedarik şirketimizden elektriği alıyoruz maksimum elde edebileceği kar 2.38’dir. Elektriğin fiziksel olarak kat ettiği yol ile ticaretinin yapıldığı yer farklı.

İNDİRİMİ NİSAN AYINDA HİSSEDECEKLER

1 Mart itibarıyla başlandı. Ticarethane tek kademeliydi. Biz de o talepleri aldık. Küçük işletmeler günlük 30 kw/s bir tüketim baz alındı. Bunları biz alırken esnaf odaları ve TOBB Başkanımızla da görüştük. Onlarla da istişare ederek 1’inci kademeye girecek olan işletme sayısı yüzde 75’ten aşağı olmaz. İki kademe arasında yüzde 25’lik bir fark var. Yüzde 25 daha ucuza kullanmış olacak. Esnafımız aylık bin lira ödüyorken 750 liraya düşmüş olacaktır. Özellikle nisan ayından itibaren bunu çok daha net olarak görecekler.

Karar alındıktan sonra Cemevleri'nin STK’larla bir yazı getirmesi gerekiyor. İçişleri Bakanlığımızla görüştük. Sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili birimler var dernekler oradan bir yazı getirecekler. Cemevleri ise kaymakamlıktan yazı getirecekler. Neredeyse orada yüzde 50’ye yakın bir indirim söz konusu oldu.

HAM PETROL FİYATLARI DÜNYADA ANORMAL ARTTI

Anormal bir fiyat artışı oldu. 1.5 yılda petrolde 40 dolarlık fiyat 120-130 dolara kadar çıktı. Son günlerdeki artışın sebebi Rusya, Ukrayna arasındaki savaştır. Rusya dünyanın en büyük petrol, doğal gaz ve kömür üreticilerinden birisi. Batılı ülkelerin aldığı yaptırım kararları var. Bir malın pazarlara intikaline kısıtlamalar getirirseniz mal kısıtlanır ve fiyatı yükselir. Biz bu fiyat seviyelerinin makul olmadığını görüyoruz. Yüzde 92’sini ithal ettiğimiz bir ürünü en düşük seviyede vatandaşımıza temin etmek isteriz.

ZEYTİN AĞAÇLARI KONUSUNU BİR KESİM ÇARPITIYOR

Aslında biz açıklamaları yapmamıza rağmen bir kesim bilerek bu konuyu çarptırarak kamuoyuna yansıtmaya çalışıyor. Biz zeytin düşmanı bir bakanlık değiliz. Hükümetimiz zeytin varlığını iki kat artırmış. Biz bugün zeytin yağını ihraç eder hale geldik. Düzenlememiz tüm madem alanlarını kapsamıyor. Üretim santralleri var. Devlet buralara ruhsat kesmiş. Pilot uygulama nasıl oluyor. Maden sahasının üzerine zeytinlik gelirse Tarım İl Müdürlüğümüz gelip çalışma yapacak. Bizim maden işleriyle ilgili elemanlarımız da gidecekler. Bir zaruret hali söz konusuysa kesme yapmayacağız. Taşıma yapılacak.

Bunlar 50-100 yıllık zeytin ağacı. Söküyorsunuz, uygun şekilde ziraat mühendisinin gözetimi halinde ağacı oraya en yakın madencilik faaliyeti yapılmayan yere dikiyorsunuz ve eski halini alıyor. Binlerce işçi çalışıyor burada. Pilot uygulamalar onu gösteriyor ki taşıma işlemi başarılı bir şekilde yapılıyor.

Tutmayan ağacın yerine de 5 tane ağaç dikiyoruz. Hem biz hem Tarım Bakanlığımız kontrol ediyor. Kömür madenini çıkardıktan sonra işletmeci o sahayı eski haline getirmek zorunda. Oraya tekrar zeytin ağacı dikilecek. Günün sonunda baktığımızda zeytin sayımız iki kat artacak. Yaptınız mı diye sorarsanız bunun örnekleri var.

Türkiye Kömür İşletmeleri, Soma’da maden sahasını çıkartıp tekrar eski haline getirmişiz. Bitki olarak zeytini tercih etmişiz. 13 bin dekar madencilik faaliyeti bitmiş biz buraya 2 milyon ağaç dikmişiz. Bir kısmı zeytin, bir kısmı çam ağacı olmak üzere. Özel sektör madencileri de madencilik faaliyeti bittikten sonra o coğrafyanın bitki örtüsüne göre ağaçlandırıyor.

Biz bir taraftan ülkenin arz güvenliğini sağlamaya çalışırken, çevreyi korumak gibi bir misyonumuz var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda çalışıyoruz. Konya’da toplantı şura niteliğinde oldu. Hidrojen niçin önemlidir? Şu anda ısınma tarafından kısmen elektrik üretimi tarafında kömür ve doğal gaz kullanıyoruz. Kömürün etkisi bir miktar fazla olmakla birlikte hidrojen alternatif bir yakıt olmaya adaydır. Konya’da hidrojen araştırma merkezi kurduk. Strateji belgesini kamuoyu ile paylaşacağız.

Haber7

Editör: Wan Haber