Özel Meltem Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Emine Koyuncu, toplumdaki her 5-6 yetişkinden birinde görülen hipertansiyonun, ciddi rahatsızlıklara yol açabileceğini söyledi.
Dahiliye Uzmanı Dr. Emine Koyuncu, kan dolaşımının sağlanması için gerekli olan basıncın normalden fazla olmasına hipertansiyon, yani halk arasında kullanılan adıyla yüksek tansiyon dendiğini belirterek, "Kan basıncı ölçülürken büyük tansiyon ve küçük tansiyon olmak üzere iki kan basıncı değerine bakılır. Kalbin kasılması esnasında ölçülen kan basıncına büyük, kalbin gevşemesi sırasında ölçülen kan basıncına ise küçük tansiyon denir. Bu ikisinin de normalden fazla olması durumuna hipertansiyon adı verilir. Gerek büyük gerekse de küçük tansiyonun normalden fazla olması önemlidir. Hipertansiyon, farklı böbrek, kalp, damar hastalıklarına, felçlere ve görme kaybına neden olabilir. Tuz kullanımının fazla olduğu toplumlarda, kan basıncı yüksekliğine daha sık rastlanmıştır" dedi.

HİPERTANSİYON BELİRTİLERİ
Dr. Emine Koyuncu, "Hipertansiyonun öncelikli belirtileri baş ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, yorgunluk, burun kanaması, yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma, sık idrara çıkma, gece uykuda idrarın sık gelmesi ve bacaklarda şişlik olarak gözlemlenmiştir. Ancak bu belirtilerin hiçbirisinin hipertansiyona özgü olmadığının, yani başka hastalıkların belirtileri de olabileceklerini belirtmekte fayda var. Bu belirtilerin olduğu hastalarda hipertansiyonun, yalnızca kan basıncı ölçümü ile tanısı yapılabilir. Bu yüzden söz konusu belirtilere sahip hastaların yılda minimum 1-2 kez kan basıncını ölçtürmeleri gerekir" ifadelerini kullandı.
Tüm organ ve dokularda damar bulunduğu için hipertansiyonun da tüm vücudu etkileyebileceğini vurgulayan Dr. Koyuncu, hipertansiyondan en çok etkilenen organların kalp, beyin, böbrekler, büyük atardamarlar ve gözler olduğunu, hipertansiyonun bu organları etkileyerek kalıcı sakatlıklara yol açabileceğini aktararak, vücuda verdiği başlıca zararları şöyle sıraladı:
"Kalp yetmezliği, kalp büyümesi, kalbi besleyen damarlarda daralma (koroner arter darlığı), kalbi besleyen damarlarda tıkanma (kalp krizi), beyin kanaması, felç, beyin damarlarında daralma ve tıkanma, böbrek yetmezliği, böbrek fonksiyonlarında bozulma, görme azalması ve körlük, büyük atardamarlarda genişleme, bu genişlemelerin yırtılması ve bu damarlarda tıkanma."

NASIL TEDAVİ EDİLMELİ?
Hipertansiyon tedavisinde esas amacın, hedef organ hasarını önleyerek sakatlık ve ölümleri azaltmak olduğunun altını çizen Koyuncu, "Öncelikle mevcut olan diğer kardiyovasküler risk faktörleri ve hedef organ hasarları tedavi edilmelidir. Sekonder hipertansiyon olan hastalarda yani hipertansiyonu başka bir hastalığa bağlı olan hastalarda hipertansiyona yol açan hastalık tedavi edilmelidir. Hipertansiyonun nedeni saptanamaz ise kan basıncı, hastaların yaşam düzeni değiştirilerek veya ilaçla düşürülmelidir. Hastalarda yaşam düzeninin değiştirilmesi (ilaçsız tedavi) kesinlikle ihmal edilmemelidir" diyerek sözlerini tamamladı.
(MAD-MAD-SO-Y)

13.12.2012 15:59:01 TSI

Editör: Wan Haber