Her ne kadar tam olarak kendi kendini kontrol eden silahlar günümüzde mevcut olmasa da toplantıya katılanların bazıları – "Öldürücü Rotları Durdurma Kampanyası" gibi hükümet dışı koalisyonlar— teknolojinin hızla bu tarz silahları yaratmaya doğru gittiğini savunuyor. Örneğin Güney Kore, Kuzey Kore ile askerden arındırılmış bölgenin hemen dışında konuşlandırdığı yarı kendi kendini kontrol eden makineli silah kullanan robotlar üretmiş durumda. İsrail Savunma Kuvvetleri de sınırın bazı kesimlerinde benzer robot silahları kullanıyor.

Salı günü Cenevre'de yapılan gayri resmi toplantıya katılan uzmanlar ölümcül, kendi kendini kontrol eden silahları ele aldılar. 117 ülkenin kabul etmiş olduğu Belirli Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi kapsamında yürütülecek görüşmeler üç gün sürecek. Sözleşme, askerlerin veya sivillerin gereksiz ya da yersiz zarar görmelerine neden olabilecek konvansiyonel silahları sınırlandırmayı ya da yasaklamayı amaçlıyor.Sözleşme şu an için mayınları, bubi tuzaklarını ve "kör edici" lazer silahlarını kapsıyor.

Toplantıda ilk etapta kendi kendini kontrol eden silahların tanımının yapılması ve bu silahların sözleşmenin kapsadığı silahların tanımına uyup uymadığının belirlenmesi amaçlanıyor. Oldukça yüksek teknik içerikli toplantıda yasal ve etik soru işaretleri de ele alınacak.

Örneğin Çarşamba günü yapılacak oturumda katılımcılardan uluslararası insan hakları kanunu dikkate alınarak"kendi kendini kontrol eden ölümcül silah sistemlerinin kullanımının orantılılık, ayırım, önlem ilkelerine etkisine" yanıt vermeleri istenecek.

Robotlar, ordu ve insan hakları uzmanları dışında Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) de dinlenecek. Kızılhaç Mart ayında konuyla ilgili bir seminer düzenlemişti. ICRC, insanların çok az etkisinin olduğu ya da hiç etkisinin olmadığı bir şekilde savaş alanlarında makinelerin ölüm ve yaşam kararları vermesi fikrinden derin endişe duyduğunu belirtmişti.

Raporda, "Silah sistemleri daha fazla otonom oldukça daha az tahmin edilebilir olacak. Bu da bu silahların kanun çerçevesinde hareket etme garantisinin nasıl sağlanabileceği ile ilgili soru işaretlerini doğuruyor"denildi.

BM'nin bu toplantısı öncesinde İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Pazartesi günü bir rapor yayınlayarak emniyet teşkilatlarının kendi kendilerini tam olarak kontrol eden silahları kullanmasının çok uzak olmadığı uyarısında bulunarak bunun uluslararası insan hakları kanunu ile ilgili bazı soru işaretlerine neden olabileceğini belirtti.

HRW'nin Harvard Hukuk Fakültesi Uluslararası İnsan Hakları Klinik'i ile birlikte hazırladığı raporda, "kendi kendini tam olarak kontrol eden silahlar yaşamın temel haklarını ihlal edecek ve insan onurunun temel prensibini zayıflatacak tehlike yaratıyor." denildi.

Kendi kendini kontrol eden silahların artı ve eksilerinin ele alınacağı BM toplantısına da katılacak olan Georgia Teknoloji Enstitüsü'nden profesör Ronald C. Arkin ise tam bir yasaktan yana olmadığını ifade etti. Arkin, kendi kendini kontrol eden silahların uygun şekilde tasarlanması durumunda bunun savaşlardaki zayiatları azaltabileceğini savunuyor.

Arkin The Wall Street Journal'a yaptığı açıklamada, su sistemlerin uluslararası insan hakları kanununa tam olarak uymadığı sürece kullanılmaması gerektiğini söyledi. Arkin ayrıca makinelerin, etik açıktan bakıldığında insan askerlerden daha iyi iş çıkarması gerektiğini ve böylece çatışmalarda sivil kayıpların azaltılabileceğini de söyledi.

Kaynak; The Wall Street Journal

Editör: Wan Haber