Yargıtay Başkanı Ali Alkan, hakimlerin bilirkişi seçimlerinde dikkat etmesi gerektiğini belirterek, "İşin uzmanı olmayanlarca hazırlanan bilirkişi raporları yargılamayı karışık hale getirmekte, yargılamanın uzamasına neden olmakta ve giderek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesindeki adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu da doğurmaktadır" dedi.
Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi "Geliştirilmiş Bilirkişilik Sistemi"nin tanıtımı Ankara Hilton Otelinde yapıldı. Tanıtım toplantısında bir konuşma yapan Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Türkiye'de son zamanlarda adalet sisteminin yetersiz kalan ve aksayan yönlerini düzeltmek, günlük ihtiyaçlarına cevap verecek hale getirmek için mevzuatta bu bağlamda usul kanunlarında değişiklik yapıldığını söyledi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesindeki adil yargılama hakkın içinde yer alan adaletin gecikmeden ve isabetli olarak tecelli etmesi için usul kanunlarının önem kazandığına işaret eden Alkan, "Yargılama hukukunda gerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu gerekse Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda en önemli gelirlerden birisi bilirkişi gelirleridir. Böylesine önemli bir konunu projeye konu yapılması çok isabetli bir seçim olmuştur. Yargıyı ilgilendiren bu ve benzeri çalışmalara her türlü desteği verdiğimiz gibi bundan sonrada devam edeceğimizi belirtmek istiyorum" dedi.
Bilirkişinin adalet dağıtmak gibi ağır bir yükün altında olan hakimlerin bu yükü kaldırmadaki en büyük yardımcılarından birisi olduğunu kaydeden Alkan, uzmanlık ve özel teknik bilgisi gerektiren konularda hakimin bilirkişinin görüşünü almasının adaletin tecellisi açısından son derece önemli olduğunu söyledi. Uygulamada en çok şikayete konu delilin, bilirkişi delili olduğunu vurgulayan Alkan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Günümüzde çoğu uyuşmazlıkların çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi karşısında hakimin bilirkişi düşüncesine başvurmasını zorunlu kılmaktadır. Burada altını çizerek vurgulamak isterim ki, hakim, ancak özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişiye müracaat etmelidir. Hukuki konularda bilirkişi deliline başvurulması hakimin mesleki kariyerine güvensizlik doğru bileceği gibi yasal düzenlemelere de açıkça aykırılık teşkil edecektir. Özenle hazırlanan iddia ve savunmayı karşılayan dosya içeriği ile örtüşen bilirkişi raporunun hakimin davayı sonuçlandırmasında ve adaletin tecelli etmesinde katkısında o denli büyüktür. Buna karşılık işin uzmanı olmayanlarca hazırlanan bilirkişi raporları ise yargılamayı karışık hale getirmekte, yargılamanın uzamasına neden olmakta ve giderek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesindeki adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu da doğurmaktadır."
Hakimlerin bilgisine ve görüşüne güvendiği kişilerin bilirkişi olarak seçmesini isteyen Alkan, bu konuda en küçük bir tereddüt duyduğu takdirde hakimlerin o kişiyi bilirkişi olarak seçmemesi gerektiğini söyledi. Bilirkişinin yapabilmenin sertifikaya bağlanması gerektiğini sözlerine ekleyen Alkan, "Bilirkişi seçimde gerekli duyarlılığın gösterilmemesi yargıya olan güvensizlikte en büyük nedenlerden birisidir. Bilirkişilik belirli bir ücrette mukabil yapılır, ancak ücretin az takdir edilmesi işin gerçek uzmanlarını sahadan uzaklaştırırken ücretin fazla verilmesi haksız kazanca veya yargılamanın pahalı olmasına neden olmaktadır. Bu nedenle hakim bilirkişi tayininde ve ücret takdirinde son derece dikkatli olmalıdır. Bilirkişi kurumuyla ilgili sorunlar ve çözüm yolları aşağı yukarı bilinmektedir. Bu nedenle soruna yaklaşırken kusurlu aramak yerine çözüm aramak amacını gütmeliyiz" dedi.
Projenin başarılı olacağına inancını dile getiren Alkan, bu güne kadar yürütülen AB projelerinin önemli bir referans olduğunu söyledi.
(TB-YHY-Y)

20.02.2013 19:19:19 TSI

Editör: Wan Haber