Adana'da yaşayan Zeynep A., göz ve guatr ameliyatı olmak için geçici olarak doğuştan yüzde 70 zihinsel engelli olan kızı S.A.'yı (37) Adana'daki bakım merkezlerinde yer olmayınca Osmaniye'nin Düziçi ilçesindeki bir bakım merkezine 25 Şubat'ta aylık 3 bin 500 lira ücret karşılığında yatırdı. Korona virüs nedeniyle şehirlerarası ve bakımevlerine gitme kısıtlaması nedeniyle anne Zeynep ve abla Rengin A. engelli S.A.'yı ziyarete gidemedi, ancak yaptıkları telefon görüşmelerinde sesini duyup kurum yetkililerinden bilgi aldı.

27 Haziran'da bakım merkezi yetkililerinin açtığı telefonla, “Hastanız yemek yemediği için kendinden geçti. Osmaniye Devlet Hastanesi'ne götürdük. Ancak daha çabuk iyileşmesi için daha sonra özel bir hastaneye yatırdık” bilgisi üzerine anne Zeynep ve abla Rengin A. şoke oldu.

Anne Zeynep avukatıyla birlikte Osmaniye'ye giderek kızını hastanenin yoğun bakımda yattığını, vücudunun her yerinin morluk içinde olduğunu, gözlerinin hasara uğradığını görünce Düziçi'ndeki polis merkezine giderek kızının kaldığı özel bakım merkezindeki yetkililer ve görevliler hakkında ‘Kasten yaralama, işkence' suçlarından suç duyurusunda bulundu. Anne Zeynep A., kızını özel hastaneden Adana'daki Çukurova Devlet Hastanesi'nde yer olmayınca özel bir hastaneye sevkini yaptırdı.

Yoğun bakımda tedavisi süren zihinsel engelli S.A.'nın ablası Rengin A., kardeşine kaldığı bakım merkezinde darp ve işkence yapıldığını düşündüğünü söyledi. Kardeşinin hastanede ölüm kalım mücadelesi verdiğini belirten abla Rengin A., “Annem gözünden ve guatrından ameliyat olacaktı. Kardeşimi, annemin ameliyattan sonra geri almak üzere geçici olarak bir bakım merkezine yatırmak istedik. Adana'daki bakım merkezlerinde yer olmadığı için Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde bulunan bakım merkezine ücretli olarak yatırdık” dedi.

"Kardeşimin vücudunda darp edilmedik yer kalmamış"

Pandemi sürecinde şehirlerarası kısıtlama ve kurumlara olan ziyaret kısıtlamaları nedeniyle kardeşi ve bakım merkezi yetkilileri ile telefonla görüşüp bilgi aldıklarını ifade eden Rengin A., şunları söyledi:

“28 Mart'ta kardeşimin telefonda sesini duyduk iyiydi. Problem yoktu. Zaten kardeşimi kuruma teslim ettiğimizde vücudunda yara bere yoktu. Kontrol ederek merkeze almışlardı. Dönem içinde kurumla yaptığımız görüşmelerde kardeşimin zaman zaman kendine zarar verdiğini, elini ısırdığını, kolunu çarptığını, yemek yemeyi istemediğini, gözüne zarar vermeye çalıştığını söylediler. ‘Gelin götürün biz bakamıyoruz' demediler.

En son 27 Haziran'da bizi aradılar hastanın kendinden geçtiğini hastaneye götürdüklerini Osmaniye Devlet Hastanesi'nin kabul etmediğini, özel hastaneye yatırdıklarını söylediler. Bize, özel hastanenin adını bile vermediler. Bunun altında bir şey olduğunu anladım. Yaptığımız araştırma sonunda özel hastaneyi öğrendik. Annem ve kuzenim özel hastaneye gittiklerinde karşılaştıkları manzara çok kötüydü. Kardeşimin vücudunda darp edilmedik yer kalmamış, her yeri mosmor olmuş. Kanında yüksek miktarda enfeksiyon, her iki gözünde de çok büyük hasarlar var. Gözün birisi çok kötü. Bir şey mi sokulmuş, bir şeyle vurulmuş mu belli değil. “

Anne Zeynep avukatıyla birlikte Osmaniye'ye giderek kızını hastanenin yoğun bakımda yattığını, vücudunun her yerinin morluk içinde olduğunu, gözlerinin hasara uğradığını görünce Düziçi'ndeki polis merkezine giderek kızının kaldığı özel bakım merkezindeki yetkililer ve görevliler hakkında ‘Kasten yaralama, işkence' suçlarından suç duyurusunda bulundu. Anne Zeynep A., kızını özel hastaneden Adana'daki Çukurova Devlet Hastanesi'nde yer olmayınca özel bir hastaneye sevkini yaptırdı.

Yoğun bakımda tedavisi süren zihinsel engelli S.A.'nın ablası Rengin A., kardeşine kaldığı bakım merkezinde darp ve işkence yapıldığını düşündüğünü söyledi. Kardeşinin hastanede ölüm kalım mücadelesi verdiğini belirten abla Rengin A., “Annem gözünden ve guatrından ameliyat olacaktı. Kardeşimi, annemin ameliyattan sonra geri almak üzere geçici olarak bir bakım merkezine yatırmak istedik. Adana'daki bakım merkezlerinde yer olmadığı için Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde bulunan bakım merkezine ücretli olarak yatırdık” dedi.

"Kardeşimin vücudunda darp edilmedik yer kalmamış"

Pandemi sürecinde şehirlerarası kısıtlama ve kurumlara olan ziyaret kısıtlamaları nedeniyle kardeşi ve bakım merkezi yetkilileri ile telefonla görüşüp bilgi aldıklarını ifade eden Rengin A., şunları söyledi:

“28 Mart'ta kardeşimin telefonda sesini duyduk iyiydi. Problem yoktu. Zaten kardeşimi kuruma teslim ettiğimizde vücudunda yara bere yoktu. Kontrol ederek merkeze almışlardı. Dönem içinde kurumla yaptığımız görüşmelerde kardeşimin zaman zaman kendine zarar verdiğini, elini ısırdığını, kolunu çarptığını, yemek yemeyi istemediğini, gözüne zarar vermeye çalıştığını söylediler. ‘Gelin götürün biz bakamıyoruz' demediler.

En son 27 Haziran'da bizi aradılar hastanın kendinden geçtiğini hastaneye götürdüklerini Osmaniye Devlet Hastanesi'nin kabul etmediğini, özel hastaneye yatırdıklarını söylediler. Bize, özel hastanenin adını bile vermediler. Bunun altında bir şey olduğunu anladım. Yaptığımız araştırma sonunda özel hastaneyi öğrendik. Annem ve kuzenim özel hastaneye gittiklerinde karşılaştıkları manzara çok kötüydü. Kardeşimin vücudunda darp edilmedik yer kalmamış, her yeri mosmor olmuş. Kanında yüksek miktarda enfeksiyon, her iki gözünde de çok büyük hasarlar var. Gözün birisi çok kötü. Bir şey mi sokulmuş, bir şeyle vurulmuş mu belli değil. “

Editör: Wan Haber