Röportaj: Uğur Tunçdemir - Ankara / WanHaber.com Özel

 

Merhabalar, öncelikle sizi tanıyalım Umut Oran kimdir?

 

 

16 Ekim 1962'de İstanbul'da doğdum. 

 

 

İktisatçı, Sanayici ve İhracatçı; Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İngilizce İktisat Bölümünü bitirdim.

 

 

1988 yılından itibaren tekstil ve hazır giyim sektöründe hizmet verdim. Türk özel sektörünü ulusal ve uluslararası alanlarda temsil ettim. Sektörün Türkiye, AB ve Dünya Başkanlıkları görevlerinde bulundum. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Başkanlığı, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Meclis Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hazır Giyim Sanayi Meclisi Başkanlığı, Dünya Hazır Giyim Federasyonu (IAF) Başkanlığı, Avrupa Tekstil ve Hazır Giyim Federasyonu (EURATEX) Yönetim Kurulu Üyeliği ve Hazır Giyim Kanadı Başkanlığı görevlerini yürüttüm. Eski sporcu, kaleci ve halen Galatasaray Spor Kulübü veteran takımı oyuncusuyum.

 

24. Dönemde Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanvekiliyim. Evliyim, İngilizce ve Fransızca Biliyorum.

 

 

03 Ekim’de TBMM’ye sunacağınız önerge ile ilgili bilgi verir misiniz?

 

Öncelikle 3 Ekim’de demeyelim de TBMM Başkanlığı’na sunduğumuz Araştırma Önergesi diyerek bir bilgiyi düzeltelim. 16-17 Ağustos’ta Van’da halkımızın derdini dinlemeye geldik partideki yönetici arkadaşlarımla ve gördük ki Van kaderine terk edilmiş. Depremin üzerirden 10 ay geçmiş halen kronik sorunlar devam ediyor. Yaklaşan kış öncesinde yurttaşlarımızın yaşadığı güçlükleri yeniden yaşamamaları ve işlemlerin, çözümlerin hızlandırılması, konunun yeniden gündeme getirilmesi, unutulması adına CHP grubu olarak yeni bir araştırma önergesi hazırlayarak TBMM’ye sunduk. Ama maalesef bugünkü parlamenter yapının eksikliği nedeniyle iktidar partisi olan AKP’nin, Genel Başkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı olmadan meclis’te tek bir adım dahi atılmıyor. Meclis Başkanı, Erdoğan ne derse onu yapıyor. AKP döneminde yasama-yürütme-yargı ayrımı yani kuvvetler ayrılığı ilkesi çöpe atılmış durumda. Onun yerine Erdoğan-Erdoğan-Erdoğan gelmiş durumda. Sonuç olarak Van’ın durumunun TBMM’de tartışılarak, eksikliklerin giderilmesi, sorunların acil çözümü için Başbakan Erdoğan’ın insafına kalmış durumda. Sizin aracılığınızla bunu da Van’lı kardeşlerime aktarmak isterim.

 

Sizce Van’ın afet bölgesi ilan edilmemesinin altında yatan sebepler nelerdir? Sizce ilan edilmemesinin Vanlılara artı ve eksileri nelerdir?

 

 

Ben acilen bir yasa teklifi hazırlayarak TBMM’ye sundum (http://www2.tbmm.gov.tr/d24/2/2-0296.pdf) ve Van’ın afet bölgesi ilan edilmesi, borç, kredi ve vergilerinin ertelenmesini önerdim. Hükümetin durmadan çıkardığı ama işe yaramayan teşvik yasalarından çok önce yine yılbaşında Hürriyet gazetesine de yansıyan kimi önerilerde bulundum Van için özel bir model kurulmasını, sektörel kümelenmeye geçilmesini istedim. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan benim bu konularda ne kadar çalıştığım deneyimli olduğumu geçmiş günlerinde, henüz AKP’li olmadığı dönemden bilir. Ama her ne hikmetse önerilerimi duymazdan geldi Sayın Çağlayan ve kabinesi. Doğal afet yaşanan, insanların yaşamlarının alt-üst olduğu bölgelerde özel koruma yöntemlerinin devreye girmesi elbette ki gerekir. Önce insanı yaşatacaksın ki devletin yaşasın. İnsanım orada kafasını sokacağı evi kalmamış işin vergisine, kredi ödemesine elektrik-su borcuna mı bakacaksın, insaf önce bunları erteleme, sağlığın güvence altına al karnını doyur yurttaşının. Bunu da öyle bürokrasi ile kararla, harcırah çıkarmayla bütçe onayıyla yapamazsın. Afet bölgesi ilan edip parayı akıtacaksın. Tamam duble yol da yap, ama deprem vergisi adıyla topladığın katrilyonları buraya aktar. Bakın Samsun’da sel felaketi oldu ve yerinde, doğru bur kararla elektrik su borçları ertelendi. Orada alınan bu doğru karar Vanlıdan niçin esirgendi, bu hükümetin yanlış, adil olmayan bir kararıdır!

 

 

Sizce Van için toplanan yardımlar yerini ulaştı mı? Ulaşacak mı? 

 

 

Van ziyaretimde yurttaşlar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Van’a 3 milyar TL harcadığını söylediğini aktararak, “25 bin konut için 1 milyar TL harcandıysa geriye kalan 2 milyar TL nerede?” diye sordu. Bu haklı ve yerinde bir sorudur. Depremin yoğunluğunun yaşandığı o kargaşa döneminde her kafadan bir ses çıktığı hükümetin liyakat sahibi olmayan bazı yöneticileri nedeniyle yaşanan sorunları hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Sizlerin saray gibi çadırlarda kaldığınızı söyleyen bakanlarla bu iş yürümez.

 

 

 Devletin Van’da yaptırdığı TOKİ’lerin maliyeti nedir? TOKİ’nin depremzedeler için yapmış olduğu dairelerin 70.000 TL karşılığında depremzedelere verilmesi sizce ne kadar doğrudur? Daha düşük bir maliyetle depremzedelere sunulamaz mıydı?

 

 

TOKİ yani toplu konut CHP’nin eseridir. Sosyal konut yapmak, dar ve orta gelirli ve yurttaşların insani koşullarda yaşamasını sağlamak, kentin nimetlerinden yararlanması gibi amaçlarla kurulan Toplu Konut İdaresi de AKP döneminde diğer kurumlarda olduğu gibi asli görevini yapmaz hale getirildi. Rantın yandaşlara aktarılmasını, paylaştırılmasını birinci plana oturtan AKP ve onun yönetim zihniyeti dar gelirliye ev yapacağına lüks konutlar yapıp inanılmaz paraları kazanmanın derdine düştü. TOKİ, Van’da da diğer afet bölgelerinde de uygun geri ödeme koşullarıyla evsiz her vatandaşını ev sahibi yapmalıdır. TOKİ kar amacı güdemez, gütmemelidir. CHP iktidarında Toplu Konut idaresi yine sosyal demokrasi anlayışına uygun biçimde kentin rantını orada yaşayan sakinlerine aktaran, sosyal donatıları gelişmiş konutlar inşa eder hale gelecektir.

 

 

 Az hasarlı binalara karşı ödenen 1250 TL’lik yardım sizce ne kadar ihtiyacı karşılıya bilir?

 

 

Az hasarlı konutlarda, yurttaşlarımızın yüreği ağzında bir yaşam sürmesi kabul edilemez. Devlet her vatandaşının azami koşullara sahip konutlarda oturmasını sağlamalıdır. TOKİ bu konumdaki vatandaşlarla anlaşarak, zemin etüdü yapılmış depreme dayanıklı bölgelerde sosyal konutları yaparak az hasarlı binalarda yaşayanları da kendileri istiyorsa ev sahibi yapmalıdır.

 

 

Depremin yıl dönümü olan 23 EKİM 2012 tarihinde CHP’nin Van ile ilgili düzenleyeceği herhangi bir program var mı?

 

 

 Van depreminin yıldönümünü sadece ben değil hiç kimse unutmamalı. TBMM zemininde uygun olana her fırsatta sizin derdinizi dile getirdiğimden emin olabilirsiniz. Merkez Yönetim Kurulumuzda bu konuyu gündeme getireceğim, Van’ı unutmadık, unutmayacağız. Uygun olan her koşulda yine buluşacağız merak etmeyin. Elbette çok acil bir program ve ertelenemez bir Meclis görevi çıkmadığı takdirde Kurban bayramı öncesine rastlayan bir dönemde, 23 Ekim’de sizlerle olmayı çok isterim. Yurt genelinde olduğu gibi Van’da da AKP’nin sadce kendisine, yandaşlarına çalıştığını, vatandaşın derdine bigane kaldığını biliyorum. Bana bu konuda sürekli bilgi gönderen Vanlı kardeşlerime de teşekkür ederim. Gelen her türlü bilgiyi değerlendirdiğimize emin olmalarını istiyorum. Hiç kimse karamsarlığa kapılmasın her karanlık elbet bir gün aydınlığa çıkacaktır. Bugünün muktedirlerinin yarın ne durumlara düşeceğini hepbirlikte göreceğiz. Türkiye’nin, adil, iş-aş derdi olmayan mutlu günleri yaşayacağına inancım tamdır.

 

 

Bu vesileyle sizin aracılığınızla şimdiden Vanlı yurttaşlarımızın Kurban ve Cumhuriyet bayramlarını da kutluyorum.

 

 

Size soru sormakta çok güçlük çektik, çünkü size yönelteceğimiz tüm soruları siz TBMM’ye önerge halinde sunacaksınız. Van’a gösterdiğiniz yoğun ilgiden dolayı sizleri tebrik eder, başarılar dileriz.

 

Teşekkür ederim.

Editör: Wan Haber