MitingeCumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da katıldı.

‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ çağrısıyla yapılan etkinliğe HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ise davet edilmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, medya yöneticileriyle yaptığı toplantıda HDP’nin neden mitinge çağrılmadığıyla ilgili bir soru üzerine “Dört ilkeye sahip olan her grupla, düşünceyle görüşebilirim. Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak… Teröre bulaşmış, terörle iç içe olanlarla bir araya gelmem bu benim kırmızı çizgimdir” yanıtını verdi.

Yenikapı’da düzenlenen mitingde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı 15.000 polis ve 15.000 sivil polis görev yapacak. İki helikopter de alanın üzerinde turlayarak güvenlik önlemlerini denetledi.

Mitingin diğer şehirlerde canlı aktarımı için 80 ilde ekranlar kurulacağı aktarılıyordu.

Başbakan Binali Yıldırım miting için yayınladığı genelgede “Miting partiler üstü milli bir miting olacağı için müşterek idealler seslendirilecek, slogana müsaade edilmeyecek” dendi.

Miting alanında Kılıçdaroğlu ve Bahçeli anons edildi
Yenikapı miting alanı saat 16:30 itibariyle dolmaya başladı. “Şehitler ve Demokrasi” mitingine liderlerin katılımı bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anonscusu Orhan Karakurt, liderlerin bu büyük buluşmada bir arada olacağını hatırlatıp isimlerini anons etti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini anons ettiğinde kalabalık içinden bir grubun yuhalamasına tepki gösteren Karakurt,” Asla, bugün bütün liderleri bağrımıza basacağız. Gün birlik günü” dedi. Ardından Kılıçdaroğlu’nun ismini yeniden anons etti. Bu kez kalabalıktan alkış sesleri yükseldi. Aynı şekilde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ismi anons edildiğinde de kalabalıktan alkışlar yükseldi.

TSK mehteran takımı da yer aldı
Türk Silahlı Kuvvetleri mehteran takımının gösterisiyle miting başladı. Kalabalığın saat 17:00’ye doğru alanı tamamen doldurması bekleniyor. Miting programının da liderlerin katılımıyla resmi olarak saat 17:15’de başlaması öngörülüyor.

Denizden gidenler de vardı
Yenikapı’da düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” ne gitmek isteyen bazı vatandaşlar ellerinde Türk bayrakları ile İstinye ve Beşiktaş iskelelerine yanaşan motorları hınca hınç doldurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dev posterlerinin asıldığı tekneler, İstinye, Beykoz, Beşiktaş gibi iskelelere yanaşarak vatandaşları deniz yolu ile mitinge taşıdı. Yüzlerce kişinin doldurduğu teknelerin üzerinde 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanların fotoğraflarının bulunduğu posterler de yer aldı. Sıcak havaya rağmen çoluk çocuk genç yaşlı demeden motorları dolduran vatandaşlar Yenikapı’ya ulaştı.

Binali Yıldırım da alana Başbakanlık helikopteriyle geldi. Abdullah Gül ve İsmail Kahraman da ayrı ayrı alana geldiler.

Ünlü isimler de vardı
Yenikapı’daki “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne katılmak ünlü isimler alana gelmeye devam ediyor. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Acun Ilıcalı ve Şişli eski Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün yanı sıra sanatçılar İbrahim Tatlıses, oğlu İdo Tatlıses, Orhan Gencebay, eşi Sevim Emre de alana geldi. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Bayraktar, eşi Selçuk Bayraktar ile Eski Başbakan ve AKP Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu da alana gelenler arasında yer aldı.

Miting İstiklal Marşı ile başladı ve Kuran-ı Kerim tilavetiyle devam etti. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez öncülüğünde dua edildi.

Mitingde ilk konuşmaları “15 Temmuz’da yaralanan kişiler yaptı.

Ardından sahneyi siyasiler, Diyanet İşleri Başkanı ve Genelkurmay Başkanı aldı. Siyasilerden ilk konuşmayı MHP lideri yaptı.

Bahçeli: Ne kadar kanı bozuk olan çevre varsa ‘FETÖ’nün sırtını sıvazladı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yenikapı’da düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nde konuştu.

Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin “Büyük Türk Milleti, Heyecanınız güç veriyor, nurlu geleceği ve zorla dayatılan geceyi aydınlatıyor. Tüm Türkiye’yi hasretle kucaklıyor, hepinize sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum. Göğsümüzü kabartacak bu ihtişamlı coşkudan görüyorum ki, Üzerimizde oynanan oyunlara, Aramıza sokulmak istenen fitnelere rağmen cesaretle dik durdunuz. Al bayrağımızı gururla yükselttiniz. Şehitlere yüreklice sahip çıktınız. Kardeşliği inançla savundunuz. Hainlere dersini çekinmeden verdiniz. Teröristlere haddini bildirdiniz. Yenilgi nedir tanımadınız, ben de varım ve buradayım dediniz. Yıkılmadım ve ayaktayım diyerek Yenikapı’ya koştunuz, yeni bir dirilişin müjdesini verdiniz. Bahtiyarım, çünkü Türkiye’mizin şahlanışını gururla izliyorum. Mutluyum, çünkü millet burada, irade burada, inanç burada, bükülmez bilek, eğilmez baş, yenilmez milli kudret burada, bu meydandadır. Türkiye tüm güzellik ve görkemiyle yeni bir sefere Yenikapı’dan başlamaktadır. Türk milleti kaderine sahip çıkmaktadır. Hepinizle övünüyorum, Türk milletiyle iftihar ediyorum” diye konuştu.

“FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ, MİLLETİMİZİN HELALİ OLAN SAVAŞ UÇAKLARIYLA SALDIRDI”

Bahçeli, “15 Temmuz’da felaketimizi projelendirdiler. 15 Temmuz’da son nefesi vermemizi gözlediler. Fethullahçı Terör Örgütü, milletimizin helali olan savaş uçaklarıyla saldırdı. Helikopterler tepemizde uçuştu, bombalar, kurşunlar üzerimize yağdı. 15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edilmişti. İstanbul, 16 Mart 1920’de işgale uğramıştı. Biliniz ki, 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi. Mondros’ta çerçevesi çizilip Sevr’de dayatılan imha planları 15 Temmuz’da yeniden gün yüzüne çıkarıldı. ‘Su uyur düşman uyumaz’ sözü bir kez daha anlam ve karşılığını buldu” diye konuştu.

“ALİM, HOCA GÖRÜNÜMLÜ BİR TERÖRİST, PENSİLVANYA’DAN TÜRKİYE’YE VURUN EMRİ VERDİ”

Devlet Bahçeli, “Zalimler, hainler, emperyalizmin maşaları bu defa Türk askeri kılığına girdiler. Milletin silahını yine millete çevirdiler. Milletin imkânlarını kullanarak yine millete öldürücü darbe vurmak istediler. Alim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya’dan estirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle çetesine, cinayet örgütüne Türkiye’ye vurun emri verdi” dedi.

“İBLİSE RUHUNU SATAN BU VAİZ, MÜSLÜMAN GÖRÜNÜMLÜ BU VOYVODA”

Bahçeli, “İblise ruhunu satan bu vaiz, Müslüman görünümlü bu voyvoda; vadanllıkta, ihanette Türk ve Türkiye düşmanlığında doruğa çıktı, fitne ve münafıklıkta rekorlar kırdı. Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ Türkiye’nin kalbine nişan aldı. Tarihi Şark Planı’nın hissedarları FETÖ’yü Türk milletine saldırttı” ifadesini kullandı.

“NE KADAR KANI BOZUK OLAN ÇEVRE VARSA FETÖ’NÜN SIRTINI SIVAZLADI”

“15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü” diyen Bahçeli, “Türk vatanını çekemeyen, üzerine çöreklenmek isteyen, milletimizin varlığından rahatsız olan ne kadar kanı bozuk olan çevre varsa FETÖ’nün sırtını sıvazladı, eline silah tutuşturdu. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü; 627 yıl önce Kosova’da mağlup olanların yeni bir kakışmasıdır. 620 yıl önce Niğbolu’da ezilenlerin tekrardan başını kaldırmasıdır. 572 yıl önce Varna’da, 563 yıl önce İstanbul’da, 490 yıl önce Mohaç’ta döktükleri kanda boğulduklarını sandıklarımızın yeniden karşı harekâtıdır” ifadelerini kullandı.

“BUNLAR MÜSLÜMAN TÜRK’ÜN CANIYLA BESLENEN YARATILMIŞLARIN EN AŞAĞISI, ALÇAĞIDIR”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “15 Temmuz’da TBMM’yi, emniyet ve istihbarat kuruluşlarını bombalayıp, sivil ve masum vatandaşlarımızı katledenlerle; 101 yıl önce Çanakkale kıyılarına gelip üzerimize ateş saçanlar aynı karanlık yolun yolcusudur. Bunlar Müslüman Türk’ün canıyla beslenen, hayat ve varlık haklarını çiğnemekle görevlendirilen yaratılmışların en aşağısı, en alçağıdır. Ama unuttukları, ihmal ettikleri Türk milletinin asaleti ve gücüdür” dedi.

“15 TEMMUZ’DA TANKIN ÖNÜNE MİLLİ VİCDAN DİKİLDİ”

15 Temmuz darbe girişimine ‘hayır’ diyenlerin mücadelesinden övgü ile bahseden Bahçeli, “15 Temmuz’da tankın önüne milli vicdan dikildi. 15 Temmuz’da mütecaviz ve melun girişime millet dur dedi. Demokrasinin namusunu, Cumhuriyet’in şeref ve kazanımlarını sizler korudunuz, milli sipere sizler yattınız. Helal süt içmiş hangi vatan evladı, 15 Temmuz akşamındaki böyle bir tablo karşısında suskun kalabilirdi? Kim, milletimize biçilmek istenen bu kefeni kader diye kabul edebilirdi? Hangi millet ve vatan sevdalısı kardeşim olanları hazmedebilirdi? Tanı ağarmayan zifiri geceye mahkum etmek istediler, itiraz ettiniz. İradenizi çalmak istediler, reddediniz. Yeri geldi tankın önüne yattınız. Yeri geldi kurşunların üzerine tıpkı gül bahçesine girercesine yürüdünüz. Ateşe, kine, nifaka kafa tuttunuz, ihanete bu aziz vatanı dar ettiniz. Çünkü siz Türk milletisiniz. Çünkü siz Türkiye’siniz. Sizler büyük bir ecdadın, muazzam bir tarihin mirasçılarısınız. Demirlemiş düşman gemilerini parmağıyla işaret eden Turgut Reis, Preveze’de haçlı donanmasını deviren Barbaros aynen sizin gibiydi. Müslüman Türkü Avrupa’ya taşımaya yemin ederek canlarını Hakk’a emanet etmiş Akıncı Beyleri sizler gibi inanç doluydu. Bağrına saplanan oklara rağmen surlara bayrak diken şehit sancaktarlar da sizin gibi şanlıydı. İzmir’in işgaline hayır deyip silahına sarılan Hasan Tahsinle; Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda hainlere tek başına direnen ve ardından şehit düşen Astsubay Ömer Halisdemir aynı kahramanlık destanının farklı zamanlarda yaşayan neferleridir” diye konuştu.

“BU VATAN ÜÇ BEŞ TERÖRİSTİN KEYİF VE SÖZDE VAAZLARIYLA DÜŞMEYECEKTİR”

15 Temmuz darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenlere rahmet, yaralananlara acil şifalar dileyen Bahçeli, “Şehit Özel Harekatçı polislerimiz arasında bulunan Demet Sezen, Gülşah Güler ve 2 çocuk annesi Sevda Güngör; 96 yıl önce düşman karargahının on adım önünde şehit düşen Tayyar Rahmiye Hanım kadar cesaret ve korkusuzdu. Ankara Gölbaşı Özel Hareket Daire Başkanlığına F-16 uçaklarıyla saldırıp 51 evladımızı şehit eden hainler, onların destekçileri, yardım ve yataklık yapan işbirlikçileri asla Türk milletini pes ettiremezler, sırtını yere getiremezler. Türk milleti küresel mahfillerde yazılan senaryoların farkındadır. Dost görünümlü düşmanları, Müslüman kisveli müşrikleri, ağlaya sızlaya merhamet istismarı yapıp sonra da terörizmin sofrasına hizmetkarlık yapan takiyye ustası hainleri tanımaktadır. Bu vatan üç beş teröristin keyif ve sözde vaazlarıyla düşmeyecektir. Zira bu vatan, toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Ve üzerinde yaşadığımız topraklar vatandır, nitekim tertemiz şehit kanıyla yoğrulmuş, karılmış ve karışmıştır. 15 Temmuz’da şehit olan 239 kardeşimizin sımsıcak kanı toprakla buluşmuş, Anadolu’nun ebedi Türk yurdu olduğunu, bölünmeyeceğimizi, parçalanmayacağımızı adeta tescillemiştir. FETÖ ve ihanet yoldaşı PKK, IŞİD, PYD ve YPG’nin şehit ettiği tüm kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum” açıklamasında bulundu.

“YENİ BİR SAYFA AÇALIM, MİLLİ BİR UZLAŞMAYLA, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ GÖZETEREK YOL HARİTASINI ÇİZELİM”

Birlik ve beraberlik çağrısının devam etmesi gerektiği çağrısında bulunan Bahçeli, “Yeni bir sayfa açalım, milli bir uzlaşmayla, hukukun üstünlüğünü gözeterek, insan hak ve özgürlüklerini muhafaza ederek geleceğin yol haritasını çizelim. Türkiye’nin tarihsel haklarını lekelemeye cüret edenleri şaşkına çevirelim. Birliğimizi kararlı bir şekilde korumalıyız. Kutuplaşma ve cepheleşmeleri bıçak gibi kesmeliyiz. Şehitlerimizin ruhları, Şehit analarının gözyaşları, Yetimlerinin yürek yaraları, Nesillerin gelecek ümitleri bizimledir, yanımızdadır ve aramızdadır. Sizler darbe heveslerini teröristlerin kursaklarında bıraktınız. Devlete ve millete meydan okuyan çürümüşleri elinizin tersiyle ittiniz. Bu nedenle 15 Temmuz bir milat, bir dönüm noktasıdır. Nereli olursanız olunuz, İster güneyden, ister kuzeyden, İster doğudan, ister batıdan, Kim olursanız olunuz, Ülkemin neresinde doğarsanız doğunuz, Kökünüz, kökeniniz, mezhebiniz ne olursa olsun, Vatanım, bayrağım, milletim, demokrasim, şehitlerim, kardeşliğim ve mukaddesatım demek için Yenikapı’yı doldurdunuz. Bu ruh devam ettiği müddetçe hiçbir hain bize yanaşamayacaktır. Milli birlik ve kardeşliğimiz sağlam kaldığı, hatta sürekli tahkim edildiği sürece hiçbir çıldırmış, hiçbir hayasız ve vicdansız Türkiye’ye saldırmayı aklından bile geçiremeyecektir” ifadelerini kullandı.

“TÜRK ASKERİ TOPYEKÛN DARBECİ VE SUÇLU GÖRÜLMEMELİDİR”

15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle Türk askerinin topyekun darbeci ve suçlu görülmemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, “Bu arada Türk askeri topyekûn darbeci ve suçlu görülmemelidir. Ordu-millet dayanışması canlandırılmalı, Mehmetçik gözden ve gönülden çıkarılmamalıdır. Bu sisli ve tereddütlü ortamda, mazlum vatandaşlarımız ve kamu görevlileri mağdur edilmemelidir. Suçsuzu suçludan ayıracak adalet şuuru eksiksiz ve faal olmalıdır. Yeni manda özlemlerine geçit vermeyelim, bu milleti himayesi altına almaya kalkışan vesayetçi odaklara şans tanımayalım” dedi.

“BİZANSLI DİYOJEN’İN NESLİ FIRSAT KOLLAMAKTADIR; VE DE 15 TEMMUZ BUNUN İSPATIDIR”

Bahçeli, “Bizanslı Diyojen’in nesli fırsat kollamaktadır; ve de 15 Temmuz bunun ispatıdır. Tekfurların varisleri devrededir, İstanbul’u kaybeden Konstantin’in torunları iştahla dağılmamızı beklemektedir. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa karşısında kabuslar gören Viyana, Boğaz’ın sularına gömülmüş Kraliyet donanması, Anadolu’dan defolup giden yedi düvel tarihsel hesabı görmek için sabırsızdır. Nene Hatun, Aziziye tabyalarından sökülüp atılan Ermeni çeteleri karşısında nasıl devleşmişse, bizler de Türkiye karşıtı cepheye öyle hareket etmeliyiz. Anımız birdir, adımız birdir, atimiz birdir; biz Türk milletiyiz. Yedi bölge, dört mevsim, 81 vilayetle Türkiye’yiz” diye konuştu.

“BU TOPRAKLARDA YENİ BİR FETRET DEVRİ’NE İZİN VEREMEYİZ, VERMEYECEĞİZ”

“Yeni bir Fetret Devri’ne izin veremeyiz, vermeyeceğiz” diyen Bahçeli, “Kültür ve medeniyet beşiği bu topraklarda yeni bir Fetret Devri’ne izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Taht kavgası değil, talih ve tarih ortaklığıyla istikbale yürümeli, istiklalimizi müdafaa etmeliyiz. Tükenmemiş düşmanlıkların hedefindeyiz. Unutulmamış yenilgilerin karşı mevziisindeyiz. Bugün yaşadıklarımızın kökü geçmişte, derinlerdedir. Türklüğe karşı bin yıldır sinmiş husumet saklandığı yerden yeniden doğrulmuştur” dedi.

“BU TAM BİR HESAPLAŞMADI”

Devlet Bahçeli, “Bu tam bir hesaplaşmadır. Biz hasbi olursak, biz kesrete yüz çevirip vahdet denizine hep birlikte açılırsak bizi kimse yenemez, bize kimse boyun eğdiremez. Bin yılın kaynaştırdığı Türk milleti oyunları boşa çıkaracaktır. Bunun şartı kısır ve sanal çekişmelere son verilmesidir. Tuzaklar tümden bozulacaktır. Millet yediden yetmişe yeniden doğacak, tereddüt ve tehditlerin perdesini yırtıp atacaktır. Tarih boyunca, ‘yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden’ ecdadımızın bizlerden beklentisi budur” dedi.

“BAĞIMSIZ YAŞAMAKTAN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOKTUR”

Bağımsızlık vurgusu yapan Bahçeli, “Dikkat ediniz: şehadet deyince, gazilik deyince, al bayrağı görünce, İstiklal Marşı’nı duyunca, gözleri hasretle yaşarmayan, göğüsleri gururla kabarmayan, yürekleri coşkuyla çarpmayan, Vicdanları titremeyenle paylaşacak ekmeğimiz olmayacaktır. Onları iyi belleyiniz. Onlar asla ve asla bizden değildir. Onlar kuzu postuna bürünmüş kripto canavarlardır. Vatan sahipsiz değildir. Millet yetim değildir. Devlet öksüz değildir. İçten ve dıştan kuşatılan Türkiye; iman, sadakat ve sevda dolu milli kalplerle yükselecek, yükseldikçe başı arşa değecektir. 15 Temmuz’da yaptınız, bundan sonra da çemberi yaracak ve ülkeyi kurtaracak olan gene sizlersiniz. Başarmaktan başka çaremiz yoktur. Bağımsız yaşamaktan başka seçeneğimiz yoktur” ifadelerini kullandı.

“FETÖ VE EFENDİLERİNİ TASFİYE VE TELİN ETMEKTEN BAŞKA YOL DA BULUNMAMAKTADIR”

FETÖ ile mücadelenin devam gerektiğini ifade eden Bahçeli, “Devleti kanser gibi sararak yok oluşumuzu projelendiren FETÖ ve efendilerini tasfiye ve telin etmekten başka yol da bulunmamaktadır. Tuzaklarla dolu engelleri aklımızla, ferasetimizle, faziletle bereketlenmiş kalplerimizle birer birer aşıp mutlaka Türkiye’yi sonsuzluğun ufuk çizgisine taşıyacağız. Muhtaç olduğumuz kudret, inanç, cesaret ve müjde İstiklal marşımızın satırlarında vardır: Korkma, diye başlıyor İstiklal Marşımız, korkma. Fethullahçı Terör örgütüyle birlikte küresel güçlerin tetikçiliğini yapan diğer cinayet ve ihanet çetelerinin kökünü hep birlikte kurutmak zorundayız. Aksi halde yarın Mahkemeyi Kübra’da bunun hesabını veremeyiz. Bize vatan bırakan şehitlerimizin yüzüne bakamayız” açıklamasında bulundu.

“ABD’YE, 15 TEMMUZ’U ANLAMAYAN VATİKAN KAFASINA TÜRKİYE’NİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ GÖSTERELİM”

ABD’nin Fetullah Gülen’i iade etmesi gerektiğini belirten Bahçeli, “Hala teröristbaşı Gülen’i ülkemize vermemek için bin dereden su getiren ABD’ye, 15 Temmuz’u anlamayan Vatikan kafasına, darbecileri kollayan ve açık tavır göstermeyen tüm ülkelere karşı Türkiye’nin büyüklüğünü gösterelim. Bir olalım, diri duralım. Türkiye Cumhuriyeti var olacaktır, teminat sizlersiniz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacaktır, güvence yine sizlersiniz. Diyorum ki, birlik ve dayanışmamız daim olsun. Rabbim aziz milletimden razı olsun. Biliniz ki, inanıyorsanız üstünsünüz, zaferi kazanacak olan da sizlersiniz. Bugün değeri çok daha iyi anlaşılan bir mücadelenin kahramanı ve devletimizin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk ile silah ve dava arkadaşlarının aziz hatırasını bir kez daha saygı ve şükran duygularımla anıyorum. Bu vesileyle, tarih boyunca Türklüğü yaşatmak uğruna hayatlarını feda eden kahraman ecdadımızı; bugün teröristlerle mücadele ederken şehit düşen kahraman güvenlik güçlerimizi, aziz vatandaşlarımızı ve gazilerimizi rahmet ve minnet duygularımla yâd ediyorum. 15 Temmuz’dan beri 22 gündür tutulan demokrasi nöbetinin ve bugünkü mitingimizin hayırlı olmasını niyaz ediyor, emeği ve katkısı geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Şu anda Türkiye’nin birçok meydanında bizleri izleyen vatandaşlarıma en kalbi duygularımı iletiyorum” ifadelerini kullandı.

Tarihi mitingde Kılıçdaroğlu’ndan 12 madde
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Yenikapı’da düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Miting”ne katıldı.

Kürsüye çıkıp bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu “Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Bugün Türk siyasal hayatı demokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attı. 15 Temmuz akşamı Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan bir çete grubu Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamento’ya darbe yapmak istedi. daha doğrusu size, bize, hepimize darbe yapmak istedi. Ama çok şükür özellikle buradan TBMM’yi 15 Temmuz akşamı sabaha kadar açık tutan ve yöneten TBMM Başkanı’na yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Parlamenter sistemimize karşı bir darbe yapmak istediler. Bizim Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu. 240 şehidimiz var. 240 aslanımızı toprağa verdik, 240 demokrasi şehidimize Allahtan gani gani rahmet diliyorum. Onlar bizim demokrasi tarihimizdeki altın sayfalarda yerlerini aldılar. Onları unutturmayacağız ve unutturmayacağız. Demokrasinin kahramanlarıdır onlar.” dedi.

ARTIK 15 TEMMUZ’UN BİR ÖZELLİĞİ VAR. 15 TEMMUZ BİR UZLAŞMA KAPISI ARALADI BİZE.

TBMM’nin Gazi Meclis olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu ,”TBMM Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş bir meclistir. TBMM sabaha kadar çalışarak darbecilere karşı dik durarak sadece kendi onurunu değil sizin seçip parlamentoya gönderdiğiniz milletvekillerinin onurunu ve milletimizin onurunu korumuştur. O nedenle grubu bulunan 4 siyasi partinin liderleri ve 4 siyasi partinin milletvekilleri darbeye karşı açık net bir tavır koymuşlardır ve darbeye karşı demokrasi bildirgesini hep beraber imzalamışlardır. Gönül ister ki bu güzel toplantıya bu güzel mitinge bu güzel beraberliğe eşlik etmek için sadece parlamentoda değil parlamento dışındaki genel başkanlarda burada olsaydı. Son derece mutlu olurdum çünkü Gazi Mustafa Kemal şunu söylüyor. ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ diyor. Bizim için söz konusu vatandır. Sonuna kadar vatana sahip çıkacağız. Artık 15 Temmuz’un bir özelliği var. 15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer biz bu gücü bu uzlaşma kültürünü daha ileri taşıyabilirsek çocuklarımıza güzel bir Türkiye’yi hep birlikte bırakmış olacağız” şeklinde konuştu.

KILIÇDAROĞLUNDAN 12 MADDE

Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü; “Önce teşhisi doğru koyacağız ki tedaviyi güzel yapalım. Güzel bir atasözümüz var. ‘Bir musibet bin nasihatten evladır.’ Dolayısıyla ben dahil bütün siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lazım. Ben dahil bütün siyasi, parti başkanlarının yeni bir olaya zemin hazırlamadan Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götürmemiz lazım. Nedir bu dersler; Bir musibetle karşı karşıya kaldık. O zaman neler yapmalıyız neleri söylemeliyiz. 12 madde hazırladım.

1-Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım. Camiye sokarsak toplumu böleriz. Adliyeye sokarsak adaleti bulamayız. Askeriyeye, kışlaya sokarsak darbeyi önleyemeyiz. O zaman yapacağımız ilk iş camide, kışlada, adliyede siyaset olmayacak. Adalet arıyorsak onları başka yerde bağımsız bir şekilde aramamız lazım. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Bizim kavga değil bizim milleti kardeş kılma gibi bir görevimiz var.

2- Siyaset’te özeleştiri yapmak eğer geçmişi iyi tahlil edebilirsek, gelecekte çok daha güzel Türkiye’yi inşaa edebiliriz.

3- Tarihin tekerrürünü değil, tekerrür ettirmemeliyiz tarihi. Milleti kardeş kılma yolunda kararlılığımızı sürdürmeliyiz.

4- Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. Yani liyakat sisteminden vazgeçmemeliyiz. İnancımız da bunu böyle öngörüyor zaten. Liyakat sistemi önemlidir. İşi ehline ver diyor yüce yaradan. İşi ehline verdiğimiz zaman göreceksiniz ki Türkiye çok daha güzel yönetilecektir. KPSS de beklerken sınav için alınteri dökerken birileri sınav sorularını çalıp eğer sınav yapıyor ve devletin önemli yerlerine geliyorsa buna hep beraber itiraz etmek zorundayız.

5- Her şartta her koşulda demokrasi sahip çıkmalıyız. 15 Temmuz darbe girişimi demokrasinin ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. 15 Temmuz darbe girişiminde halk direnme gücünü kullanarak, tankların önüne çıkarak, canını siper ederek demokrasiyi savunmuştur. Sadece darbe değil demokrasi üzerinde tüm vesayetleri reddetmeliyiz. Demokrasi milletin iradesidir. Milletin iradesi üzerindeki her türlü gölgeye son vermeliyiz.

6- Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız. Mustafa Kemal ve arkadaşları Cumhuriyeti kurarken 1921 yılında bir anayasa yaptılar. Anayasanın birinci maddesi şudur. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Evet hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Bakın hakimiyet milletindir değil, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir diyor. Milleti yüceltiyor. vatandaşı yüceltiyor. Dolayısıyla hiç bir kimseye hiç bir aileye hiç bir gruba hiç bir zümreye imtiyaz tanınmıyor. Gazi Mustafa Kemal dedi ki; Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Eğer Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesiyse cumhuriyet bizim alın terimizdir. Cumhuriyeti korumak yaşatmak hepimizin görevidir. Elbette ki bunları tek başına Mustafa Kemal Atatürk yapmadı. Eğer bugün cumhuriyet olmasaydı. Sayın Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olamazdı. Eğer bugün cumhuriyet olmasaydı Sayın Karaman TBMM başkanı olmazdı. Eğer Bugün Cumhuriyet olmasaydı. Sayın Binali Yıldırım Başbakan olamazdı. Eğer bugün Cumhuriyet olmasaydı, Anadolu’nun kuş uçmaz köyünde doğan Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olmazdı.”

“PARLAMENTER SİSTEMİMİZİ DAHA DA GÜÇLENDİRMELİYİZ”

Kılıçdaroğlu, 7. maddede parlamenter sistemin güçlendirilmek zorunda olduğunu ifade etti. Türkiye’nin 15 yıllık parlamenter sistemi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “15 Temmuz akşamı Türkiye Büyük Millet Meclisi dik durarak, onurlu durarak bombalar yağarken, kurşunlar sıkılırken parlamentoyu terk etmedi. Kurtuluş Savaşı’nı nasıl yönettiyse bir darbeyi de aynı anlayışla püskürttü. Bu nedenle açık ve net söylüyoruz; parlamenter sistemimizi daha da güçlendirmeliyiz.” dedi.

MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ’NE VURGU YAPTI

Konuşmasında 8. madde olarak medya özgürlüğüne de vurgu yapan Kılıçdaroğlu, “Bağımsız medya olmasaydı belki hiç kimse sokaklara çıkmayacaktı. O medya olayları verdi. Vatandaşlar sokağa davet edildi. Tankların üzerine çıkıldı. O medya bütün bu görüntüleri verdi. Dolayısıyla vatandaş en meşru hakkı olan direnme hakkını kullanarak demokrasiyi korudu ve mücadelesini yaptı. Göğsünü siper etti tanklara ve mücadelesini yaptı. O nedenle parlamenter sisteme karşı yapılan bu darbe girişimine parlamento dik durarak gerekli cevabı vermiştir. Değerli arkadaşlarım, medya özgürlüğünün bir diğer önemi de şudur; biz siyasetçiyiz, eksiğimiz olabilir, hatamız olabilir, yanlışımız olabilir ama bunları dile getirecek olan medyadır. Medyanın bağımsızlığına bütün siyasilerin saygı duyması ve önem vermesi lazım.” diye konuştu.

LAİKLİK VURGUSU

Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığına da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Bakın değerli arkadaşlarım, FETÖ ordunun içinde yuvalandı. FETÖ yargının içinde yuvalandı, FETÖ devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce F Tipi Örgütlenme diyorduk şimdi Fetullah Gülen Terör Örgütü olarak tanımlanıyor. Savcı da iddianamesini böyle yazıyor. Yargının bağımsızlığı neden önemlidir? Adalet istiyoruz, adaleti nerede tecelli ettireceğiz, mahkemede tecelli ettireceğiz. Eğer bir hakim vicdanıyla değil, bir hakim Pensilvanya’dan aldığı talimatla karar veriyorsa o hakim hakim değil, o mahkeme mahkeme değildir. O nedenle yargı bağımsızlığı çok önemlidir. Biz, bunun üzerinde durmalıyız ve bu konu üzerinde titremeliyiz. Hemen şunu ifade edeyim, yargının bağımsızlığı konusunda iktidar ve muhalefetin belli bir görüş birliği içinde hareket etmesi bizim açımızdan memnuniyet vericidir.” Laikliğin ne kadar önemli olduğunun da 15 Temmuz’da ortaya çıktığını da vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Dini kullanarak, inancımızı kullanarak her türlü yasa dışı işin içinde olanlar milleti nasıl kandırdılar hep beraber gördük. Laiklik din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik herkesin istediği gibi inanması ve ibadet etmesi demektir. Laiklik, inanca saygı demektir ve insana saygı demektir o nedenle bütün siyasi partilerin bu konuda daha dikkatli olması gerekir. Kula kulluk yapmak değil, kula kulluk yapanların nasıl bir anlayışta olduklarını hep beraber gördük.” diye konuştu.

“GEÇMİŞİN MAĞDURLARINA HAKLARINI İADE EDELİM. İTİBARLARINI İADE EDELİM.”

Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasındaki 11. ve 12. maddeyi de şu sözlerle dile getirdi: “11- Demokrasinin güçlenmesine sadece bugün için değil gelecekte de katkı vermek zorundayız, demokrasinin güçlenmesi için mutlaka ama mutlaka sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir. Çocuklarımız irfanı hür yetişmeli, vicdanı hür, fikri hür yetişmeli. Çocuklarımız birilerinden talimat alıp onun gereğini yapmamalı. Alınan talimatı, en azından kendi aklında bunu ölçmeli ve tartmalı. Ne diyor yüce yaradan? Aklınızı kullanmıyor musunuz? diyor. Aklınızı kullanmanın yolu eğitim sistemini de bu şekle getirmektir. Çocuklarımız akıllarını kullanmalılar, sorgulamalılar. Elin oğlu Mars’a uzay aracı gönderiyor, biz 21. yüzyılın Türkiyesi’nde bir darbe girişiminin Türkiye’ye maliyetini görüyoruz. O nedenle hep beraber eğitim sistemini güçlendirelim, gelecekteki demokrasimizi güçlendirmek ve derinleştirmek için bu çabayı hep birlikte gösterelim. 12- FETÖ terör örgütünü biliyorsunuz, artık bütün dünya biliyor. Bu örgüt, geçmişte Balyoz davası dediler, Ergenekon davası dediler, casusluk davası dediler hiçbir günahı olmayan, devlete sadakatle bağlı olan pek çok subayımızın ki eski bir Genelkurmay Başkanı da dahil tamamını hapse attılar. O dönem en çok itiraz edenlerden birisi bizdik. ‘Yanlış yapıyorsunuz’ demiştik. Şimdi, onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. Tamamının FETÖ terör örgütü tarafından yapıldığı ortaya çıktı. O zaman bir devlet adalet üzerinde büyür. Bir devlet adalet üzerinde soyluluk kazanır. Bir devlet adalet üzerinde devlet olur. O zaman buradan çağrı yapıyorum. Sadece size değil bütün Türkiye’ye. Sadece Türkiye’ye değil bütün siyasi liderlere. Geçmişin mağdurlarına haklarını iade edelim. İtibarlarını iade edelim. Böyle yaptığımız takdirde devlet saygın konuma gelmiş olur.”

“DEVLET ADALET ÜZERİNDE YÜKSELMEK ZORUNDADIR”

Devletin haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Lütfen bu sözümü çok dikkatli dinleyin. İçimizden bir kişinin bir tek kişinin bile emeği, eseri, zamanı ziyan olduğunda bu tüm Türkiye’nin ortak kaybıdır. Tekrarı diyorum, bu ülkede bir kişi bile haksızlığa uğradığında, bir kişi bile mağdur olduğunda bu tüm Türkiye’nin kaybıdır. Bu nedenle ülkemizi yeniden inşa ederken yeni mağduriyetler yaratmamalıyız. Hukuk diyoruz, hukukun üstünlüğü diyoruz, adalet diyoruz, devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır. Hani deniyor ya adalet mülkün temelidir yani adalet devletin temelidir” diye konuştu.

Konuşmasında 12 maddelik yol haritalarını açıkladıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, “Eksiği olabilir, fazlası olabilir ama Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak hepimizin ortak görevidir. Benim de görevim iktidardakilerin de görevi, vatandaşın görevi, buradan söz veriyorum ve şunu söylüyorum, hep birlikte mücadele edelim. Hep birlikte gereğini yerine getirelim” dedi.

“BU ÜLKENİN YİĞİT KADINLARININ EVLADI OLMAKTAN, KARDEŞİ OLMAKTAN ONUR VE GURUR DUYUYORUM”

Mitingin en ön safında kadınların olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “Tıpkı darbe gecesi tankların önünde durdukları gibi. Bundan büyük bir gurur duyuyorum. Bir toplum için nezaketin, şefkatin, sevginin kaynağı olarak gördüğüm kadınlarımızın hayatın her alanında daha çok var olmalarını bize eşlik etmelerini gönülden diliyorum. Kadınlarımızın desteği katkısı katılımı bizim için vazgeçilmez değerdedir. Bir ülkede kadının yüzü gülüyorsa bilin ki o ülke mutlu bir ülkedir. Bu ülkenin yiğit kadınlarının evladı olmaktan, kardeşi olmaktan onur ve gurur duyuyorum. Çünkü hepimiz bu toprakların çocuklarıyız. Bu toprakların çiçekleriyle, türküleriyle, annelerimizin duaları ve ninnileriyle büyüdük. Birlikte kardeşçe yaşadık. Birlikte kardeşçe yaşayacağız. Birlikte kardeşçe mücadele edeceğiz. Bu topraklar bereketli topraklardır. Bu topraklarda Yunuslar var, Mevlanalar var, Hacı Bektaş-ı Veliler var, Neşet Ertaşlar var. Erzurumlu Emrahlar var. Ferhatlar var Şirinler var. Bu topraklardan çıktı. Bu topraklarda huzur içinde barış içinde demokrasimizi güçlendirerek farklılıklarımıza saygı göstererek birlikte mücadele etmeliyiz” diye konuştu. Konuşmasının sonunda şair Nazım Hikmet’in “Dört nala gelip uzak Asya’dan/Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan/Bu memleket bizim/Kapansın el kapıları/Bir daha açılmasın/Yok edin insanın insana kulluğunu/Bu davet bizim/Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine/Bu davet,/Bu hasret bizim” şeklindeki dizelerini okuyan Kılıçdaroğlu, konuşmasını, “Evet bu hasretle hepinizi, muhabbetle kucaklıyorum. Hepinize en içten saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Allah bir daha Türkiye’ye böyle acı olaylar yaşatmasın. Hep beraber, hep birlikte yürek yüreğe, omuz omuza, kol kola demokrasimize saygılı olalım ve demokrasimize sahip çıkalım. Hepinizi en içten selamlar, saygılar, sağ olun var olun” diyerek tamamladı.

Başbakan Yıldırım: 15 Temmuz, İkinci Kurtuluş Savaşı’dır
Başbakan Binali Yıldırım, Yenikapı’daki Demokrasi ve Şehitler mitinginde konuştu. Yıldırım, “16 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal Samsun’a hareket ederken ne kadar umutluysa milletimiz, bugün o kadar umutluyuz” dedi.

Başbakan Yıldırım, “Bugün muhteşemsin İstanbul Bugün tarih yazıyorsun İstanbul. Sultan Fatih İstanbul’a girdiğinde ne kadar heyecanlıysa o kadar heyecanlısın İstanbul. Gazi Mustafa Kemal Bandırma vapurundan İstanbul’dan ayrılırken ne kadar umutluysa o kadar umutlu İstanbul. Seni yürekten selamlıyorum aziz İstanbul. Demokrasi şehitlerimizi kalpten selamlıyorum. Ailelerini yürekten selamlıyorum” diye konuştu.

“15 TEMMUZ, İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞI’DIR”

Yıldırım, “Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda destan yazan bu millet, aynı ruhla 15 Temmuz destanını da yazdı. 15 Temmuz, ikinci Kurtuluş Savaşı’dır. Allah’a hamdolsun, toprağın altında şerefiyle yatan şehitlerimiz sayesinde bugün bu topraklarda şerefimizle, bağımsızlığımızla, kardeşliğimizle bir olarak, beraber olarak yaşıyoruz. Güya Türk askeri kılığına girip topraklarımızı işgal edeceklerdi, sanki bu milletin iradesini çalacaklardı. Allah şerleri hayra çevirir, bizi öldürmeyen her darbe bizi daha da güçlendirir. İşte burada olduğu gibi” şeklinde konuştu.

“TOPRAĞIN ALTINDA ŞEREFLİCE YATARIZ DEDİ”

Başbakan Yıldırım, “Sultan Ahmet mitinginde yüzbinler toplandı. Minarelerden salalar yükseliyordu. Düşman uçakları semalarda uçuyordu. Hiç kimse ölümden korkmadı. Kürsüye çıkan Halide Edip toprağın üzerinde yaşamaktansa toprağın altında şereflice yaşarız dedi. Cumhurbaşkanımız halkı sokaklara çağırdı yine selalar okundu. Hep birlikte şunu söyledi; Toprağın üstünde şerefsizce yatmaktansa toprağın altında şereflice yatarız dedi.” ifadesini kullandı
Yıldırım, “Allah şerleri hayra çevirir . Bizi öldürmeyen her darbe bizi daha da güçlendirir. 15. Temmuz 2. kurtuluş savaşıdır” dedi.

Erdoğan: Meclis’ten gelen idam kararını onarım
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yenikapı’da düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne katıldı.

Diğer konuşmacıların ardından kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin başında 15 Temmuz gecesi sokaklara, meydanlara çıkan, havalimanlarını dolduran, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına çıkan vatandaşlara şükranlarını sunarak başladı.

“15 Temmuz gecesi sokakları ve meydanları dolduran kardeşlerimizin her birinin vatanımızın, demokrasimizin, özgürlüğümün korunmasında katkısı vardır” diyen Cumhurbaşkanı, şunları söyledi:

“Onun için diyorum ki, 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun. İstanbul’un gazası, Ankara’nın gazası mübarek olsun. Darbe girişimine maruz kalan her ilimizin gazası mübarek olsun. Darbe girişimine karşı tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla her kökenden her meşrepten insanıyla dünyayı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun. Bu millet başka bir millet. gerçekten Türk milleti bin yıl önce Malazgirt’te hangi inanç ve kararlılıkla Anadolu’nun kapılarını açmışsa, 15 Temmuz’da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikilmiştir. Süleyman şah 1075 yılında bu coğrafyadaki ilk devletimizi hangi vizyonla kurmuşsa, 15 Temmuz’da da ülkemize aynı vizyonla aynı ufukla karşı çıktık. Osman Gazi 1299’da tarihin en kudretli devletini hangi temeller üzerine bina ettiyse, biz de o gece Türkiye’yi aynı ilkeler etrafında müdafaa ettik. Ecdadımız 100 yıl önce hangi idrak ile Çanakkale’de kanının son damlasına kadar, mücadele ettiyse, 15 Temmuz’da da aynı irade ile FETO’cu terör örgütünü darbecileri geri püskürttük. Gazi Mustafa Kemal’in İstiklal harbini başlatmasını ve zafere ulaşmasını sağlayan inanıcın bir benzeri 15 Temmuz’da Türkiye’nin tüm şehirlerinde adeta kol geziyordu. 15 Temmuz dostlarımıza bu ülkenin sadece siyasi ekonomik diplomatik saldırılara değil aynı zaman da askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu yıkılmayacağını rayından çıkmayacağını göstermiştir.”

Erdoğan, “Aynı gece Türkiye’nin yerle yeksan olması için ellerini avuşturarak bekleyen düşmanlarımız ise ertesi güne bundan sonra işlerinin çok daha zor olmasının kahrıyla uyandılar. Şimdi bugün burada Genelkurmay Başkanı ile Yenikapı meydanı’nda Cumhurbaşkanıyla Başbakanıyla CHP ve MHP Genel Başkanlarıyla 81 vilayetimizdeki her görüşten her meşrepten insanlarımızla verdiğimiz şu görüntü var ya, işte bu görüntü inanın bana, ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür” dedi.

İdam talebiyle ilgili de konuşan Erdoğan, “Şu anda, siyasi partilerimizin genel başkanları burada. Sizin zaten talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre, bunun kararını verecek olan merci, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Meclisimiz böyle bir kararı verdikten sonra, atılacak adım bellidir. Onamaksa, Meclis’ten gelen böyle bir kararı, ben peşinen ifade ediyorum, onarım” diye konuştu. (Ajanslar)

Editör: Wan Haber