İlhan Siyahtaş

Depremin yıldönümü nedeniyle deprem anıtında yapılan anma törenine DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Büyükşehir Belediye Eş başkanları, İpekyolu Belediyesi Eşbaşkanı Aygül Bidav, STK temsilcileri ve TMMOB üyeleri katıldı. Deprem saatinin olduğu 13.41’de bir dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasını okuyan TMMOB İKK sekreteri Şemsettin Bakır “ Üç yıl önce 23 Ekim 2011`de 610 insanımızın hayatına mal olan bir deprem yaşadık. Henüz İlk depremin yaraları sarılmadan 9 Kasım`da gerçekleşen ikinci deprem ile bu defa 34 insanımızı kaybettik. Depremlerde hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor, bu ülkenin mimar, mühendis ve şehir plancılarının örgütü TMMOB ve ona bağlı Odaları olarak yakınlarını kaybedenlerin acılarını paylaşıyoruz. TMMOB olarak, öncelikle bir doğa olayı olan depremin 23 Ekim ve 9 Kasım da afete dönüşmesi nedeniyle Van halkının acılarını, dayanışma duygularımızı paylaşmak için depremin ilk gününden bu güne kadar halkımızın yanında yer aldık. Daha fazla mağduriyet yaşanmaması için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek; ama aynı zamanda bilimin gözüyle gerçeğe ışık tutmak, yeni acılar yaşanmaması ve yaşananlardan ders çıkarılmasını istediğimiz için hep halkımızın yanında olduk” dedi. 

Gerçekler Cesurca İfade Edilmiştir

 Bakır “ TMMOB tüm gerçekleri cesurca, yılmadan ifade etmektedir. 1999 depreminin ardından Türkiye‘nin deprem gerçeği enine boyuna tartışıldı, bilim insanları, meslek odaları ve duyarlı siyasetçiler söz konusu gerçeğe uygun politikaların geliştirilmesi ve ivedilikle hayata geçirilmesi noktasında kendi mecralarında sorumluları uyardı, raporlar hazırladı, öneriler sundu. Bu çalışmalar dikkate alınıp acil önlem alınsaydı bugün bu acılar yaşanmıyor olacaktı. TMMOB ve bağlı odaların sözleri siyasal iktidarlarca dinlenmiş olsaydı bugün buradan, Van depreminin yıl dönümünü anmış olmayacaktık ve Van halkına sesleniyor olmayacaktık.

Bütün bu genel değerlendirmelerin de ötesinde; TMMOB’a bağlı Odalar tarafından Van, Erciş ve köylerinde yapılan inceleme ve tespitler sonucunda yaşanan yıkımın ve can kayıplarının nedenin deprem değil, planlama, mimarlık-mühendislik bilim ve teknik gereklerini yerine getirmeyen planlama yapılaşma üretim ve denetim sistemi ve özellikle kırsal bölgelerde yaşanan toplumsal yoksulluk olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır” dedi.

 

Ciddi Anlamda Rol Aldık

 

Bakır “ Bilinmelidir ki, afet gibi insanlığı bir araya getiren siyaset üstü bir durumda dahi TMMOB ve bağlı Odaların birikimlerini elinin tersiyle iten hükümet, bilim insanlarının uyarılarına kulak asmayan yaklaşım, Van depremlerinin öncesinde ve sonrasında yaşananlarda da ciddi rol oynadı. Van ve Erciş’te yapılan hasar tespit sonucunda, 162.459 binada inceleme yapılmış, 147.675 bina değerlendirmeye tabi tutulmuş, Van Genelinde (Van Merkez, Erciş, Edremit ve Bostaniçi) 72.242 bina, konut, işyeri ve ahır yıkık ve ağır hasarlı olarak tespit edilmiştir. Bunun 28532’si bina, 33016’sı konut, 8254’ü ahır, 2440’ı işyeri olarak tespit edilmiştir” dedi.

Jeolojik Etütler Temmuz 2012 Tarihinde Tamamlanmıştı

 

Bakır “ İlimiz özelinde TOKİ`nin depremlerin hemen ardından inşaatlara başlamış ve akıl almaz bir hızla inşaatları tamamlamış olmasıyla övünülmektedir. Oysa Van’ın jeolojik etütleri Temmuz 2012 tarihinde tamamlanmıştır. Elbette Van halkının yaşamının bir an önce normale dönmesini sağlamak gerekmektedir. Ancak bu hız Van halkına güvenilir konutlar üretmenin önüne geçiyorsa, siyasi kaygılarla sadece günü kurtarmak amacıyla hareket edildiği şüphesi doğrulanmaktadır. Bu anlamda fay hattı üzerine inşa edildiği söylenen yapılara dair spekülasyonlar bir yana, TOKİ`nin anahtar teslimi yaptığı birçok yerde su gibi ciddi altyapı sorunları yaşandığı bilinmektedir. Hükümet Van depreminde sosyal devlet görevini bir tarafa bırakarak, TOKİ konutlarını maliyetinin çok üzerinde Vanlı depremzedelere satmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2012 yılı yapı yaklaşık birim maliyetleri III. Sınıf B grubu m2 maliyeti tenzilatsız 560 TL iken, bu fiyata yüklenici tenzilatı uygulandığında m2 maliyeti yaklaşık olarak 450 TL'nin altına inmektedir. Ancak TOKİ’nin yaptığı konutlarda m2 maliyeti 1050 TL olarak hesaplanmıştır. Sözde depremzede vatandaşın evi yıkılmış diye m2 başına 300 TL’yi indirerek m2 başına 750 TL ye vatandaşa 98 m2’lik evleri satmıştır. Yani bir evin maliyeti yaklaşık olarak 44.000 TL iken TOKİ deprem konutlarını % 60 civarında karla vatandaşa 80.000 - 93.000 TL'ye satmıştır. Vanlı depremzedeler evsiz kaldıklarından dolayı mecburiyetten satın almak zorunda kalmışlardır.
Deprem tehlikesi yapı üretiminde köklü değişiklikler yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Oysa siyasi iktidarın bu yöndeki değişiklikleri Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini göz ardı etmekte, aksine mühendislik mesleğinin önemini azaltmaktadır.

Yapı üretim süreci çerçevesinde yapılan son değişikliklerle Meslek Odalarının devre dışı bırakılmasıyla birlikte denetimsizliğe mahkûm edilmiştir. Meslek Odalarını devre dışı bırakmak güvenli yapı üretimini engelleyecek sonuçlar doğurmaktadır. 
Deprem üzerinden üç yıl geçmesine rağmen hala bu kentte ve insanlarımıza yakışır bir imar planı yapılmamıştır. Yapılan imar planı kentimizin ve halkımızın sosyolojik, ekonomik ve ekolojik yapısına uymayan ve sadece ranta dayanan bir imar planı durumunda olduğu herkesçe bilinmektedir. 
Biz mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak insan hayatının en yüce değer olduğunun bilinciyle ve bilimin bu değere hizmet etmesi gerektiğine duyduğu inançla, sadece büyük şovlarla kamuoyuna sunulan uygulamaların sadece maskesini düşürmek için değil, aynı zamanda yaşanan sorunlara bilimin önderliğinde çözümler üretilmesini sağlamak için de bugün yine buradayız” şeklinde konuştu. 

Editör: Wan Haber