Van’da bütün dünyayı etkisi altına alan iklim değişikliğinin muhtemel sonuçlarının konuşulduğu ve bu yıl ilki gerçekleştirilen ‘Uluslararası Avrasya İklim Değişikliği Kongresi (EURACLI’22)’ düzenlendi. Kongrede bir konuşma yapan EURACLI Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, iklim değişikliğinin bütün bir ekosistemi ve dünyada yaşayan her canlının geleceğini tehdit eden en somut ve en ciddi sorun olduğunu belirtti.

Küresel ısınmaya neden olan fosil yakıtların kısıtlanmasına yönelik bütün düzenlemelerin sözde kaldığını ve iklim değişikliğinin varlığını reddetmeye yönelik yaklaşımların popüler hale geldiğini ifade eden Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “Bütün bu olumsuzlukların yanı sıra, ülkelerin ekonomik ve siyasal güç elde etmek için giriştikleri yarış, bugün içinde bulunduğumuz ve artık eşik değerlerin aşıldığı safhaya bizleri getirmiştir. Tam da bu nedenlerden dolayı iklim değişimiyle mücadele etmek oldukça zor bir iştir. Çünkü bu yeni durumla mücadele etmek için katı önlemlerin alınması ve insanoğlunun yaşam biçiminde radikal değişikliklere gidilmesi gerekmektedir” dedi.

“50 yıldır dünyamız sürekli ısınıyor”
İklim değişikliğinin oluşturduğu tehdidin boyutunun çok büyük olduğunu ve günlük hayatta da görülmeye başlandığını dile getiren Alaeddinoğlu, “Zira konuyla ilgilenen bütün çevreler, politika yapıcılar ve kamuoyu konunun gerçekliğini ve aciliyet gerektirdiğini kısmen de olsa anlamış görünmektedir. Ancak bugüne kadar uygulanan yanlış politikaların sonuçları bugün ve gelecekte karşımıza çıkacak ve insanlık bununla yüzleşecektir. Göz göre göre gelen ve hiçbir önlem alınmayan bu doğal felaket, belki de büyük uygarlıkların çökmesine ve milyonlarca insanın hayatına mal olacaktır. Şüphesiz bu durum, hayatın olağan akışında değişime neden olacak ve şayet doğru yönetilemez ise oluşturacağı etki büyük yıkımları beraberinde getirecektir. Bütün sektörleri değiştireceği ve yeni alışkanlıklar oluşturacağı anlaşılan bu yeni durumun anlaşılması ve ilgili bütün taraflara iyi anlatılması gerekmektedir.

Sonuçlarını yaşadığımız iklim değişikliğine ilişkin alınan karaları uygulamayan, sorunu bütün boyutlarıyla kendi halklarıyla paylaşmayan ve sürekli süreci uzatan politika yapıcıların karar verdiği bir dünya. Oysa bugün geleceğe ilişkin somut adımların atılması ve geleceğin yeniden inşa edilmesi için radikal kararlar alınması gerekmektedir. 50 yılı aşkın bir süredir dünyamız nerdeyse sürekli ısınıyor. Bugün ortalamalarda bir derecelik sıcaklıkla ifade edilen artış, yakın gelecekte 2-3 derecelerle ifade edilecek. Ancak ortalamadaki 2-3 derecelik artışın maliyeti çok yüksek olacak” diye konuştu.

“Gerçek yaşam alanları daralırken, sanal yaşamlar ilgi çekmeye başlamıştır”
Dünyada iklim değişikliğiyle birlikte sıcaklıklardaki aşırı sapmaların hayatın bir parçası haline geleceğini ifade eden Alaeddinoğlu, “Ekstrem yağış değerleri kaydedilirken sel baskınları hiçte uzak ihtimaller olmayacak. Diğer bir ifadeyle şiddetli yağış olaylarının yaşandığı alanlar sayıca artacak. Dolayısıyla bütün bu sonuçlar ekonomik ve sosyal hayatı derinden etkileyecektir.

Bugün her yönüyle değişen ve dönüşen bir dünya da yaşıyoruz. Bir taraftan değişen iklim olurken, diğer taraftan değişen iklimin hayatımıza soktuğu salgın hastalıklar ve sonuçta dört duvar arsına sıkışan sanal yaşamlar. Gerçek yaşam alanları daralırken, sanal yaşamlar çok daha fazla insanın ilgisini çekmeye başlamıştır.

Dahası insanlar teknolojinin yaşamlarının her anına girebildiğine tanıklık etmiş ve kendilerinin teknolojinin içinde yaşayabilecekleri fikrine alıştırmışlardır. Bu durumun ortaya çıkardığı ve her geçen gün insanların zihinlerine yerleşen metaverse kavramı, fiziksel dünyada eksik kalan haz, zevk ve istekleri rahatlıkla gerçekleştirebilecekleri bir evreni onlara sunmaya başlamıştır. Kim bilir, belki de dünyanın felaketlerle sonuçlanacak kaçınılmaz gerçekliğinden uzaklaşmak için bulunmuş bir dünya diyebiliriz. Ancak gelecek 10 yıllarda kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacak şey, dünyanın giderek ısındığı ve kaynakların azaldığı gerçeğidir” şeklinde konuştu.

“Umut her zaman vardır”
Yakın zamana kadar iklim değişikliğini kabul etmeyen birçok bilim insanının, artık iklimdeki değişimi bir kriz olarak ifade etmekte sakınca görmediğinin altını çizen Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle, eğitimli ve nitelikli insan sayısı artıkça, çevre dostu bireylerin sayısı da artmaktadır. Bugün dahi bazı kararların alınmasında ve hayata geçirilmesinde önemli katkıları olduğu anlaşılan bu insanlar, dünyanın geleceğine dair en umut verici gelişme olarak görülebilir. Dünyanın yakından tanıdığı, ancak insanoğlunun ilk defa karşılaştığı bir konu olan iklim değişikliği, hayatımızı derinden etkileyecek gibi görünüyor. Aslında sorun, dünyanın kendisiyle ilgili değil, insanın durdurulamaz yok etme duygusu ve bitmek bilmeyen tüketme arzusu ile ilgilidir. Ancak insanoğlu kaynakları tüketerek dünyayı değil aslında kendisini yok etmektedir. Bir gün döngü tekrar kendini yenilediğinde dünya yaralarını saracak ve iyileşecek. Ancak insanlık çoktan sonunu bilmediği bir yolculuğa çıkmış olacak.”iha

Editör: Wan Haber