Türk tarımının Ar-Ge çalışmaları sayesinde 2023 yılında 40 milyar dolar ihracata ulaşmasının hedeflendiği belirtildi.
Türkiye'nin tarım sektöründe AR-GE çalışmalarına büyük önem verdiğini belirten Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Doç. Dr. Masum Burak, son 10 yılda Türkiye'nin AR-GE'ye ayırdığı kaynağın Gayri Safi Milli Hasıla'nın binde 50'sinden, binde 86'ya çıktığını, 2023 yılı hedeflerinin ise yüzde 3 olduğunu, bu sayede 2023 yılında 40 milyar dolar tarım ürünleri ihracatı yapan dünyanın 5. Büyük ülkesi olmayı hedeflediklerini kaydetti.
Ege İhracatçı Birlikleri, Teta Teknik Tarım, Agropol ve Ege Biyoteknoloji'nin ev sahipliğinde gerçekleşen "Türk Tarımında İşbirliği, Yenilik ve Gelişim" isimli toplantıda konuşan Burak, TAGEM olarak yaptıkları Ar-Ge çalışmaları sayesinde çekirdeksiz limon üretimini başardıklarını, çeltik tohumunda ithalatçı konumdan ihracatçı konumuna yükseldiklerini, ilk yerli patates çeşitlerini geliştirdiklerini ve tescile sunduklarını, Yerli F1 hibrit sebze tohumu kullanımını yüzde 45'e çıkardıklarını, kiviyi Türk tarımına kazandırdıklarını, kalkan balığını Türk su ürünleri sektörünün üretimine sunduklarını anlattı.
Dünya genelinde 1 milyar insanın her gün yatağa aç girdiğini, 1.4 milyar insanın ise obez olduğunu ifade eden Burak, "Tarımcılar olarak bizim görevimiz bu dengeyi sağlamak. Ar-Ge olmazsa olmaz konumunda. Gelişmişlik ARGE'ye gayri safi milli hasıladan ayrılan kaynakla ölçülüyor. ABD'de bu oran yüzde 3, AB'de yüzde 1.90, İsrail'de ise 4.28 seviyesinde Türkiye son 10 yılda ARGE'ye ayırdığı kaynağı 4 kat arttırmasına rağmen binde 86 düzeyinde. 2012 yılında 151 milyon lira kaynağı ARGE'ye aktardık" dedi.
Tarım sektöründe başarının anahtarının ARGE olduğunu vurgulayan Burak, kalifiye eleman, fiziki altyapı ve bütçe sac ayağının doğru kurgulandığında başarının geleceğini belirtti.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İzmir İl Müdürü Ahmet Güldal ise, Türkiye'nin tarım ekonomisi büyüklüğünde dünya genelinde 7. Avrupa'da ise birinci sırada yer aldığını belirtti. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın desteklemeleri, hibeleri, kredileri ve teşvikleri hakkında bilgi veren Güldal, Bakanlık olarak tarım sektöründe yüzlerce destek verdiklerini, İzmir'in merkez konumunda olduğu organik tarımda 1600 çiftçi ile üretim yaptıklarını 920 işletmeye 1 milyon 720 bin TL organik tarım desteği, 61 işletmeye ise 224 bin 819 TL iyi tarım uygulamaları desteği verdiklerini kaydetti. Türkiye'nin en çok süt üreten ilinin İzmir olduğuna dikkati çeken Güldal, "Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak 2012 yılında süt üretimine 35 milyon 584 bin TL destek verdik. Süt ile ilgili yapılan dağıtım kampanyaları da süt üreticilerine ciddi nefes aldırdı" şeklinde konuştu.
"Tarımsal Teşvikler ve Kırsal Kalkınmada Gereken Yeni Açılımlar; Ortak Makine Kullanımı" konulu bir konuşma yapan Doç. Dr. Ömer Tömek ise, Türkiye'de sıfır faizli destekler nedeniyle son yıllarda tarım sektörünü bilmeyen büyük sermaye gruplarının tarım sektörüne girdiğini, bu grupların arazi sahibi olmadan yatırıma girdikleri için son 2 yıldır ciddi paralar kaybettiklerini söyledi. Tarım sektörüne yeni yatırım yapacak kişilerin eğitiminin çok önemli olduğunu savunan Tömek, tarım sektöründe istihdam edilen ziraat mühendislerinin eğitimden geçmesi gerektiğini, sektöre yeni giren çiftçilerinde bu konuda deneyimli çiftçilerin yanında eğitilmelerinin bir yöntem olabileceğini anlattı. Tarım sektöründe kaynakların doğru kullanılması halinde Türkiye'nin kazançlı çıkacağını anlatan Tömek, "Küçük işletmeleri daha kaliteli ve etkin üretim yapar hale getirmemiz lazım. Destek verirken birincisi çiftçiye verilmesi lazım. Mevcut işletmeye ehil olması kaydıyla modernleşme gelişme imkanı sağlanmalı, ortak sağım merkezleri çözüm olabilir, müşterek makine parkları daha az enerji harcayarak, daha kaliteli ürün üretmek mümkün. Doğru yönetildiği takdirde kırsalda 20-30 inekli bir işletmesi olan kırsalda bey gibi yaşar" diye konuştu.
(MB-İK)

30.01.2013 09:57:06 TSI

Editör: Wan Haber