Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, demiryollarında kullanılan sinyalizasyon konusunda dışa bağımlılıktan kurtulmak istediklerini söyledi.
Boynundaki bir rahatsızlık nedeniyle Denizli'de bulunan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Denizli gezisinin son gününde halkla buluştu. Bayramyeri Meydanı'nda Denizli kebabı yiyen Yıldırım, daha sonra esnafı ziyaret etti. Esnaf ziyaretleri sırasında aktardan zeytinyağlı sabun alan Bakan Yıldırım, parasını cebinden verirken para üstünü almayarak esnafa bıraktı. Kaleiçi Çarşısı'nda ziyaretlerini sürdüren Bakan Yıldırım, Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer'e ait Özerler Kuyumculuğu ziyaret etti. DTO Başkanı Necdet Özer ve kardeşi Cihan Özer tarafından karşılanan Bakan Yıldırım'a, nazar boncuğu hediye edildi. Nazar boncuğunu iç cebine koyan Yıldırım, cepte durmasının daha güvenli olacağını söylemesi il protokolünü kahkahaya boğdu. Esnaf ziyaretlerinin ardından Bayramyeri Meydanı'nda vatandaşlarla sohbet eden Binali Yıldırım, Japon turistlerle karşılaştı. Japon turistlerle İngilizce muhabbet eden Yıldırım, Pamukkale ve Denizli'yi nasıl bulduklarını sordu. Japon turistin Türkçe 'Teşekkürler' demesi üzerine kahkaha atan Bakan Yıldırım, turistin yüzünü okşadı. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, daha sonra yolda gördüğü karnesini gösteren bir öğrenci ile sohbet ederek karne hediyesi olarak harçlık verdi.
Bakan Binali Yıldırım daha sonra Denizli Ticaret Odası'nı ziyaret etti. Burada basın mensuplarının sorularını cevaplayan Yıldırım, Denizli'nin bereketli topraklar olduğunu söyledi. Denizli'nin girişken, temiz insanlarıyla Türkiye'nin büyüme yolunda önemli bir mihenk taşı olduğunu belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Günümüzü Denizli'de geçirdik. Şifa da bulduk. Boynumda bir sıkıntı vardı. Şimdi bayağı bir rahatlama oldu. Dolayısıyla herkese tavsiye ediyoruz. Denizli, Pamukkale ve oradaki termal tesisler şifa dağıtıyor."
Son 10 yılda çok önemli projelere imza attıklarını belirten Yıldırım, şunları söyledi: "Bu projeler, yüksek hızlı tren, hatların tamamen yenilenmesi, elektrikli olmayan hatların elektrikli hale getirilmesi, sinyalsiz hatların sinyalli hatlara getirilmesi, son olarak yerli demiryolu sanayi kurulması. Bunların hepsinde belirli bir mesafe aldık. Demiryollarında her şey dışarıdan alınırken, şu an yüzde 50'sinden fazlasını Türkiye'de yapar hale geldik. Bunların içinde en kritik olan sinyalizasyondur. Sinyalizasyonda henüz dışa bağımlılıktan kurtulmuş değiliz. Bu yüzden İTÜ, TÜBİTAK ve demiryolları bir proje başlattı. Bu projenin amacı yerli sinyalizasyon sistemini kurmak. Burada da önemli olan yazılım. Mesela 3 dakikada 5 dakikada bir tren kaldırdığımız zaman trenlerin zarar görmeden işletilmesi. Sinyalizasyon tren işletmeciliğinin emniyeti için olmazsa olmaz bir şey. Bu konuda dışa bağımlılıktan kurtulmak için bir çalışma yürütüyoruz. Çalışmalar iyi gidiyor. Alınan ilk sonuçlar başarılı. Ancak, tam anlamıyla emin olmamız lazım. Bunu bir hatta uygulamadan önce test yapıyoruz. Bu testte bütün ihtimalleri, aksilikleri aynı anda deneyerek sistemin sorunsuz çalıştığını görmek istiyoruz. Çalışma büyük oranda ilerledi. Test aşamasının ardından sinyalsiz hatlarda uygulamaya geçeceğiz."
(EV-SK-HO-Y)

06.02.2013 16:48:44 TSI

Editör: Wan Haber