Üreme zamanlarında insanların olmadığı ve kendileri için tehlike oluşturmayan güvenli yerleri tercih eden martılar, Van Gölü’ndeki adaları seçiyor. Van Gölü üzerinde yer alan ve dev martı yuvası olarak bilinen Adır Adası’nda her yıl olduğu gibi bu yıl da toplu martı ölümleri yaşandı.

Ancak bölge halkı, bu yıl tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını nedeniyle martı ölümlerinden daha fazla endişelenmeye başladı. Toplu martı ölümleri nedeniyle merkez Tuşba ilçesine bağlı Adır Mahallesi’ne giden Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, burada incelemede bulundu.

"Ölümlerin salgınla ilgisi yok"
Hasta ve ölü martıları inceleyen ve ardından açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Aslan, her yıl yaşanan ölümlerin bu sene daha az olduğunu belirtti. Martıların ölüm sebebinin salgınla ilgisinin olmadığının altını çizen Prof. Dr. Aslan, ölümlerin sezonda tam gelişmeme ve açlığa bağlı stres olduğunu söyledi. Ölümlerin insan ve diğer hayvan sağlına zarar vermediğini ancak net sonuçların laboratuvar sonuçları sonrası kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.

“Martılar en çok Adır Adası’nı tercih ediyor”
Van Gölü Havzası’nın yaban hayvanlar konusunda çok zengin olduğunu ifade eden Aslan, “En fazla martı popülasyonu Adır Adası’nda var. Martılar da suyun olduğu yerde, akarsuların olduğu yerde ve şehir kenarlarında yaşayan hayvanlardır. Martılar üreme döneminde sakin olan yerlere göç etmektedir. Üreme için uygun ortam hazırlamakta ve bunu seçerken de yiyeceğin ve güvenliğin olduğu yerleri seçmektedir. Adır, Çarpanak ve Akdamar adası gibi yerleri seçmektedir. En büyük martı üreme yeri son 4-5 yılda Adır Adası oldu. Bunun yanında göç döneminde tatlı sulara göç eden inci kefaliyle beslenen martıların normal zamanda yiyecek sıkıntısı da olmuyordu” dedi.

“Martılar yiyecek sıkıntısı nedeniyle strese kapıldı”
Martıların yiyecek sıkıntısı nedeniyle strese kapıldığına dikkat çeken Aslan, “Burada görülen manzara ekolojik dengenin ne kadar önemli olduğunu anlamak için en uygun yerlerden bir tanesidir. Burada bir milyona yakın martı yuva yapmaktadır. Bir milyon martı ikişer yumurta yumurtladığı zaman sayı 3’e katlanmaktadır. Mevsim iyi geçerse ikinci yumurtayı da yapmaktadır. Ama bu sene baharın geç gelmesi, havaların geç ısınması, yağışların hazirana yayılmasıyla beraber ikinci kuluçka olmadı ve az sayıda üreme oldu. Yalnız bu martılar yiyecek sıkıntısı nedeniyle strese kapıldı. Stres ortamıyla beraber kıtlıklar, ölümler şekillenmektedir. Ölümler genellikle bu senin büyüyen yavrularında görülür” diye konuştu.

“Ekolojik denge çerçevesinde her sene yaşanmaktadır”
Vatandaşın bu süreçte tedirgin olmasının normal olduğunu, ölümlerin ise ekolojik denge çerçevesinde her sene yaşandığını dile getiren Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu konuya ilişkin bir rapor sunacağız. Şu ana kadar saha çalışmalarımızda bu yıl geçmiş yıllara göre daha az ölüm şekillendiğini gözlemledik. Ancak toplu ölüm gören vatandaşın tedirgin olması normaldir. Ön izlemlerimize göre herhangi bir salgın hastalık gibi bir durumun olmadığını gözlemliyoruz. Bu olay ekolojik denge çerçevesinde her sene yaşanmaktadır. Halkın tedirgin olması ölümlerin zamanında kaldırılmamasına bağlıdır. Ölümlerin genç yavrular olduğu, laboratuvara gerekli numuneler göndereceğiz herhangi bir olumsuzluk çıkarsa bu ihtimali de değerlendirerek ilgililere, kamuoyuna bilgi vereceğiz.”İHA

Editör: Wan Haber