Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde Karayolları 117. Şube Şefliği'ne bağlı çalışan taşeron işçiler, düzenledikleri basın açıklamasıyla 'taşeronlaşmaya hayır' dediler.
Karayolları 117. Şube Şefliği önünde düzenlenen basın açıklamasına karayollarına bağlı çalışan taşeron işçileri ile Yol-İş Sendikası üyeleri katıldı. Burada taşeron işçiler adına basın açıklamasını okuyan Yılmaz Kayhan, 28 Ocak 2013'te Yol-İş'in Karayolları Genel Müdürlüğü önünde gerçekleştirdiği "İşimiz ve işyerlerimiz onurumuzdur" isimli basın toplantısına 5 bini aşkın işçi arkadaşlarının katıldığını hatırlattı. Kayhan, "Karayolları, İl Özel İdareleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve özel şantiyeler kısaca sınıf kardeşlerimizin emek harcadığı her yer işimiz ve işyerlerimizdir. Bu işyerlerinde meydana gelen her gelişme, doğrudan aşımızı, işimizi ve geleceğimizi etkilemektedir. Biz bütün bunlara duyarsız kalmadık, duyarsız kalmayacağız. İşyerlerinden aynı kazandan çorba içtiğimiz, aynı şantiyelerde omuz omuza çalıştığımız tüm emekçilerin ortak sorunlarından söz ediyoruz. Ankara'da beş bindik, bugün ve bu saatlerde on binleriz, çoluk çocuğumuz ile yüz binleriz. Biz, bizi yok sayan ve ya görmek istemeyenlerden çok daha fazlayız. Eğer Yol-İş üyeleri sokaklara inmişse, iyi bilinmelidir ki diyalog adına tüm yollar bitmiş demektir ve onlar bizi sokağa mecbur ediyorlar. Yol-İş üyelerinin yaptıkları çalışmaları başkaları sahipleniyor. Bugün yaşanan sorunların başladığı yer karayollarında taşeronluk hastalığıdır. Taşeronluğun, çalışanların işini ve aşını tehdit etme noktasına gittiği tespit edildiğinde Yol-İş üyeleri hemen müdahil oldu. Karayollarına taşeronluk girmesin dedik. 5 bin işçiyi kadroya alacaklarının sözünü verenler bin işçi aldıktan sonra anlaşmayı unutarak hile yapmaya başladılar. Sendika bu kez taşeronluk ile mücadele kapsamında taşeron işçisi gibi gösterilen fakat özünde karayolları işçisi olan kardeşlerimizin de kabulü ile örgütlenmeyi başlattı. Yargıtay, karayollarında taşeron işçisi adı ile çalıştırılan işçilerin işe başladıkları tarihten beri Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi olduğuna karar verdi. Demokratik bir hukuk devletinde yapılması gereken tek bir işlem vardır; Yargıtay kararının gereğini yapmak. İşyerlerimizde taşeron işçisi, kadrolu ya da beyaz yakalı olarak çalışıyor olmamız bizlerin farklı olduğunu göstermiyor. İşyerlerinde ücret alan herkes işçidir. 2013 yılında emeği ile geçinenlerin hakları, emekleri, işleri ve gelecekleri için kol kola, omuz omuza girmekten başka çaremiz yoktur. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum, biz emeğimizin karşılığı olan maaşlarımızı zamanında alamıyoruz. Bunun için hepimiz çok zor durumda kalıyoruz. Kredi çeken, borca giren arkadaşlarımız var, bunun için de emeğimizin karşılığı olan maaşlarımızın da zamanında yatırılması istiyoruz" ifadelerini kullandı.
(SH-MSA-Y)

04.02.2013 14:24:41 TSI

Editör: Wan Haber