Van Valiliği tarafından gerçekleştirilen ‘İnci Kefali Değerlendirme Toplantısı’ valilik Ali Paşa Toplantı Salonu’nda yapıldı. Programa Van Valisi Münir Karaloğlu, Van Vali Yardımcısı Hakan Alkan, Edremit Kaymakamı Akif Celep, Muradiye Kaymakamı Erol Tanrıkulu, Gevaş Kaymakamı Yusuf Güni, Bitlis Vali Yardımcısı Akif Bektaş, Adilcevaz Kaymakamı Ahmet Dilsiz, Tatvan Kaymakamı Murat Erkan, Van Belediye Başkan Vekili Fazıl Kaya, Van İl Emniyet Müdürü Ümit Yurdakul, kamu kurum ve kuruluşların amirleri ile sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Van Valisi Münir Karaloğlu, İnci Kefali balığının üreme dönemindeki av yasağı koordinasyonunu sağlamak için bir araya geldiklerini belirtti. Van Denizi etrafında bulunan kaymakamların ve kamu kurum ve kuruluşlarla özel sektörün burada bulunduğunu anlatan Vali Karaloğlu, “İnci Kefali Van Denizi’nde yaşayan tek balık türüdür ve endemik bir tür. İnci Kefali, Van Denizi’nin sodalı ve tuzlu sularında yaşamını sürdürebiliyor ama üremesini sağlayamıyor. Üreme döneminde mutlaka Van Denizi’ne akan tatlı sulara çıkmak ve yumurtasını tatlı sulara bırakmak zorunda. 15 Nisan’da bu süreç başlıyor 15 Temmuz’a kadar süren dönem bu balığımızın üreme dönemi. Bu üreme döneminde gölde üreme özelliği olan ne kadar balık varsa tatlı suya çıkıyor ve o tatlı suya çıktığında da gerçekten hepimizi derinden etkileyen çok enteresan görüntülerde olmuştur. Bir canlının kendi neslini devam ettirebilmek için nelere katlandığını, nasıl bir mücadele verdiğini hep beraber görüyoruz. Son 3 yıldır bunu da bir festivalle hem Türkiye’ye hem dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz. Çünkü gerçekten görünmesi, izlenmesi ve ibret alınması gereken bir olay yaşıyoruz. Olağan üstü olay yaşıyoruz. İnci Kefali’nin bu bölgede bu sularda hem tatlı sularda hem Van Denizi’nde yaşama hakkı en az bizim kadar var. Bunu hem halkımıza hem de çocuklarımıza çok iyi anlatmak durumundayız. Bu balığın kendi neslini muhafaza etmek için verdiği mücadeleye insanımızın her şeyden önce saygı duymasını öğretmeliyiz. Biz belki bugün polisiye tedbirlerle zabıta gücüyle bunu sağlamaya çalışıyoruz, ama bu doğru değil. Bunu vatandaşımız, halkımız otokontrol olarak kendisinin yapması lazım. Ben neden jandarma dipçiği ile süngüsüyle Deli Çay’ın kenarında inci kefalini korumaya çalışayım. Neden benim belediye zabıtam çarşıda pazarda kaçak balık peşinde koşsun. Neden benim tarım müdürlüğüm pazar denetimi yapsın. Aslında bu bölgede yaşayan bizziati vatandaşımızın kendisinin yapması lazım. Nasıl yapacak önce kendisi anlamayacak. Arkadaşlar bizim hem kültürümüzde hem inancımızda gebe hayvanı avlamak doğru değil, caiz değildir. Hiç kimse gebe bir ceylan avlamak ister mi hayır. Gebe bir ceylanı avlamak istemeyen insanlar gebe inci kefali neden avlarlar, onun gebeliği de o. 15 Nisan-15 Temmuz arasındaki süreç içerisindeki yumurta yüklü balıklar yumurtalarını çıkacak tatlı suya bırakacak. Peşinden giden erkek balıkta spermini bırakacak orada döllenme olacak suyun içerisinde olacak, üstelik bu mucizevi bir şey. Akarsuda olacak bu iş ve neslini devam ettirecek” dedi.

“ARTIK BÖLGEDE ZABITA TEDBİRİYLE POLİSLE JANDARMAYLA İNCİ KEFALİNİ KORUMAMAMIZ LAZIM”
İnci Kefali balığını avlamanın gebe hayvanı kurban kesmekten hiçbir farkının olmadığını da sözlerine ekleyen Vali Karaloğlu; “Bunu halkımıza, çocuklarımıza iyi anlatmamız lazım. Biz artık bu bölgede zabıta tedbiriyle polisle jandarmayla inci kefalini korumamamız lazım. Artık o noktaya gelmemiz lazım. Bu noktada ilerlemiyor muyuz? Çok ciddi ilerlemeler var. 15 sene önce burada maalesef diyeceğim ben devlet eliyle ihaleyle yumurtlamak üzere olan balıklar, tatlı suya çıkan balıklar satılırmış bu şehirde. Biz o dönemden bu döneme geldik. Hamdolsun. Ama daha da alacağımız mesafe var. Onu bu masanın etrafında oturan kamu ve sektörler ve vatandaşımız el birliği ile yapmamız lazım. Bu işin teleminde yasaklamak veya polisiye tedbir koymak yok arkadaşlar. Bu işin temelinde bilinçlendirme var. Biz toplumu ve gençlerimizi ne kadar bilinçlendirirsek, bu işi o kadar da kolay yapacağız. Geçen sene de aynı toplantıları yaptık. Ama maalesef geçen sene 200 ton o dönemde balık yakalamışız. Sadece yakaladığımız bu. Yakaladığımız ne kadar ton var onu bilmiyoruz. Yazık, 200 ton yumurta yüklü balığı biz geçen sene almışız ve imha etmişiz. Bakın bunu biz bilinçsiz bir şekilde tüketmeye devam edersek bir müddet sonra bu balığında neslini ortadan kaldırırız. Şu anda senede 10 bin ton balık insanların sofrasına gidiyor. Ciddi bir gıda, ciddi bir geçim kaynağı aynı zamanda, niye koruduğumuz için. Korumasak tatlı suya çıktığı yorgun stres yüklü balığı avlamakta kolay. Avlarsak 3-5 sene sonra avlayacak balıkta bulamayız. İnşallah bugün bu toplantıda bütün taraflarıyla konuyu tartışacağız. Bu sene vatandaşımızdan daha fazla duyarlılık bekliyoruz. Bize yardımcı olmasını bekliyoruz. Kaçak avlananları bize ihbar edilmesini istiyoruz. Çünkü bunu alışkanlık haline getirenler var. Ucuz bir ticaret yolu, kolay bir ticaret yolu. Basınımıza da çok iş düşüyor burada. Son derece duyarlı bu konuda. Yerel basına teşekkür ediyorum. Sürekli bizi uyarılarla pazarda çarşıda kaçak balık olduğunda haber yaparak hem kamuoyunu hem görevlileri uyarıyorlar. Yerel basında bu hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.


Yapılan konuşmanın ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.

Editör: Wan Haber