Van’da 1960 yılında işçi olarak girdiği fotoğraf stüdyosunda, verdiği çabalarla iş yerinin patronu olan Ferruh Atakan, son yıllarda 260 bin TL’ye almış olduğu analog baskı makinesinin teknolojiye yenik düşmesi nedeniyle mesleği bırakmak zorunda kaldı.

Şimdilerde sanatsal fotoğraflar üzerinde çalışan yarım asırlık fotoğrafçı Ferruh Atakan, meslekteki deneyimini yeni kuşak fotoğrafçılara aktarıyor. Koleksiyonunda bulunan 350 çeşit fotoğraf makinesiyle yeni kuşak fotoğrafçılara yardımcı olan Atakan, bu sayede 8 kişinin stüdyo açmasını sağladı.

Sanatsal fotoğraflar üzerinde çalışırken fotoğrafçılık dersleri verdiğini bildiren Atakan, fotoğrafçılığı geri dönüşü olmayan bir meslek olarak tanımladı. İşçi olarak girdiği stüdyonun patronu olduğunu dile getiren yarım asırlık fotoğrafçı Atakan, “Ben anne ve babamı görmedim. Amcamın yanında büyüdüm. Amcamın yanında olduğum dönemlerde hem okulumu devam ettirdim hem de bir fotoğrafçının yanında işçi olarak işe başladım. 1960 senesinde işe girdim ve yaklaşık 50 yıl fotoğrafçılık yaptım. 50 yıl içinde çalışmış olduğum dükkanda kalfa oldum, akabinde oranın patronu oldum. Ondan sonra mülk sahibi oldum ve 50 yıl dolduktan sonra fotoğrafçılığı bıraktım. Fotoğrafçılığı bırakırken benden sonraki kuşaklara da yer açılsın istedim. Şu an yanımda yetişen 8 fotoğrafçı iş yeri sahibidir. Onları gördüğüm zaman gurur duyuyorum. Çünkü onlar benim zanaatımla yetiştiler” dedi.

“Teknolojiye yetişmek mümkün değildir”

Birçok meslekte olduğu gibi fotoğrafçılığın da gelişen teknolojiden etkilendiğini ifade eden Atakan, kendi mesleğinin de teknoloji kurbanı olduğunu söyledi. Atakan, “Çok büyük bir baskı makinesi aldım. Bu baskı makinesi teknolojiye yenik düştü. Çok büyük paralar kaybettim. 50 yılım da dolunca fotoğrafçılığı bıraktım. Teknolojiye yetişmek mümkün değildir. 1988 senesinde siyah-beyaz televizyon varken, şimdi plazma TV’ler var. Çok müthiş şekilde teknoloji ilerliyor. Ben de bu değişime yetişemediğim için 50 yıllık zaman zarfında para da kazandım. Şimdi sanatsal fotoğraflar üzerinde çalışıyorum. Yarışmalar, fotoğraf dersleri oluyor. Eş dostumuz bilgi istediği zaman kendilerini de bilgilendiriyorum” diye konuştu.



“Bizden sonrakilere bir ışık tutalım”

Yeni kuşak fotoğrafçılara sanatsal arşivlerini yayınlamalarını tavsiye eden Atakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fotoğraf; bir insanın, şehrin, mekanın canlı tanığıdır. Bu canlı tanık belli bir müddet sonra yok olduğu zaman geriye dönüşü yoktur. Fotoğrafçılık geri dönüşü olmayan bir meslektir. Bu anlamda çok güzel bir meslektir. Şimdiki fotoğrafçılar, fotoğrafçılığı bırakmasınlar. Bıraktıkları zaman ise halka bir şey sunsunlar. Ben mesleği terk ettim, ‘şapkamı alıp gideyim’ böyle bir şey yok. Bu kişilerin elinde mutlaka Van fotoğrafları vardır. O fotoğrafları kendi nesillerine sunsunlar. Ben öldüysem arkamda bu arşiv de ölmesin. Bizden sonrakilere bir ışık tutalım.”

Bin 200 sayfalık eski Van şehriyle ilgili bir albüm çalışması yapıklarını ve bu çalışmada sona geldiklerini kaydeden Atakan, kitabın yakın zaman içinde siyah-beyaz olarak yayınlanacağını belirtti.(iha)

Editör: Wan Haber