Üniversite öğrencilerinin yapıcı ve olumlu bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunacak entelektüellerle buluşturmak amacı ile gerçekleştirilen etkinliklerin ilkine YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Ziraat Bankası Van Bölge Başkanı Aziz Ercan Yıldızhan, Rektör yardımcıları Prof. Dr. Ahmet Kazankaya ve Prof. Dr. Kenan Demirel, YYÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Murat Demirel, Özel Kalem Müdürü Doç. Dr. Yusuf Uzun, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Konferansta konuşan YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, “Üniversite olarak üzerimize düşen eğitim öğretim, sosyokültürel faaliyetler ve bilimsel araştırmaları hızlı bir şekilde gerçekleştirmek suretiyle artık bizden beklenenleri yerine getirmek istiyoruz. Depremden sonra yaptığımız bu sosyokültürel faaliyetlerin birinde daha bir aradayız. Doç. Dr. Erdal Baykan tarafından ortaya konan ‘Hayalimdeki Türkiye’ projesi çerçevesinde bu konferansı gerçekleştiriyoruz. Bu proje gerçekten çok anlamlı, önemli bir proje. Sayın Cemal Uşşak’ın vereceği ilk konferans ile projeyi başlatmış olacağız. Bir öğrencinin, bir sağlıkçının, bir öğretim üyesinin, bir valinin, bir müdürün, bir siyasetçinin hayalindeki Türkiye’yi de alacağız. Tüm bunları bir kitap haline getirip yayımlamayı düşünüyoruz. Herkesin hayalinde bir Türkiye var ama amaç ideal olanı ortaya koymak. Herkesin idealindekini temsil eden bir ülke, güçlü bir ülkedir” dedi.

“EN BÜYÜK HATAMIZ HAYATA TEK PENCEREDEN BAKMAKTIR”
2023 yılına yürürken bu projenin Türkiye’nin en önemli projesi olduğunu vurgulayan Battal, “Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılında önemli bir noktaya gelmek istiyoruz. Bu kapsamda YYÜ olarak en azından Hayalinizdeki Türkiye nedir? Bu hayale varırken hangi kesimin ne talepleri var, onu da doğru bir şekilde burada göreceğiz. Öncelikle biz bunu, bizi aydınlatan yazarlarımızla başlatmak istiyoruz. Bu vesileyle Cemal Uşşak’ı çağırdık, bizi kırmadı ve geldi. Kısa bir süre önce kendisi Irak’taydı ama o yorgunluğa rağmen geldi. Önemli eserler vermiş, toplumun takip ettiği organlarda yazılar yazan Cemal Bey’in burada anlatacakları bizim için önemli. Ondan sonra çağıracağımız yazarların sunumlarını alarak yazılı hale getirip Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, sivil toplum örgütleriyle paylaşarak, toplumun değişik kesimlerinden insanları konuşturup hislerine tercüman olmak istiyoruz. En büyük hatamız hayata tek pencereden bakmak. Bu şekilde büyük hatalar yapıyoruz. Hâlbuki topluma ne kadar yayılır, değişik kesimlerden ne kadar farklı görüşler alırsak o denli farklı ve etkin bir idare tarzı ortaya koyarak memnuniyeti arttırmış oluruz. Toplumda yer edinmiş insanları çağırıp burada konuşmalarını sağlayacağız ve bu projenin çok ileri noktalaya varmasını sağlayacağız” dedi.


Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı gazeteci-yazar Cemal Uşşak; “Böyle bir program serisinin konuşmacısı olmak inşallah hayırlara vesile olur. Cami ne kadar büyük de olsa imam bildiğini okur demişler. Ben de bildiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Başlık gerçekten anlamlı ve heyecan verici. ‘Hayalimdeki Türkiye’. Benim hayalimde ne olur demeyeceğim. Meşhur zenci hakları, insan hakları savunucusu olarak dünyada nam yapmış Martin Luther King ‘I have a dream (Benim bir hayalim var)’ diyerek büyük bir adım attı. Obama gibi baba tarafı Müslüman olan birisi ikinci dönem Amerika’da devlet başkanı oldu. Eğer Martin Luther King, 1960’larda benim bir hayalim var demeseydi veya ondan önce Rosa Park isimli bir hanımefendi zencilere ayrılmış olan tramvaydaki bölüme oturmayıp ‘ben de insanım, benim beyazlardan ne farkım var?’ deyip gidip beyazların tarafında oturmakta direnmeseydi ve aylarca hapis yatmamış olsaydı, bugün en az Amerika şartları açısından Amerika vatandaşları, burada yaşayan zenciler bugün bu noktada olmayacaklardı. Bu yüzden başlığı takdir ettim, içini de dolduramayabilirim belki de. Umarım benden sonra gelecek olanlar bu başlığı layıkıyla doldurabilir diye ümit ediyorum. Benim hayalimde neler var, nasıl bir Türkiye hayal ediyorum? Benim hayalimdeki Türkiye’ye giderken önümüzdeki engeller nelerdir, nasıl aşabiliriz? Daha ziyade bunları anlatmak istiyorum. Hayalimdeki Türkiye özgür, hür, kalkınmış, adil bölüşüm kavramını gerçekleştirmiş bir Türkiye. Şu günlerde ve eskiden beri siyasilerimiz kalkınmışlık kriteri olarak hep kişi başına düşen milli geliri baz alarak konuşurdu. Son olarak katıldığım bir toplantıda Sayın Bakanımız bunun 12 bin dolar olduğunu söyledi. Yanımda bulunan bir akademisyen de abarttığını, farklı hesaplarla bu rakamın 6500 dolar olduğunu söyledi. Ben de farklı yerlerde bazı kesimler için kişi başına düşen miktarın 14 bin dolar olduğunu okudum. Bunlar çok da anlam ifade etmiyor. Birinin cebine 500 bin dolar giriyor da belki Ercişli bir vatandaşın cebine 500 dolar bile girmiyor. Bunlardan ziyade toplumun geniş katmanları arasında adil bölüşümün sağlanmış olması lazım. Söylendiği gibi Türkiye’de bir İsviçre var, fert başına düşen gelir 60 bin dolar civarında. Bir Almanya var, fert başsına düşen gelir 30 bin dolar civarında ama bir de Türkiye’de bulunan bir Bangladeş var, fert başına düşen gelir 200 doların altında. Bu gelire sahip olanların sayısı yakın dönemlerde yüzde 46 civarındaydı. Ama bu rakamın yüzde 30’lara düştüğünü söylüyorlar. Öyle olduğunu düşünüyorum ama önemli olan bu seviyenin daha da düşmesi. Kısacası ‘Benim Hayalimdeki Türkiye’de, bu toprakların yetiştirdiği maneviyat önderi alimlerden Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri diyor ki ‘Saadet odur ki, toplumun tamamı eşit ve müreffeh içinde yaşasın’. Bu işin tabi maddi boyutu. Ama bundan daha önemli olan, insan olmakla alakalı bir boyut. Ben insan olarak bu ülke vatandaşı olarak, istediğim gibi, inancıma göre yaşayabilir miyim? İstediğimi, istediğim şekilde ifade edebiliyor muyum? Kur’an-ı Kerim’de ‘Biz, insanı kerim kıldık’ diyor, insanın onuru. Din niçindir? İnsan onurunu korumak içindir” dedi.
YYÜ’ nün 30. yıl etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen “Hayalimdeki Türkiye” konferans dizisinin kayıt altına alınarak kitaplaştırılacağı belirtildi.
Konferansın bitiminde Rektör Battal tarafından Uşşak'a plaket verildi.

Editör: Wan Haber