Allerjik konjonktivitin genellikle çocukluk çağında başlayıp ileri yaşlara kadar devam edebilen bir hastalık olduğunu ifade eden Urartu Göz uzmanlarından Operatör Dr. Yusuf Evcimen, “Gözümüz çevreden gelen etkenlere direkt maruz kaldığından alerjik durumlar daha sık görülebilmektedir. Gözlerde kaşınma, yanma, batma, kaşıntı, çapaklanma, kızarıklık, sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve bunlara bağlı olarak görme kalitesinde azalma meydana getirebilir. Göz kapaklarında hafif şişlik ve alt göz kapaklarında morluklara neden olabilmektedir. Allerjik göz hastalığı olanlarda beraberinde hapşırma, burun akıntısı ve kaşıntısı olabilmektedir. Çeşitli alerjik göz hastalıkları mevcut olup bunlardan en sık görüleni mevsimsel alerjik konjonktivittir” dedi. 

Mevsimsel alerjik konjonktivitin, havada dolaşan allerjenlerin (polenler, toz partikülleri) gözle teması sonucu göz kapaklarının içini ve gözün beyaz kısmını saran zarın allerjiye bağlı olarak gelişen bir iltihap olduğunu ifade eden Evcimen, “Alerjik bünyelilerde daha sık görülmekte ve daha rahatsızlık verici olabilmektedir. Hava sıcaklığının artmasıyla hastaların göz rahatsızlıklarında artma meydana gelmektedir. Bu nedenle allerjik konjonktivitten (bahar nezlesi) korunmak amacıyla göz bölgesine çok fazla temasta bulunmamamız, göz kaşımasından uzak durmamız ve el temizliğine dikkat etmemiz gerekir. Bunun yanında güneş gözlüğü kullanmak hem allerjik göz hastalığı açısından hem de ultraviyole ışığın zararlı etkilerinden korunmak amaçlı önemlidir. Şapka kullanılması faydalı olabilmektedir. Ara ara yüzün soğuk suyla yıkanması, göz ve çevresindeki kaşıntının azalmasında faydalı olabilmektedir. Havanın çok ısındığı öğlen vakitlerinde ise dışarıda bulunmamak faydalıdır” ifadelerini kullandı. 

Alerjik konjonktivit tedavisinde koruyucu tedbirlerin yanında hastalara medikal tedavi uyguladıklarını dile getiren Evcimen, hastaların ara ara kontrol muayeneleri ile takip edilmesinin göz sağlığı açısından uygun olacağını söyledi.(İHA)

Editör: Wan Haber