İSTANBUL  - Buna göre, son yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20’lik gruba göre 8 kat oldu. Gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden gini katsayısı bir önceki yıla göre 0,002 puan düşüş ile 0,402 olarak tahmin edildi. Katsayı, kentsel yerleşim yerleri için 0,391, kırsal yerleşim yerleri için ise 0,377 olarak hesaplandı.

Gelirin nüfusa dağılımındaki eşitsizliğin grafik gösterimi olan Lorenz eğrisinde bir önceki yıla göre gelir dağılımında önemli bir değişim olmadığı eğrilerdeki çakışma ile görüldü.

Türkiye’de hanehalkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 26 bin 577 TL iken, ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir 11 bin 859 TL olarak hesaplandı. İstanbul Bölgesi 16 bin 126 TL ile ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge oldu. Bunu, 14 bin 160 TL ortalama gelirle Batı Anadolu Bölgesi izledi. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 5 bin 870 TL ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.

Maaş-ücret gelirleri yüzde 46,5’lik oranla toplam gelir içerisinde en fazla paya sahip oldu. Bunu yüzde 20,4 ile müteşebbis gelirleri ve yüzde 20 ile sosyal transferler izledi.

Sosyal transferlerin yüzde 92’sini emekli ve dul-yetim aylıkları oluşturdu. Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde yüzde 18,4’lük paya sahip iken, diğer sosyal transferlerin payı yüzde 1,6 olarak belirlendi. Müteşebbis gelirlerinin yüzde 66,7’si tarım-dışı gelirlerden oluştu.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirleri kullanılarak çeşitli göreli yoksulluk sınırları (eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 40, yüzde 50, yüzde 60 veya yüzde 70’ine göre) hesaplandı. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun yüzde 16,3’ü yoksulluk riski altında kaldı. Kentsel ve kırsal yerler için hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran yüzde 13,8 iken, kırsal yerlerde yüzde 16,3 oldu.


Kurumsal olmayan nüfusun; Kendine ait konutta oturanların oranı yüzde 60,6 oldu. Yüzde 40,6’sı konutunda “sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi gibi” sorunlar olduğunu beyan etti. Yüzde 46,6’sı oturduğu konutta “izolasyondan dolayı ısınma sorunu” yaşadı. Yüzde 61,3’ü hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) olduğunu beyan etti. Yüzde 85,9’u “evden uzakta bir haftalık tatili”, yüzde 61,8’i “beklenmedik harcamalarını” ve yüzde 78,8’i “yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını” ekonomik nedenlerle karşılayamadığını beyan etti.


Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan “maddi yoksunluk” oranı 2011 yılında yüzde 60,4 iken 2012 yılında yüzde 59,2 olarak hesaplandı.

Editör: Wan Haber