Van'ın Erciş ilçesinde 13 Kasım günü haber takibi yaptıkları sırada gözaltına alınan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri İdris Yılmaz, Jin Haber Ajansı (JINHA) muhabiri Vildan Atmaca, İMC TV muhabiri Bekir Güneş, kameraman Ruşen Takva ve Ömer Yılmaz hakkında "Memura mukavemet" iddiasıyla açılan davanın 2'nci duruşması Erciş Sulh Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada gazeteciler ve avukatları hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada gazeteciler savunma yaptı. İlk olarak söz alan JINHA muhabiri Vildan Atmaca, mahkeme heyetinin, "Neden o kalabalıkta seni aldılar" sorusuna, "İlçe de gazetecilik mesleğini icra ediyorum. Yaptığım haberler sonrası sürekli polislerin hedefi haline geliyordu. Tutuklanmadan önce de sürekli seni tutuklayacağız diye tehditler alıyordum. O günde darp edilerek gözaltına alınmam aldığım tehditlerin kanıtıdır. Görüntü aldığım sırada darp edilerek gözaltına alındım. Şikâyetçi olan polislerin dediği gibi görevi yaptırmama şiddet ya da cebir gerçekleşememiştir" şeklinde cevap vererek, hakkındaki suçlamayı reddetti. 

'Amaç itibarsızlaştırmak'

Atmaca'nın ardından savunma yapan DİHA muhabir İdris Yılmaz da, kendisine yöneltilen suçlamayı reddederek, "Sivil giyimli polisler kimlik göstermeden beni gözaltına almak istediler. Yıllardır ilçede gazeteci olarak çalışmaktayım. Polislerin zorla ve kim olduklarını tanıtmadan gözaltına z almak istemesi tamamıyla beni ve mesleğimi itibarsızlaştırma amaçlıdır" dedi.

İMC TV muhabiri Bekir güneş ve İMC TV eski kameramanı Ruşen Takva ise, polise mukavemetin söz konusu olmadığını söyleyerek, gözaltı sırasında darp edildiklerini ifade etti. 

'Polislerden şikayetçi olacağım'

Polislerin kendilerine küfür ettiğini iddia ettiği Ömer Yılmaz ise, olay gününe ait görüntülerin olduğunu hatırlatarak, " Sözde kolluk kuvvetlerine kadın bedenini kullanarak küfür ettiğim söyleniyor. Ben kadına değer verilen bir ortamda büyüdüm. Asla ve asla böyle bir şey demedim. Böyle bir şey dediğim kanıtlanmaz ise ben kadın bedenini kullanarak üstüme atılan suç ile ilgili polislerden şikâyetçi olacağım" dedi.

Gazetecilerin savunmalarının ardından Avukat Murat Timur, özgür basın çalışanlarının kolluk güçleri ve devletin hedefine olduğuna dikkat çekerek, "Sanıklar ulusal ve uluslararası ajanslara bağlı çalışmaktalar. Herhangi bir şiddet ve cebir mevzu değildir. Bu nedenle suçlamaları kabul etmiyoruz. Sanıkların beraatını talep ediyoruz" dedi. 

'Polis kameraları kayıtta değildi'

Her zaman kayıtta olan polis kameralarının olay günü görüntü almamasının manidar olduğunu söyleyen Avukat Suat Çakan ise, "Kolluk kuvvetleri nedense eylemsellik durumlarında görüntü almıyor. Oysaki onun görevi her ne olursa olsun görüntü almaktır. Demek ki saklamak istedikleri bir şeyler var. Bizler elimizdeki görüntülerimiz ile gerçekleri ispat edeceğiz" şeklinde konuştu.

Savunmaların ardından mahkeme heyeti delillerin ve görüntülerin izlenmesi kararı vererek, duruşmayı mahkeme 29 Mart'a erteledi.

Editör: Wan Haber