Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, profesyonel ligde oynayan bir takımın bulunduğu illere büyük katkılar sağladığını belirterek, Eğer takıma sporcu yetiştiren altyapısı yoksa tamamen dışa bağımlı bir tarzda çalışıyorsa bir anlam ifade etmediğini söyledi.
Yimpaş Yozgatspor Kulüp Başkanı Nurullah Nurdoğan tarafından düzenlenen toplantıya katılan Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, Yozgat'ta spor alanında yapılan çalışmalar ve gündemdeki konular hakkında bilgi verdi. Ekonomik ve sosyal açıdan daha ileride olan gelişmiş illerin çoğunun birincil birinci ligde top koşturan takımlarının bulunduğunu ifade eden Vali Yazıcı, "Eğer bir il ekonomik güçlenmeye doğru meyil ediyorsa, eğer o il istikbal vaat ediyorsa kenarda bekleyen insanlar, kenarda bekleyen sermaye aynı noktaya hücum ediyor top yekun bir kalınma içerisinde bulunuyorlar. Yozgatspor ilimizdeki diğer noktalarda olmasını umut ettiğimiz veya ayak seslerini duyduğumuz gelişmelere paralel olarak ilerleyecek başarılar üzerine başarılar katacaktır. Spor konusunda beni görev yaptığım yerlerden en az zorlayan yer burası olmuştur. Arkadaşlarımız belli fedakarlıkları belli emekleri sizlerle beraber veriyorlar öyle veya böyle profesyonel arenada bir takımımız var o da yoluna devam ediyor. Ben umuyorum ki gelecek günler inşallah lehimize olacak. Gelecek günler de hem spor açısında hem diğer konularda iyi bir ivmeyi iyi bir çalışma temposunu yakalayacağız" diye konuştu.
Siyaset sahnesinde görev yapan Yozgat'ın belli değerlerinin bulunduğunu ifade eden Vali Yazıcı, "Milletvekillerimiz olusun , başbakan yardımcımız olsun, meclis başkanımız olsun, geçen süre zarfında kendilerine müracaat ettiğimizde bize gösterdikleri azami ilgi alakadan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın ilimizdeki küçük hizmetlerinin dışında iki büyük gençlik merkezi, büyük bir kapalı yüzme havuzu ile 2013'ü boş geçirmeyecek. Bizim il ve ilçelerimizde sporu geliştirmemiz gerekiyor. Nohutlu göleti diye tabir etmeyi düşündüğümüz o gölet havzasındaki 80-90 dönüm miktarındaki araziyi inşallah spor vadisi şeklinde Yozgat insanına hediye etmek istiyoruz. Şuan fizibilitesi yapılıyor, biz bu alan içerisinde öncelikle spor vadisinde karasal bölümünde ferdi sporların tamamını yer alabileceği, klasik sporlarda voleybol, basketbol, kapalı veya açık tenis kortu gibi yine okçuluk gibi birçok açık alanda yapılabilecek sporların sentetik sahalar gibi tesisleri bu alana yapmayı düşünüyoruz. Yine ihalesi bitmiş olan, ancak işlemleri tamamlanamamış olan 35x 45 ebatlarında kapalı yüzme havuzunu da bu arazi içerisine yerleştirmeyi düşünüyoruz. O alanının tamamen göletin etrafını gezinti alanları ve yine göletin üzerindeki üç adet koy var. O koya ecdadımızın eserlerinden minyatür Mostar köprüsü, Meriç köprüsü gibi ve Malabadi köprüsü gibi belli simgeleri ve o vadi üzerine minyatür tarzda yerleştirerek insanımız alana girdiği zaman yürümeye başlasın, bent seviyesine çıktıktan sonra da yine fantezi ışıkların altında düzgün gerek bisikletle gerekse koşacak tarzda yürüyerek turlaması tarzında bir alan yapmak istiyoruz. Gölet içerisinde kürek sporunun yapılacağı tarzda tedbirler almayı iskeleler yapmayı kayıklar gezdirmeyi ilimize minyatür göl ve deniz kazandırmayı özellikle şahin tepesinde bakınca hepimizin haz duyacağı sevineceği gurur duyacağı tarzda bir alan ihdas etmeyi düşünüyoruz. Bununla ilgili olarak önümüzdeki günlerde başbakan yardımcımıza müracaat ederek buraya belli ölçüde kaynak sağlamayı düşünüyoruz. Kendi içerisinde onlarca tür kaynak var. Bununla ilgili arkadaşlarımız çalışıyorlar. Umuyorum ki iki yıl içerisinde yoğun şekilde çalışarak bir güzelliği insanımız hediye edelim" şeklinde konuştu.
'BOZOK KELİMESİNİ GURURLA KULLANALIM'
Her ilin kendine yakıştırdığı bir elbise olduğunu yine her ilin belli bir dinamiklerinin bulunduğunu ve bunların harekete geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Vali Yazıcı konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Yozgat ilinde bizler tabiri caizse labirentlerde sıkışmış gibi duruyoruz. İnsanımız sokağa çıktığından her hangi bir şekilde sosyal manada topluma adapte olamıyor, sıkıştırılmış zaman dilimleri içerisinde bir araya geliyor o da normal bir hareket tarzı, sosyalleşmiş bir hareket tarzı şeklinde içerisinde birbirlerine yaklaşmasına mani oluyor. Bizim bu insanları oyalamamız lazım, bizim bu insanları spor dalları içerisinde meşgul etmemiz lazım, bir araya getirmemiz lazım sosyalleşmeleri konusunda bizim bu insanlara bir yön vermemiz lazım. 'Bozok' kelimesi bu memleket için biçilmiş çok kaliteli çok vasıflı çok manidar kavramlardan birisi. Biz 'Bozok' ismini niye kendimize tam yakıştırmıyoruz, niye kullanmıyoruz. Ben Bozok yaylasında Bozok kelimesinin her Yozgatlı için göğsüne gururla takacağı boynuna yakıştırarak asacağı ve içine sindireceği güzel bir kavram olduğunu düşünüyorum. Ancak Bozoklu olmak, daha doğrusu Bozok olmayı kendi çevresinde kullanıyoruz ne de memleket sathına bunu yayabiliyoruz, anlatabiliyoruz. Sordukları zaman diyoruz ki Üçoklardan Bozoklardan Kayı boyundan gelmişiz diyoruz. Süleyman şahı anlatıyoruz Alparslan'ı anlatıyoruz geriye doğru Selçukluları anlatıyoruz belli bir yere kadar soyumuzu neslimizi götürüyoruz. Hem bunu bir marka olarak kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. İkincisi de ilimizde büyük küçük ilişkilerin noktasında ebeveyn evlat ilişkileri noktasında hoca öğrenci ilişkileri noktası bizlerin yeterli ve doyurucu olamadığımızı düşünüyorum. Babasına itaat eden evlat, öğretmeninin dinleyen öğrenci, imamı dinleyen cemaat olma noktasında biraz noksanlarımızın olduğunu düşünüyorum. Bazen de kendi değerlerimizi kendi elimizle yok ediyoruz. Örneğin, Organize Sanayi Bölgesi belli zorluklar içerisinde ama biran da bakıyorsunuz ki 15 gün çalışmış bir gencimiz sigortadan bahsediyor, maaşından alamadığından, mesaisini alamadığından bahsediyor ve her tarafa yaymak suretiyle bizler soyulduk, bittik diye bir takım iddialarda bulunabiliyor. Halbuki bir insan iki kazanamazsa bir veremez, iş sektöründe esnaflıkta sermaye sektöründe insan kazanacak ki sürdürülebilir bir hale gelebilisin, kazanamayan da kazancını veremez, her şeyin göz önünde olduğu bir dünyada ben bu gençlerimizin insanımızın iş ahlakı içerisinde işçi işveren ilişkisi içerisinde bir taban tutturamadığını göremiyorum. Bu da yine bizim dertlerimizden bir tanesi yani toplumun sosyalleşme ihtiyacı var. Toplumun normal hayata adapte ihtiyacı var. Bunu da sizlerin bizlerin dışında yapacak kimse yok bu memlekette. Bunu beraberce düşünmemiz gerekiyor. Birçok noktada darlık içerisindeyiz bunları inşallah aşacağız. Eğer ufkumuzu genişletir biraz daha güzel düşünebilirsek, inşallah hızlı trenle, havaalanıyla, termal kaynaklarımızın kullanılmasıyla, duble yollarımızın bitmesiyle üniversite hastanesini, devlet hastanesi, spor merkezleri ve birçok ayak sesi duyulan yatırımların tamamlanmasıyla biraz da insanlarımızı birbirine kaynaştırıp muhabbet ortamını tesis etmek suretiyle, göç etmiş hemşehrilerimizi ilimizde ağırlamak suretiyle çok daha farklı günlere ulaşırız."
(ÖE-AÖ-Y)

19.01.2013 14:57:29 TSI

Editör: Wan Haber