Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Öğrenci Konseyi tarafından organize edilen ve gazeteci-yazar Adem Özköse ile Nevzat Çiçek'in konuşmacı olarak katılacağı "Arap Baharı ve Suriye" konulu söyleşi yapıldı.
Cendiz Andiç Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ve Marmara aktivistlerinden Helim Almalı'nın moderatörlüğünü yaptığı söyleşinin açılış konuşmasını YYÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Murat Çakır yaptı. Ardından söyleşiye geçildi. İlk olarak konuşan Gazeteci Yazar Nevzat Çiçek, dünyanın bir çok yerinde bir çok şeyin yapay oluşturulduğunu ifade ederek, "Şimdi biz Tunus'a, Cezayir'e, Libya'ya ve Mısır'a baktığımızda hep ötekileşen bir devletler sistemi gördük. Cumhuriyet ile birlikte bizim mantığımıza baktığımızda iki temel algı vardı. Neydi o temel algı. İşte Araplar bizi arkadan vuruyordu. Biz bir ulus oluşturmuştuk ve herkesi de bu ulus potası içerisinde eritmiştik. Tabi bu sistemler devam etti. Yani Türkiye'de bu sistemin sancıları çok görüldü. Bu ülkede 60'larda Sivas kampları oluşturuldu 70'lerde muhtıralar oluşturuldu 80'lerde Diyarbakır Mamak cezaevleri oluşturuldu 28 şubat oluşturuldu, e muhtıralar verildi ama velhasıl bu sistem yavaş yavaş kendi kabuğunu yırtmaya başladı. Türkiye'de öteden beri sürekli olarak sistemin yaptığı bir şey var, kamplaştırıyor, vuruşturuyor, ayrıştırıyor ve bu 3 şeyin üzerine siz asla ve asla başka yere bakamıyorsunuz. Şimdi bu Arap baharı diye nitelendirdiğimiz meselenin özü aslında insanların seslerini yükseltebilecekleri bir cesareti göstermeleridir. Eğer siz bir şey uğruna bedel ödemeyi göze alıyorsanız o bir şeyin tarihe kaydedileceğini biliyorsunuz. Ama başarı ama başarısızlık ama o bir şeyi tarihe yazılacak" dedi.
Daha sonra konuşmalarını yapan Gazeteci Yazar Adem Özköse ise hiçbir şeyin durup dururken başlamayacağını belirtti. Orta doğudaki batılıların buna Arap baharı dediklerini Ortadoğu'da ise Arap uyanışı şeklinde isimlendirdiklerini anlatan Özköse, "Çok şeyler yaşandı. Bu zulümler bu işkenceler Arap gençlerinde bir şey oluşturdu. Suriye'de bence bu isyanın başlamasındaki en büyük nedenlerden birisi benim de daha sonra gördüğüm Suriye zindanlarıydı. Gerçekten acı dolu hikayeler dinledim bu zindanlara girmeden. Bir zamanlar bu ülkede de böyleydi o Diyarbakır zindanlarında yapılanlar 90'larda insanların kaybolup gitmeleri gibi. Suriye'de bu çok çok daha ileri seviyede 20 sene 25 sene haber alınamayan insanlar var. Dün nasıl bu ülkenin Müslümanlarını korumak için Çanakkale'ye Gazze'den, Şam'dan, Arnavutluk'tan farklı farklı yerlerden Kürt bölgelerinde gelip nasıl orada şehit oldularsa bu ümmet dayanışması devam ediyor inanışımızdan dolayı. İşte bugün de gençler gidiyorlar Suriye'ye 20 den fazla şehit verdi Türkiye'deki Müslümanlar. Suriye'de ve diğer yerlerdeki yaşananlardan dolayı arka planda da Amerika'nın şunun bunun olduğunu düşünmüyorum. Tabi bunların kendilerine göre planları programları vardır. Fakat bu isyanlar haklı isyanlardır. Bu insanlar onurlu bir şekilde yaşamak istiyorlar. Siz insanlara zulmederseniz, insanları işkence ederseniz dilini yasaklarsanız, kimliğini yasaklarsanız o insanlarda isyan eder. İşte tüm bu isyanlar halkın haklı isyanlardır" dedi.
Yapılan konuşmaların ardından söyleşi öğrencilerin sorularının cevaplanması ile sona erdi.
(SER-MET-Y)

14.01.2013 17:18:27 TSI

Editör: Wan Haber