Manisa Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İlker Biçer, halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokomun tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili olarak, "Glokom ilaçları görmeyi koruyabilir, ancak yan etkileri de vardır" dedi.
Manisa'da göz alanında yaptığı başarılı çalışmalarla adından söz ettiren Manisa Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İlker Biçer, göz tansiyonu (glokom) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Göz tansiyonunun sinsi ilerleyen bir rahatsızlık olduğunu belirten Biçer, her hastalıkta olduğu gibi erken tedavinin çok önemli olduğunu dile getirdi. Biçer, ayrıca glokom tedavisinde Türkiye'de sadece İstanbul'da bir özel hastanede bulunan trabektom cihazını da Manisa Devlet Hastanesi'ne kazandırdıklarını ifade ederek, yaklaşık bir aydır glokom rahatsızlığı olan vatandaşların tedavisine başladıklarını vurguladı. Göz tansiyonunun tanımını yapan Biçer, "Gözün görüntüyü gözden alıp beyine ileten kısmının görme sinirinin hastalığıdır. Bir elektrik kablosunun birçok telin birleşiminden oluşması gibi görme siniri de birçok sinir lifinin birleşiminden oluşmaktadır. Görme siniri hasarı geliştiğinde görme alanında kör noktalar oluşmaktadır. Kör noktalar genellikle görme siniri hasarı belirgin derecede ilerleyene kadar fark edilememektedir. Tam görme siniri hasarı gelişimi körlükle sonuçlanır. Görme siniri hasarı gelişiminin önlenmesinde erken tanı ve tedavi anahtar rol oynar. Göz içerisinde humor aköz denen bir sıvı dolaşmaktadır. Göz içerisinde sağlıklı bir basınç düzeyini korumak için salınan sıvı miktarına eşit düzeyde sıvının mikroskopik drenaj sisteminden boşaltılması gerekmektedir. Göz kapalı bir yapı olduğundan sıvının gözü terk ettiği ön kamera açısında blokaj olursa sıvı göz içerisinde birikir. Göz içinde artan sıvı basıncı görme sinirine bası uygulayarak hasar verir" dedi.

NASIL TANI KONULUR?
Glokom taraması için sadece göz basıncının ölçülmesinin yetmeyeceğini kaydeden Biçer, şöyle konuştu:
"Tam bir göz muayenesi gereklidir. Muayene esnasında göz hekimi göz içi basıncı ölçer (tonometri), göz içi sıvısının drene olduğu açıya bakar (gonyoskopi), görme sinirinde hasar olup olmadığına bakar (oftalmoskopi). Ger iki gözün görme alanı (perimetri) testi yapılır. Görme sinirlif analizi (OCT) yapılır. Bu testler düzenli bir şekilde tekrarlanarak değişiklikler takip edilir. Glokom gelişimi açısından dikkate alınması gereken birçok risk faktörü vardır. En önemli risk faktörleri arasında yaş, artmış göz içi basıncı, ailede glokom hikayesi, miyopi ve hipermetropi, eski göz yaralanmaları, korneanın ince olması, sistemik sağlık sorunları, diyabet, migren ve dolaşım bozuklukları sayılabilir. Göz hekimi bütün bu faktörleri dikkate alarak göz tansiyonu tedavisine başlayabilir ya da kişiyi muhtemel göz tansiyonu adayı olarak sıkı takibe alabilir. Yüksek risk taşıyan kişiler görme sinirinde olabilecek erken belirtileri yakalamak üzere düzenli takip edilmelidir."

"FARK EDİLMEDEN İLERLEYEN BİR RAHATSIZLIK"
Göz tansiyonunun tedavisi konusunda da bilgi veren Dr. Biçer, "Glokomun verdiği hasarın geri dönüşü mümkün değildir. Göz içi basıncını düşürmek glokom tedavisinin bilinen tek yoludur. Göz damlası, lazer cerrahisi ve ameliyat göz içi basıncını düşürerek hasar gelişimini önlemek için kullanılabilen yöntemleridir. Bazı vakalarda ağızdan alınan ilaçlar da kullanılabilmektedir. Glokomun hangi tipi olursa olsun periyodik muayeneler görme kaybını önlemek için çok önemlidir. Glokom siz fark etmeden ilerleyebileceğinden tedavinin zaman zaman yeniden düzenlenmesi gerekebilir" diye konuştu.
Glokomun genellikle her gün kullanılan damlalar ile tedavi edildiğini anlatan Biçer, "Bu damlalar aköz sıvının üretimini düşürerek veya ön kamera açısından geri emilimini artırarak göz içi basıncını düşürür. Glokom ilaçları görmeyi koruyabilir, ancak yan etkileride vardır. Gözde yanma batma, gözde veya göz çevresinde kızarıklık, çarpıntı, astım hastalarında solunum değişiklikleri, ağız kuruluğu, kirpiklerde uzama, görme bulanıklığı, göz rengi değişimi gibi yan etkiler oluşabilir. Lazer cerrahisi farklı glokom tipleri için kullanılabilir. Açık açılı glokomda göz içi sıvısının drene olduğu trabekulum dokusuna lazer uygulanır. Kapalı açı glokomunda lazer irisde bir pencere açarak sıvı akışını düzeltmek için kullanılır. Ameliyatla glokom tedavisi uygulandığında mikrocerrahi aletlerle göz içi sıvısının gözden boşalması için yeni drenaj kanalları yaratılır. Hekim görme sinirini korumak için gerek duyduğunda cerrahi önerebilir. Cerrahi sonrasında hasta genellikle aynı gün evine gönderilebilmektedir. Kliniğimizde klasik glokom ameliyatları yanı sıra en güncel teknoloji trabektom cihazı ile de hizmet vermenin mutluluğunu yaşıyoruz" şeklinde konuştu.

DEVLET HASTANESİNİN BÜYÜK BAŞARISI
Manisa Devlet Hastanesi'nin Türkiye'de sadece İstanbul'da özel bir hastanede bulunan trabektom cihazını temin ederek, kullanmaya başladığını belirten Dr. Biçer, 40 bin euroluk bu cihazla hastalara 10 dakikalık bir işlem uygulandığını söyledi. Cihaz hakkında bilgi veren Biçer, "Kliniğimizin bir aydır sahip olduğu trabektom cihazı Türkiye'de İstanbul'da bir özel hastane dışında kullanılan tek cihazdır. Trabektom cihazını kullanmadan önce, cerrahi müdahalede konjonktiva ve sklera dokusunun geniş olarak açılması gerekirdi. Bu tip bir cerrahi hastanın gözünde aynı zamanda travma oluşturmaktadır. Trabektom yardımı ile yapılan yeni minimal invazif cerrahi yöntem ile gözde geniş kesiler yapılmasına gerek kalmamaktadır. Yaklaşık 40 bin euroluk bu cihaz çıplak gözle bakıldığında basit bir iğneye benzemektedir. İşlem korneaya yapılan 1.7 mm'lik küçük bir kesiden uygulanmaktadır. Göz içerisinde sıvının drenajına engel oluşturan trabekulum dokusu cihazın ucundaki radyofrekans koter yardımıyla alınmaktadır. Böylece sıvının tekrar olağan yolundan engelsiz akımı temin edilmektedir. Uygulamanın riskleri düşüktür, çoğunlukla komplikasyonsuz 10 dakikada gerçekleştirilebilir bir işlemdir. Hastanın işlem sırasında uyutulması gerekmemektedir, genellikle lokal anestezi ile uygulanabilir. Yeni cerrahi yöntem ile göz içi basınç yüzde 30 kadar düşürülebilmektedir. Bu nedenle göz içi basıncının hafif-orta derecede düşürülmesi gereken hastalarda uygulama ideal sonuç vermektedir. Ancak göz basıncının çok yüksek olduğu hastalarda trabektom uygun değildir. Bu tip vakalarda konjontivanın geniş açıldığı klasik yöntemin uygulanması gereklidir. Yaklaşık olarak glokom ameliyatı olan hastaların yarısı trabektom uygulamasından yarar görebilir" dedi.
(ÖND-CC-Y)

14.02.2013 12:27:05 TSI

Editör: Wan Haber