İklim değişimi ve meydana gelen sellerle ilgili açıklama yapan Van Gölü Su Altı Araştırmaları Derneği Başkanı Mustafa Akkuş, “Dünyada en büyük yıkımlara yol açan doğal afetlerin başında seller gelmektedir. Her yıl dünyanın ve ülkemizin değişik yerlerinden artan bir oranda sel felaketleri duymaktayız. Uzmanlara göre son yıllardaki dünya genelinde artan sel felaketlerindeki temel neden, ülkemizde de etkileri görülmeye başlayan, küresel iklim değişimidir. Küresel iklim değişimi ile beraber hava sıcaklıkları artmakta ve havanın su buharı tutma kapasitesi katlanarak artmaktadır. Bu nedenle son yıllarda sellere neden olan yağışlar geçmiş dönemdeki yağışlara göre metre kareye iki üç katı gibi anormal bir şekilde daha fazla yağmur bırakmaktadır. Küresel iklim değişiminin en büyük özelliği düzensiz, şiddetli ve ani yağmurların oluşmasına neden olmasıdır. Yağışlardaki düzensizliğin en büyük göstergesi aralık, ocak ve şubat gibi yalnızca kar yağışının olduğu aylarda artık yağmurlarında görülmeye başlanmasıdır. Meseleyi biraz olusun rakamlar ile somutlaştırmamız gerekirse 2000'li yıllardan sonra meydana gelen sel benzeri doğal afetlerin oranı 1940 ile 1990 yılları arasında meydana gelen doğal afetlerin oranından 7 kat daha fazladır. Söz konusu bu afetlerin arasında seller depremlerden sonra ikinci sırada yer almakta olup ülkemizde her yıl 100 milyon dolarlık maddi bir kayba yol açmakta ve büyük acıları arkasında bırakmaktadır” dedi.

“Van’da 20 dakikalık yağış sonucu meydana gelecek olan küçük çaplı bir selden 333 bina etkilenecektir”

Van merkez ve kırsal kesimlerde şiddetli yağmurlar sonucu meydana gelen sel felaketlerini küresel iklim değişimi bağlamında değerlendirmenin gerekmekte olduğunu ifade eden Akkuş, “Sellere neden olan bu yağmurlar aniden başlamakta ve diğer yağmurlardan farklı olarak metre kareye çok daha fazla yağışın düşmesine neden olmaktadırlar. Bu durum etkileri bölgemizde de görülmeye başlayan küresel iklim değişiminin en önemli belirtilerindendir. Meydana gelen sellerin ebetteki tek nedeni küresel iklim değişimi değildir. Şehir merkezinde betonlaşmaya bağlı olarak açıkta çok az toprak parçasının kalması ve yağışların hiç bir emilime uğramadan yüzey akışına geçmesi, riskli alanlara yapılan yerleşimler ve şehrin alt yapısının yetersizliği Van ve sel felaketlerinin görüldüğü diğer iller için sayılabilecek diğer nedenler arasındadır. Van için seller açısından en büyük tehlike şehir merkezinde meydana gelecek olan büyük bir selden etkilenecek başlıca yerler ve alınması gereken tedbirler konusunda kapsamlı bir çalışmanın olmamasıdır. Van için bu konudaki tek çalışma Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından 2000’li yıllarda yapılmıştır. Bu çalışmaya göre Van’da 20 dakikalık yoğun bir yağış sonucu meydana gelecek olan küçük çaplı bir selden 333 bina etkilenecektir. Şayet yağış biraz daha uzun sürer ve şiddetli bir sel meydana gelirse selden etkilenecek olan bina sayısı 728’e yükselmektedir. Söz konusu bilimsel çalışma yapıldıktan sonra aradan tam 16 yıl geçmiştir. Bu süre içerisinde, kesin rakam bilinmemekle beraber, selden etkilenecek bina sayısının da arttığı tartışmasız bir gerçektir” dedi.

“Sel konusunda en kritik nokta Akköprü Deresi’dir”

Sel noktasında Van’daki en kritik noktaların başında merkezde bulunan beş yolun hemen altından akarak Akköprü ve İskele Mahallelerini boydan boya geçen Akköprü Deresi olduğunun altını çizen Akkuş, “Akköprü Deresi zamanla şehrin içerisinde kalmış ve etrafında birçok ev yapılmıştır. İçinde bulunduğumuz yaz aylarında suyu tamamen kuryan Akköprü Deresinin bu durumu bizleri kesinlikle aldatmamalı. Çünkü Akköprü Deresi’nin şu anda içinden akmış olduğu, etrafı duvarlar ile örülü, yatak doğal yatağının beşte biri bazı yerlerde ise onda biri büyüklüğündedir. Bu nedenle normal yatağından çok daha küçük bir alana hapis edilen dere geçen hafta şahit olduğumuz gibi yalnızca 15 dakikalık ani bir yağışta taşarak üzerinde yollar ve evler bulunan eski yatağına dönmek isteyecektir. Van’da sel noktasındaki diğer önemli bir tehlike ise kırsal kesimde bulunmaktadır. Özellikle Çatak ve Bahçesaray gibi arazi eğiminin yüksek olduğu ilçelerde birçok ev ve hayvan barınağı sel yataklarında bulunmaktadır. Bu bölgelerde etrafınıza biraz dikkatlice bakındığınız zaman geçmişte yaşanmış büyük sellerin izlerini kolayca görmeniz mümkündür. Bu yerler kritik noktalar olup şimdiden gerekli tedbir alınmaz ise önümüzdeki yıllarda can ve mal kayıplarının yaşanma olasılığı yüksek yerlerdir. Toplum olaraktan doğal afetler konusundaki en büyük zaaflarımızdan birisi vurdum duymalığımız olsa gerek. Genellikle afetler başımıza gelene kadar tedbir almak yerine bir şey olmaz diyerek yaşamayı seçen bir toplum olmuşuzdur. Bu nedenle ülke olarak her zaman riskleri değil krizleri yönetmek zorunda kalmaktayız. Fakat Van’da bizleri daha büyük sel felaketlerinin beklediğinin habercisi olan son yıllardaki bu selleri küresel iklim değişimi bağlamında iyi okumalı ve vakit varken gerekli tedbirleri almalıyız.

Editör: Wan Haber