Malatya'da Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili görülen davada gizli tanık, kendisinden dönemin İnönü Üniversitesi rektörünün öldürülmesinin istendiğini iddia etti.
Malatya'da 18 Nisan 2007 tarihinde Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel'in öldürülmesiyle ilgili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 54. duruşmasında "Adıyaman" kod adlı gizil tanık dinlendi.
Adliye içerisindeki bir başka odadan mahkeme salonuna görüntü karartılarak ve sesi değiştirilerek verilen Adıyaman kod adlı gizli tanık, "Alay komutanı Mehmet Ülger bana güvendikleri için, dış güçlerin Türkiye'yi karıştırdıklarını, dış güçlerin misyonerler eliyle Türkiye'yi karıştırdıklarını ve bunlara göz yumulmamasını söyleyerek, misyonerleri sorgulamamı istedi. Bunların ne yapmaya çalıştıklarını öğrenmek istiyorlardı. Ben misyonerleri kaçırıp, sorgulayacaktım. Yanımda Uzman Çavuş Mehmet Çolak da olacaktı. Bana bunu teklif ettiler. Ben kabul etmedim, sonra kaldı. Bana yapılan teklif zamanı 2006 yılıydı. Bana güvendikleri için sorgulamamı istediler. Bende bu işleri anlamadığım için kabul etmedim. Yapılan tekliften sonra Mehmet Ülger ve Mehmet Çolak ile ilişkilerim devam etti. İlişkilerimiz gayet iyiydi. Teklif Zirve Yayınevi cinayetlerinden önce 2006 yılının başında yapıldı. Ben Mehmet Ülger ve Mehmet Çolak ile birlikte operasyonlara da gittim. Halen jandarmadaki görevim devam ediyor" dedi.
Gizli tanık, kendisine dönemin İnönü Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun öldürülmesi talimatının bizzat dönemin Alay komutanı Mehmet Ülger'in Uzman Çavuş Mehmet Çolak'ında bulunduğu ortamda verildiğini iddia ederek, "Beni Sivas Yolu üzerinde bulunan ÖZKA tesisine davet etti. Orada Mehmet Çolak da bulunuyordu. Mehmet Ülger bana Fatih Hilmioğlu'nu vurmamı söyledi. Bende kabul ettim. Bu işin tabanca ile olamayacağını söyledim. Bana uzun namlulu silah verileceğini söyledi. Daha önce tanıştığım Ankara'daki subaya olayı anlattım. O da bana 'Mehmet Ülger ortalığı karıştırıyor' dedi. Bende olaydan vazgeçtim. Uzun namlulu silahın gömüldüğünü, bildiğim bir mağaraya konulduğu söylendi. Bende gidip silahı almadım. Silahı Adıyaman'dan getirmişler. Silahın mağaraya gömüldüğünü bana Mehmet Ülger söyledi. Bana güvendikleri için teklif ettiler. Fatih Hilmioğlu başörtülüleri üniversiteye bırakmıyor diye öldürülmesini istedi. Başörtülüleri mağdur ediyor diye Fatih Hilmioğlu'nun öldürülmesini istedi. Mehmet Ülger, başörtüsüne karşı olanlarla içli dışlı olduğu için olaydan vazgeçtim. Teklif 2007 yılının sonbaharında yapılmıştı. Zirve Yayınevi olayından sonra teklif geldi" şeklinde iddiada bulundu.
Sanık Mehmet Ülger, tanığın yalan söylediğini, kendisinin alay komutanı olarak hiçbir operasyona gitmediğini ve katılmadığını belirterek, "Olaydan sonra 5 yıl geçmiş. Ben silahı oraya koysaydım, silahı gidip almaz mıydım? Silah 5 yıl orada kalmış, altın gibi parlıyor. 5 yıl orada kalan silah o şekilde kalamazdı" dedi. Tanık Adıyaman ise, "Onu silaha sorun" dedi.
Mehmet Ülger'in, "Benim annemde başörtülü. Neden başörtüsüne karşıymışım, bu kanaate nereden ulaştın?" sorusuna gizli tanık Adıyaman, "Kendisinden, CHP'ye yakındı" dedi.
Mehmet Ülger, "ÖZKA Tesislerine bir kez gittim. Atatürk'ün manevi kızının yemeğine davet edildim. Valinin daveti üzerine oradaki yemeğe katıldım. Ben oraya bir kez gittim" dedi.
Sanık Mehmet Çolak ise, "2007 yılının Ekim ayında benimde orada olduğumu söylüyorsun doğrumu?" sorusuna gizli tanık Adıyaman, "Diyarbakır'a gitmiştin. Malatya'daydın. O tarihte görüştüm" dedi. Bunun üzerine Mehmet Çolak, "O tarihte orada olmadığımı delili ile ispatlayacağım" dedi.
Gizli tanık Adıyaman, "Neden daha önce ortaya çıkmadın, ihbarda bulunmadın" sorusuna da, "Canım öyle istedi. Daha önce kimseye güvenemedim. Mehmet Ülger'in adliyedeki savcı ve hakimlerle arası iyiydi. Beni harcarlardı" cevabını verdi.
Mehmet Ülger'in avukatı, "Tanık Adıyaman'ın söylediklerinin ne kadar tutarsız olduğu ortadadır" dedi.
Gizli tanık Adıyaman'ın tanınmaması için sesinin inceltilerek, bayan sesine yakın şekilde salona verilmesi nedeniyle sanık Mehmet Ülger, "Hanımefendi" diye hitap edince, salonda gülüşmelere neden oldu.
Mağdur avukatlarından Erdal Doğan, "Mehmet Ülger'in Malatya'ya net gelişini söyler misiniz" sorusuna tanık Adıyaman, "2006 yılının ortalarıydı" dedi. Avukat Doğan'ın "Size misyonerlikle ilgili teklif edildiği tarih ne zamandı?" sorusuna gizli tanık, "Tarihi hatırlamıyorum" dedi.
"Silah neden 5 yıl sonra işler halde bulundu" sorusuna da tanık Adıyaman, "Onu silaha soracaksınız" cevabını verdi.
(BK-ÖZ-Y)

16.01.2013 19:22:47 TSI

Editör: Wan Haber