Baba Çolak, "Oğlumu kendi elimle ölüme götürdüm." dedi. Aynı madenden emekli olan baba Çolak, şirketin son zamanlarda işçiye de önem vermediğini öne sürdü.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Soma davasının beşinci oturumu altıncı celsesinde, öğleden sonra verilen aranın ardından faciada hayatını kaybeden madencilerin aileleri ve yakınları dinlendi. Maden faciasında hayatını kaybeden 26 yaşındaki Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak kendisinin de aynı madenden emekli olduğunu söyledi. Şirketin son zamanlarda işçiye önem vermediğini iddia eden Çolak, oğlunun da madende çalışmak istediğinde, ilk olarak kendisine geldiğini belirtti. Çolak, "Kendi elimle götürdüm. Madene girmesinde torpil yaptım. Ayaklara göre daha rahat olan bacalarda çalışsın diye. İki yıl çalıştı. Madenci bir arkadaşını kaybedince korktu, işi bıraktı. 6 -7 ay boş kaldı. Çocuğu oldu. Tekrar madene başladı. Madende şartların zor olduğunu, 'sizin zamanınızdaki gibi değil' diyordu. 13 Mayıs günü ocağımıza incir ağacı diktiler. Keşke üretime önem vereceklerine, cana önem verselerdi 301 kişi yaşıyor olurdu. 433 çocuk yetim, 255 kadın dul kaldı. İsmail Adalı 'ben ocağın Allah'ıyım' diyecek gücü nereden alıyordu? Bu tür insanlarla aynı havayı teneffüs ettiğim için utanıyorum. 301 kişiye kader, fıtrat denmesini kabul etmiyoruz. Hava zamanında ters çevrilmiş olsa belki yarısından fazlası yaşıyor olurdu." diye konuştu.

"CENAZESİNİ DÖVMESİNDEN TEŞHİS ETTİM"

Madende 2012 yılında yaşanan bir kazadan sonra oğlunun korktuğunu ve işi bıraktığını ancak 6 ay sonra işe geri döndüğünü anlatan acılı baba Çolak, "Ben oğlumu kolundaki dövmesinden teşhis ettim. Cenazeler çıkarıldığında yüzleri soyulmuştu. Yanmışlardı. 'Biz savaştan çıkmadık. Davacıyız, ilgili kamu görevlilerinden, müfettişlerden, devletten, sarı sendikadan. 2 torunum kaldı, 2 ve 4 yaşında. Bana 'baba' diyorlar. Bir çocuğun dedesine baba demesi ne demek bilir misiniz hakim bey. Vereceğiniz karara saygılıyız. Tarih sizi de unutmayacak. Sanık avukatlarını da unutmayacak." dedi.

"SANIKLARIN KARŞISINDA EŞİNİN FOTOĞRAFINI İKİYE BÖLDÜ"

Olayda eşi İsa Sevben ve eşinin kardeşi Erdoğan Sevben'i kaybeden Nurten Sevben ise kürsüye geldiği sırada eşiyle birlikte çekilmiş bir fotoğrafını çıkardı. Ardından sanıklara doğru dönen Nurten Sevben fotoğrafı ortadan ikiye yırtarak "Bakın biz böyleydik, bizi böyle yaptılar." ifadesini kullandı.

Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın uyarısının ardından Nurten Sevben sanıklara arkasını döndü. Sanıklardan İsmail Adalı'nın ismini eşinden sürekli duyduğunu dile getiren Sevben, madencilerin Adalı'ya Azrail dediğini söyledi. Müfettişleri eleştiren Sevben, "Müfettişler gelince oğlaklar hazırlanırdı, Kınık'taki barlar kapatılırdı. Müfettişler ocağa inmezdi." ifadelerini kullandı.

Sevben'in ardından ifade veren Gülfidan Köse, Saime Doğan, Fatih Alkaç, Hüsniye Coşkun da şikayetçi olduklarını söyledi. Madenci yakınlarının ifadeleri sırasında salondaki diğer madenci yakınlarının ise ağlaması dikkat çekti.

Soma davasının beşinci duruşmasının yedinci celsesine 23 Aralık Çarşamba sabah saat 09.00 şehit madenci ailelerinin ve yakınlarının dinlenmesiyle devam edilecek.

301 MADENİCİNİN ÖLDÜĞÜ OLAY

Manisa'nın Soma ilçesi Eynez mevkiinde Soma Kömürleri İşletmeleri AŞ tarafından işletilen maden ocağında 13 Mayıs 2014'te saat 15.00 sıralarında başlayan yangında, 420 metre derinlikte ve 3,5 kilometre uzunluğundaki galeriler dumanla dolmuş, faciada 301 madenci ölmüş, 162 işçi sağ kurtarılmıştı. Olayla ilgili soruşturma sonucunda açılan davada tutuklu 8 sanık, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor. Tutuksuz 38 sanık hakkında ise 'taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis isteniyor. Bunlardan 25'i hakkında da bu suçları 'bilinçli taksirle' işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.

Editör: Wan Haber