Van YYÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Toker, depremin büyüklüğünü Kandilli Rasathanesi'nin 6.9 olarak geçtiğini söyledi. Vatandaşların bu konuda kafasının karıştığını anlatan Doç. Dr. Toker, "Vatandaşların hangi bilginin doğru olup olmadığı konusunda kafası karıştı. Şunu söylemek istiyorum orda bulunan istasyonlar deprem çok büyük olduğu için depremi doğru ölçemedi. Kayıtçıların ölçüm aralığının üzerinde çıktı deprem. Fakat Kandillinin ölçümlerine baktığımızda depremin 6,94 ya da 7 büyüklüğünde olduğunu görüyoruz" dedi.

Depremin ardından birçok artçı sarsıntının olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Toker, "Bu artçı şoklar, Sisam Adası'nın kayalıklarının hemen kuzeyinde doğu-batı doğrultulu bir normal fay olduğunu gösteriyor. Bu artçı şoklar ilk günden şimdiye kadar Sisam kayalıklarının hemen önündeki fayın batı ve doğu ucunda yoğunlaştı. Göze çarpan yığışmalar fayın doğu ucu, yani ciddi bir artçı şok kümelenmesinin olduğu Sisam Adası'nın doğuda bittiği yer Kuşadası Körfezi'ne doğru. Bir de batı ucunda yoğunlaşmalar oldu. Batı ucu da Ege Denizi açıklarına doğru Sisam Adası'nın batıya doğru olan kısmı" diye konuştu.

"Kuşadası Körfezi'nin orda gerilim arttı"

Bu artçı şokları jeofizikte coulomb stres transferi denilen bir yöntemle analiz ettiklerini belirten Doç. Dr. Toker, şöyle konuştu:

"Sonuçta ise şunu gördük doğu-batı uzanımlı fayın batı ucunda gerilimin yükseldiğini ve fayın batıya doğru 2-3 metrelik atımla ilerlediğini gördük. Fayın doğu ucuna Kuşadası Körfezi'ne doğru olan kısma baktığımızda orada bir gerilim artışı olduğunu görüyoruz. Yani bu depremin olduktan sonra streslerini hem doğuya hem batıya transfer ettiğini gördük. Batıdaki stres transferi Ege Denizi açıklarına doğru yırtılarak ilerlemekte fakat doğuda Kuşadası Körfezi'nin orda bu stresin yırtılmadığını, gerilimin artığını görüyoruz. Fayın eğimi kuzeye doğru yani İzmir'e doğru. Kuzeyde ise stres transferi bize gerilimin azaldığını gösteriyor" dedi. 

Editör: Wan Haber