Bu aralar en çok konuşulanlar dan biri o. 

Kent kulislerinde konuşuluyor. 

Kent sınırlarını aşan sosyal medyada konuşuluyor. 

Vs.vs. 

Siyasetçi falan değil. 

Büyük ihaleler alan biri hiç değil. 

Adının sıkça zikredilmesi, yolsuzluk yaptığından ya da yüz kızartıcı bir suça bulaştığından da değil... 

Ya peki kimmiş bu adam? 

Bu kadar çok konuşulması da neyin nesi? 

Zira bir kişinin adından bu kadar söz ettirebilmesi için sıraladığım vasıflardan birine sahip olması gerekmez miydi? 

Yani günün modası bu değil mi..! 

Ama değil işte. 

Uzatmayayım... 

Onun kim olduğunu ben size söyleyeyim. Çünkü bu aralar  fazlasıyla benim de dikkatimi çekiyor. Kendisini şahsen tanımam bilmem. Sosyal medyadaki hesabıyla 'VANLI AMCA 'olarak biliniyor.  

Sordum soruşturdum etrafa "Kim bu 'VANLI AMCA?'" Diye, tanıyan çıkmadı.  

Sosyal medya üzerinden bir mesaj attım. Tevazu gösterip geri döndü. Sonrasında, bir çay muhabbetinde bir araya geldik. İlk karşılamamızda, beni takdirle takip ettiğini söyledi.

Ne yalan söyleyeyim hoşuma gitmedi değil. Çayları sipariş ederken "hocam eğer ki beni kaleme almayı düşünüyorsan, lütfen ismimi zikretme... Ben böyle daha mutluyum..." dedi.  

Bu arzusunu kırmayacağıma söz verip sohbete daldık. Babamı hiç görmedim. Ben çok küçükken vefat etmiş. Annem yoksulluk içinde biz dört kardeşe baktı. 30 yıl öncesinde, köyden göç edip Van'a yerleştik. Anlatılmaz yoksulluklar ve acılar yaşadık ve bir şekilde hayata bağlandık.  

Merak ve ibretle "'Vanlı Amca'nın" hayat hikayesini dinliyordum.  

Eee...sonrası..! 

Bu sosyal medya sevdası ne? Diye sordum. 

"Hocam. Bu sevda 5-6 ay önce başladı... Bir gün Cumhuriyet cad. Tekel Binası civarında bir annenin çocuğunu dövdüğüne şahit oldum" 

Eee...sebep ne? 

"Anlatayım hocam. Kadıncağız, devletin annelere verdiği cüzi miktarda parayı almaya gelmiş ama para o gün yatırılmamış" 

Hııı..! 

"Çocuğun canı vitrinde gördüğü halka tatlısını çekmiş, annesinden para olmadığı için alamayınca, çocuk ağlamaya, annesi de susması için çocuğu dövmeye başlamış." 

Bunları anlatırken, o travma dolu dakikaları tekrar yaşıyor gibiydi 'VANLI AMCA'... 

"Sonrası ne oldu?" Diye sordum. 

Nemlenen göz bebekleriyle "Sana yemin ederim elimi attım cebime 7 liram vardı tatlı alması için 5 lira kadına verdim. 2 lira bende kaldı ve istasyon'daki evime kadar yürüdüm" 

Amca, Haaa ...bu arada ne iş yapıyorsun?

"Boş ver işimi. Sadece bunu diyeyim. Asgari ücretle çalışan biriyim" 

Anladım...'sosyal medya muhabbeti ne iş?...orada kalmıştık" 

"Hocam... bu travmaya tanıklık ettikten sonra twitter de sosyal medya hesabı açtım. Yani 5-6 öncesi daha önce hiç ilgilenmediğim bir alan. Bu travmayı twitter hesabımda paylaştım" 

VANLI AMCA YOKSULUN SESİ OLUYOR 

Bu paylaşımla, 'VANLI AMCA' adındaki hesabın takipçileri artıyor. Destek ve yardımlar gelmeye başlıyor. Bu durum 'VANLI AMCA'nın yüreğindeki acıları serinletiyor. Bunu fırsat bilen 'AMCA', masumiyet, yardımseverlik duygusuyla ve karşılık beklemeden gönüllülük temelinde yaptığı bu kutsal uğraşısını sürdürüyor. 

Twitter hesabı üzerinde kendine gönderirken mesajlar aracılığıyla başka yoksul ailelere ulaşıyor. Bu yoksul ailelerin yaşadığı acıları takipçileriyle paylaşıyor. Yapılan paylaşımlar.,bu yoksul ailelere yardım elinin uzanmasına vesile oluyor. 

Gelen yardımlar,'Vanlı Amca'nın bu alandaki şevkini daha da artırıyor. Takipçi sayısı binlere ulaşıyor. Karınca kararınca, yüzler gülmeye gülmeye, acılar kabuk bağlamaya başlıyor. 

O söylemek istemiyor ama ben ısrar edince, mütevazı bir ruhla;

"Üstad... Şu ana kadar 6 aileye yardım ulaştırılmasında naçizane aracı oldum" diyor ve yardım yapılan aileleri isim vermeden sıralıyor. Ben de bu güzel insanın, karşılıksız, beklentisiz sadece ve sadece insani ve vicdani bir durumda 6 aylık kısa süre içinde takipçileri çığ gibi büyüyen gönül verdiği fazlasıyla, bu paylaşımla kısa sürede aracı olarak, yardım alan bir kaç aileyi siz okurlarımla paylaşıyorum.

1- Vitaminsizlikten saçları dökülen kardeşler.

2- Felçli olduğu ve tekerlekli sandalyesi olmadığı için 7 yıldır günyüzü görmeyen amca

3- Damdan akan yağmur damlaları altında yatan kardeşler.

4- Evlerine aylardır meyve girmeyen anne ve çocuklar.

ve daha başkaları ve hepsi de bu kentin insanları. Yani bir türlü göremediğimiz ya da görmek istemediğimiz dramlar. Yani sözün kısası koskocaman bir 'İNSANLIK ÖYKÜSÜ'  

Bunun içindir ki sözlerimi noktalarken bir kez daha diyorum ki; 

"YÜREĞİNE SAĞLIK VANLI AMCA" 

"EMEĞİNE VE ÖMRÜNE SAGLIK" 

"İYİ Kİ HALA ARAMIZDA SEN GİBİLER VAR" 

"DUALAR SENİNLEDİR VANLI AMCA"