Van Özel İstanbul Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr Özgür Bülent Timuçin, "Şeker hastalığı, ülkemizde 20 yaş üzerinde görülen en önemli körlük sebebidir" dedi.
Türkiye'de her 100 kişiden 14'ünde şeker hastalığının mevcut olduğunu belirten Dr. Özgür Bülent Timuçin, Türk Diyabet Vakfı verilerine göre 40 yaş üstü her 5 kişiden biri, 50 yaş üstü her 4 kişiden de birinin şeker hastası olduğunu söyledi. Şeker hastalığının kalp krizi, damar tıkanıklığı ve ayak kesilmesi yanında körlüğe de neden olduğunu ifade eden Timuçin, "Şeker hastalığı, ülkemizde 20 yaş üzerinde görülen en önemli körlük sebebidir. Şeker hastasında en sık karşılaşılan göz sorunu tıp dilindeki adıyla 'diyabetik retinopati'dir. Diyabetik retinopati vücutta kanlanması olan hemen tüm organları etkileyen diyabetin gözdeki bulgusudur. Şeker hastalarının belli bir süre sonra göz dibinde gelişen değişiklere verilen isimdir. Göz dibi gözün arka kısmında yer alan ışığa hassas hücrelerden oluşan katmanlı bir yapıdır. Bu yapı kan damar ağıyla beslenmekte olup bozuklukları görme sorunlarıyla karşımıza çıkar. Ağ tabakada küçük damarlardaki tıkanıklıklar ve damar duvarı geçirgenliğinin artması sonucu beslenme bozukluğu gelişir. Bu beslenme bozukluğunun ağırlığına ve yaygınlığına bağlı olarak hastanın görmesi de etkilenir" dedi.
Şeker hastalarında karşılaşılan diğer göz sorunlarını da söyleyen Dr. Özgür Bülent Timuçin, "Görme sorunları, yukarıda da ifade ettiğimiz kalıcı görme kaybı ile sonuçlanan diyabetik retinopatinin yanında geçici görme bozukluklarından çift görmeye kadar geniş bir yelpazede yer alır. Gelip geçici görme bozuklukları kan şekerindeki dalgalanmalara bağlıdır. Bozukluk göz içindeki lensin su toplamasıyla ortaya çıkar. Gözün kırıcılığındaki bu değişiklikleri kişi gözlük numarasındaki değişiklikler olarak yaşar. Kan şekeri düzensiz giden bir hastada veya düzenli giden bir hastada kan şeker ayarında bozulmalar olduğunda görülebilir. 'Artık uzağı yakın gözlüğümle görebiliyorum' veya 'gözlüğüm yetmiyor' gibi şikâyetlerle gelir. Bu durumlarda kan şekeri yoluna girip bir süre böyle seyrettikten sonra yeni gözlük reçetesi vermeyi tercih ederiz. Şeker hastalarında çift görme veya gözlerde ani başlayan kayma durumlarıyla da sık karşılaşırız. Ayırıcı tanıda gerekli incelemelerden sonra kan şekerinin düzenlenmesi ile uzun dönemde çift görme veya şaşılığın düzeldiğini gözleriz. Şeker hastalarında katarakta da daha sık ve daha erken yaşlarda rastlıyoruz. Ancak hastanın görmesini etkileyecek başkaca bir göz sorunu yoksa son derece başarıyla gerçekleştirdiğimiz katarakt ameliyatı sonrasında hasta iyi bir görmeye sahip olmaktadır" diye konuştu.
Düzenli kontrolün de önemine değinen Dr. Özgür Bülent Timuçin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şeker hastalığına bağlı görme kayıplarının çoğu önlenebilir. Fakat burada bozukluğun erken teşhisi çok önemlidir. Şeker hastaları gözleriyle ilgili herhangi bir sorun fark etmeyebilirler. Çoğu zaman gözdeki sorunu hastanın herhangi bir şikayeti olmamasına karşın göz dibi muayenesi adını verdiğimiz bir yöntemle tespit etmekteyiz. Hastanın hiçbir şikayeti yoksa da yılda bir kez göz dibi muayenesi tekrarlanmalıdır. Diyabetik retinopati saptananlarda ya da gebelik gibi özel durumlarda takip aralığı daha kısa olmalıdır."

"DİYABETİK RETİNOPATİ TEDAVİSİ NEDİR?"
Bugün için diyabetik retinopati tedavisinde lazer ve göz içi enjeksiyon tedavileri uygulandığını söyleyen Dr. Özgür Bülent Timuçin, "Hastalığın daha ileri evrelerinde cerrahi müdahale de gerekebilir. Fakat burada belirtmemiz gereken önemli bir husus şudur ki, uygulanan tedavi ne olursa olsun hastanın kan şekeri düzenli gitmediği sürece herhangi bir tedavinin başarısından söz etmek mümkün değildir" dedi.
Lazer tedavisinden de söz eden Dr. Özgür Bülent Timuçin, lazer tedavisini Van Özel İstanbul Hastanesi Göz Kliniği'nde başarıyla uyguladıklarını söyledi. Dr. Özgür Bülent Timuçin, "Lazer tedavisi ayaktan yapılmaktadır. Hastanın hastaneye yatması gerekmez. İşlemden önce göz tomografisi ve göz anjiyosu verilerinin ışığında tespit edilmiş olan bozulmuş göz dibi alanlarına lazer uygulanır. Bozulmuş göz dibi alanları lazer ile yoğun ısıya maruz bırakılarak kurutulur. Hastanın göz bebekleri işlem öncesinde büyütülür. Böylelikle göz dibi daha iyi görünür hale gelir. Daha sonra anestezik göz damlalarıyla göz uyuşturulur. İşlemin yapılacağı göze yerleştirilen bir mercek yardımıyla lazer yapılır. İşlem 10-15 dakika sürer. İşlem genellikle ağrılı değildir, fakat tamamen konforlu olduğu da söylenemez. Ağrının fazla olduğu durumlarda ağrı kesici enjeksiyonlar ile işlem rahatlıkla devam ettirilir. Tedavi sonrasında lazer ışınının parlaklığından dolayı bir-iki saate kadar görme bozukluğu yaşanabilir. Birlikte başlayan baş ağrısı için ağrı kesici tabletler alınabilir" ifadelerini kullandı.
(MSA-Y)

16.01.2013 17:03:05 TSI

Editör: Wan Haber