Açıklamalarda bulunan Dr. Bilal Acar, soğuk havanın vücudu olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Soğuk ve karlı havalarda beslenme ve giyinmenin büyük önem taşıdığını dile getiren Dr. Acar, “Soğuk hava damarlarda daralma meydana getirmektedir. Özellikle kalp ve damar hastaları mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalılar. Soğuğa karşı göğüs ve yüz kısmının kalın giysilerle korunması gerekir. Kalp hastaları sıkı giyinerek sokağa çıkmalı, kesinlikle soğukta tok karınla yürüyüş yapmamalılar. Kışın soğuk günlerde, sıcak günlere oranla damarlar daha da daralmaktadır. Sıcak havada damarlar genişler. Soğuk havada ise daralır. Dolayısıyla kalp, damar ve şeker hastaları soğuktan çok fazla etkilenir. Damarlarında tıkınma ve daralma olan hastaların, soğuk havada damarları daha da daralır. Bu da kalp hastalarında krizi tetikleyebilir. Kalp damar hastası olanlar ve özellikle yaşlılar mümkün olduğunca soğukta dışarı çıkmamalı” dedi.

Dr. Acar, soğuk havaların tüm yurdu etkisi altına aldığı şu günlerde romatizma hastalarının da şikayetlerinin artmaması için gerekli önlemleri almaları gerektiğine değinerek; “Eklemleri ve kemikleri birbirine bağlayan bağların en önemli görevi, eklemleri birbirinden ayırmak ve vücudumuzu taşımaktır. Yıllar içerisinde vurmalar, çarpmalar, ters hareketler, kilo alımı ve egzersiz yapmamak bağlarda hasara neden olur ve eklem bağlarının yıpranması kireçlenme ile sonuçlanır. Soğuk havalardan en çok etkilenen romatizmal hastalıkların başında kireçlenme gelir. Soğuk havalarda iyice sertleşen kireçlenmiş eklemler, geceleri ağrıyla uyanmaya sebep olur” diye konuştu.

Kış mevsimi ile birlikte grip ve soğuk algınlığı şikayetlerinin de arttığını hatırlatan Dr. Bilal Acar, grip ve soğuk algınlığından korunma yöntemi olarak ellerin sık sık yıkanmasına dikkat çekerek, “Grip olan insanların kalabalık ortamlarda bulunmaları, diğer insanların enfeksiyon kapmalarına neden olur. Öncelikle kalabalık ortamlarda bulunanlar yüksek risk altındadır. Özellikle yuvaya giden çocuklar, ilkokul öğrencileri, ileri yaştaki insanlar, kalp ve tansiyon hastaları gibi vücut direncinin düşük olduğu insanlar ile hastanelerde çalışan sağlık personeli; hem kalabalık ortamlarda bulunuyor olmaları hem de vücut dirençlerinin kolay düşmesi açısından risk altındadır. Grip, yaşlılarda ve kronik hastalık taşıyan bireylerde daha ağır seyreder ve ölümlere yol açabilir. Grip olan vatandaşlarımızın gribin sağlıklı bireylere bulaşmasını engelleyerek toplumda yayılmasını önlemek amacıyla mümkün ise işe, okula ve alışverişe gitmeyip, evlerinde dinlenmeleri gerekir. Öksürürken, hapşırırken ağzımızı bir kağıt mendille kapatıp, mendili hemen çöpe atmak, gribin etrafınızdaki sağlıklı bireylere bulaşmasını engelleyecektir. Özellikle toplu taşıma araçlarında, kreş ve okullarda, bakımevlerinde uygulanması bulaşmayı önemli ölçüde engelleyecektir. Ağzımızı elimizle kapatırsak, virüs bulaşmış elimizi etraftaki eşyalara değdirdiğimizde virüsün etrafa saçılmasına ve diğer insanlara da bulaşmasına neden oluruz” ifadelerini kullandı.

“GRİPTEN KURTULMAK İÇİN İSTİRAHAT ÖNEMLİ”
Grip tedavisi hakkında da bilgi veren Dr. Acar, “Grip enfeksiyonunun başlangıç döneminde antibiyotik kesinlikle kullanılmamalıdır. Çünkü grip virüslerle ortaya çıkan bir hastalıktır. Oysa antibiyotiklerin virüsler üzerinde etkisi yoktur. Grip tedavisinde öncelikle istirahat çok önemlidir. Bol C vitamini ve su tüketilmesini komplike olmuş bir gribal enfeksiyon varsa mutlaka bir hekime danışmakta fayda vardır” şeklinde konuştu.

Editör: Wan Haber