Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanlığına Muharrem Yılmaz seçildi. İlk konuşmasını yapan Yılmaz, "Gerek terörün bitirilmesi, gerekse Kürt meselesinin çözüme ulaştırılması yolundaki tüm çabalara destek veriyoruz" dedi.
TÜSİAD'ın 43. Olağan Genel Kurulu'nda açılışı konuşmalarının ardından seçime geçildi. Oylama sonucunda, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz oldu. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak ilk konuşmasını yapan Muharrem Yılmaz, Kürt meselesinin çözüme ulaşması için destek verdiklerini belirterek, "İlk olarak; bu yıl Meclis'teki Uzlaşma Komisyonu'nun yeni Anayasa çalışmasını tamamlamasını ümit ediyoruz. Bu çalışmaların sonucunda, bireyi merkeze alan, hak ve özgürlük alanlarını kısıtlamayan, erkler arası dengeyi gözeten, yargı tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlayan bir temel yasaya sahip olmak en büyük beklentimizdir. TÜSİAD olarak bu sürece, elimizden gelen bütün katkıyı yapmaya devam edeceğiz. Yeni Anayasa, Türkiye'nin kronikleşmiş sorunlarının çözümü için de önemli bir adım atılmasını sağlayacaktır. Son bir ayın gelişmeleri kamuoyumuzun toplumsal barışa ulaşmak için meşru tüm yöntemlerin denenmesini desteklediğini göstermektedir. Bu bağlamda, gerek terörün bitirilmesi, gerekse Kürt meselesinin çözüme ulaştırılması yolundaki tüm çabalara destek veriyoruz" ifadelerini kullandı.

EKONOMİ DEĞERLENDİRMESİ
Ekonomik değerlendirme yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, "Ekonomik açıdan, 2008 krizinden hızlı çıkmış olmakla beraber, bu çıkışın 2009-2010 yıllarında makroekonomik dengesizliklere neden olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle, 2011 yılından itibaren bu makroekonomik dengesizlikleri gidermek amacıyla, bir dizi istikrar önlemi gündeme geldi. Bu önlemler başarıyla uygulamaya kondu ve ekonomide yumuşak iniş gerçekleşti. Bugüne kadar başarıyla uygulanmış olan para ve maliye politikalarını disiplinle devam ettirmek, ekonominin istikrar içinde gelişebilmesinin ön koşulu olmaya devam ediyor. Ancak, içinde bulunduğumuz düşük büyüme sürecinden süratle sıyrılmak için, sürdürülebilir büyümenin temel bileşeni olan mikro reform önlemlerinin hızla ele alınması gerekmektedir. Bu çerçevede, rekabet gücünü etkileyen tüm yatay kesen unsurları sanayi stratejisi bağlamında yakından takip ederken, diğer yandan da, sektör politikalarını dikkatle izleyecek ve sektör kuruluşlarıyla işbirliğine ve çalışmalarını desteklemeye devam edeceğiz. Bu çerçevede, üyelerimizin sektörel kuruluşlarında etkin bir varlık göstermelerini ve bu işbirliğine yardımcı olmalarını bekliyoruz" diye konuştu.
TÜSİAD Başkanı Yılmaz, hükümetin mikro reform alanlarında çözüm üretmek amacıyla gündeme getirdiği 'Yeni Teşvik Sistemi, Sanayi Stratejisi, Girdi Tedarik Stratejisi ve Güvenceli Esnek İstihdam Programı' gibi girişimlere, çalışma programlarında yer vereceklerini ifade etti. Yılmaz, "Sürdürülebilir büyümenin önündeki bir diğer engel olarak da, bölgesel gelişmişlik farklarını görüyoruz. Bu bağlamda, geçtiğimiz dönemde başlayan bölgesel kalkınma ajanslarıyla işbirliği anlayışının geliştirilerek sürdürülmesini sağlayacağız. Yerel iş dünyası örgütlerinin, bölgesel kalkınma ajansları paralelinde yapılandırılması ve bölgesel kalkınma planlarına etki edebilecek seviyeye getirilmeleri, öncelikli projelerimizden biridir. G-20 içerisindeki B-20 oluşumunda aktif olarak rol almaktadır. Türkiye'nin ekonomik gücünün artmasına koşut olarak, bu örgütler içerisindeki ağırlığımız da artmaktadır. Önümüzdeki dönemde gerek yurtdışı temsilciliklerimiz, gerek yeni oluşturacağımız 'Küresel Ekonomik İlişkiler Komisyonu' aracılığıyla, uluslararası kurumlardaki çalışmalara katılmaya, stratejik öneme sahip ekonomik, ticari ve yatırım ilişkilerinin geliştirilmesine ve sistemin bizim çıkarlarımızı da gözetecek şekilde tasarlanmasına katkı sağlamaya gayret edeceğiz" şeklinde konuştu.

"AB'NİN YAŞADIĞI KRİZ, ER YA DA GEÇ SONUÇLANACAKTIR"
AB konusuna da değinen TÜSİAD Başkanı Yılmaz, "Bu konunun bugünlerde pek de popüler olmadığının farkındayım. Ancak, AB'nin yaşadığı kriz, er ya da geç sonuçlanacaktır. AB kendisini yeniden tanımlar ve yapılandırırken, Türkiye'nin bu sürecin içinde olup, katkıda bulunmasının çok önemli olduğu kanaatindeyim. Yeni AB mimarisinin nasıl şekilleneceği konusunda, AB üyesi muhatap örgütlerimiz ile kapsamlı bir çalışma gerçekleştirmeyi planladığımızı da duyurmak isterim. AB'yle 1996 yılında gerçekleşen Gümrük Birliği ile başlayan süreçte, ülkemiz önemli bir dönüşümü gerçekleştirmiştir. Gümrük Birliği, ekonomimize rekabet gücü kazandırırken, tam üyelik süreci demokrasimizin standartlarının yükselmesini sağlamıştır. Yanı başımızda bulunan 500 milyon nüfus ve ortalama 35 bin dolarlık kişi başına gelirle 17.5 trilyon dolarlık bir pazar oluşturan Avrupa Birliği'yle müzakere sürecini canlandırmak, en önemli önceliklerimizden biri olmalıdır" diye konuştu.
Dünyada yaşanan "derin güç kaymasının" Türkiye'yi de etkilediğini söyleyen Yılmaz, "Çin ve Hindistan baş döndürücü gelişme hızlarıyla geleceğin önde gelen ülkeleri olmaya adaydır. Rusya, petrol ve doğalgaz geliriyle elde ettiği gücünü, dünya siyasi arenasına yansıtma gayretine devam edecektir. İran nükleer enerji programıyla bölgemizdeki ağırlığını artırmayı hedeflerken, Irak'ta istikrarsızlık ihtimali artmaktadır" dedi.

SURİYE'DEKİ İÇ SAVAŞ
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Suriye konusuna da değinerek sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Suriye'de yaşanan trajik iç savaşın ne zaman biteceğini ise hâlâ kestiremiyoruz. Kuzey Afrika'da, 'Arap Baharı' süreci, yepyeni, umut verici ama belirsiz gelişmelerin önünü açtı. Tüm bunlar, ülkemizin yaptığı her tercihte dikkate alınması gereken gelişmelerdir. 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesinin, dünyanın bu çalkantılı ortamında, özellikle bölgemizde barış içinde yaşamanın anahtarı olduğuna inanıyoruz. Yönetim Kurulu olarak çalışma planımıza ışık tutacak meseleler ve bunlarla ilgili tespitlerimizi sizlerle paylaştım. Bu gündemin gereklerini yerine getirirken sizlerin desteğine, önerilerine, uyarılarına ihtiyacımız olacak. Yeni bir yapılanma döneminin eşiğinde, TÜSİAD'ın öncülük görevinin her zamankinden daha önemli olduğu kanısındayız. Ümit ediyoruz ki, çabalarımız sonucu iş dünyamız daha geniş ve kapsamlı bir temsil gücüne kavuşacak ve bu sayede, ülkemizin temel sorunlarının çözümü için gerekli toplumsal mutabakata daha etkili katkıda bulunabileceğiz."
(MH-ET-OK-E)

17.01.2013 14:27:08 TSI

Editör: Wan Haber