İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Özer Coşgun, TÜİK, 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu kapsamında Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yapısındaki değişimleri tespit etmek amacıyla belirli periyotlarda çeşitli konularda araştırmalar düzenlediğini ve sonuçlarını da kamuoyuna duyurduğunu belirtti. TÜİK’in düzenlediği araştırmalardan birisinin de ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’ olduğunu ifade eden Coşgun, “Bu araştırma ülkemizdeki gelir dağılımına, yoksulluğun düzeyi ve kompozisyonuna, yaşam koşullarına ve sosyal dışlanmaya yönelik bilgilerin derlenmesine önemli bir kaynak olma niteliği taşımaktadır. 


Araştırmanın zamanı ise 31 Mart 2014 – 23 Haziran 2014 tarihleri arasındadır. Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nda ise Türkiye genelinde yaklaşık 25 bin hane ile görüşülecektir. TRB2 (Van, Bitlis, Muş, Hakkâri) bölgesinde ise 695 hane ile görüşülecektir. Bunlardan 209’u il merkezlerinde, 238’i ilçe merkezlerinde, 248’i de köylerde bulunmaktadır. Van ilinde 325, Bitlis ilinde 136, Muş ilinde 160 ve Hakkâri ilinde ise 74 hane ile görüşülecektir. Bu hanelerden 120 tanesi ile ilk defa görüşülecektir. Geri kalan hanelerde ise 2, 3 ve 4. defa görüşmeler yapılacaktır” dedi. 


Bu araştırmanın panel bir anket olduğunu ve anket kapsamında hane halkları ve fertlerinin 4 yıl boyunca izlendiğini dile getiren Coşgun, “Hane veya fert taşınıp başka bir ile gitse dahi o ilin bağlı olduğu TÜİK Bölge Müdürlüğü tarafından takip edilmeye başlanacaktır. Bu araştırmaya katılım bir yasal zorunluluk, 5429 sayılı kanunun 54. maddesi uyarınca araştırmaya katılmayı kabul etmeyenlere, araştırma kapsamındaki bilgileri eksik veya hatalı verenler için idari para cezası uygulanacaktır. İdari para cezası ve diğer cezaların uygulanması istatistikî birimin bilgi verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. TÜİK’in son olarak 2012 yılına ait Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarına göre;


yüzde 20’lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,6 iken, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay da yüzde 5,9 oldu” ifadelerini kullandı. 


Türkiye’de hane halkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelirin 26 bin 577 TL iken, ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelirinin de 11 bin 859 TL olarak hesaplandığını ifade eden Coşgun, “İstanbul bölgesi 16 bin 126 TL yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge oldu. Van ilinin de içinde olduğu Ortadoğu Anadolu Bölgesi’nde ise ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir ise 6 bin 999 TL’dir. Eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelirleri kullanılarak çeşitli göreli yoksulluk sınırları (eşdeğer hane halkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50 ve yüzde 60’ına göre) hesaplandı. Eşdeğer hane halkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun yüzde 16,3’ü yoksulluk riski altında kaldı. Kentsel ve kırsal yerler için hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran yüzde 13,8 iken, kırsal yerlerde yüzde 16,3 oldu. Van ilinin de içinde olduğu Ortadoğu Anadolu Bölgesi’nde ise yoksulluk sınırı 2 bin 614 TL’dir. Yoksul sayısı 500 bin, oranı ise yüzde 13,4’tür” diye konuştu.


Gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden gini katsayısının bir önceki yıla göre 0,002 puan düşüş ile 0,402 olarak tahmin edildiğini de sözlerine ekleyen Coşgun, “Katsayı, kentsel yerleşim yerleri için 0,391, kırsal yerleşim yerleri için ise 0,377 olarak hesaplandı. Van ilinin içinde yer aldığı Ortadoğu Anadolu Bölgesi’nde ise gini katsayısı 2011 yılında 0,427 iken 2012’de 0,386 olarak hesaplanmıştır. Bu durum gelir dağılımında iyileşme olduğunun göstergesidir” şeklinde konuştu.

Editör: Wan Haber