Hasta tutsakların gelinen süreçte halen cezaevinde tutulmasına anlam vermediğini söyleyen Van Barosu Başkanı Murat Timur, sürecin ilerlemesi için, halkın beklentilerinden biri olan cezaevlerinde başta hasta tutsaklar olmak üzere tüm siyasi tutsakların derhal serbest bırakılması gerektiğini vurguladı. 

PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından başlatılan çözüm sürecinde aradın geçen zamana rağmen hükümet tarafından halen adım atılmış değil. Van Barosu Başkanı Murat Timur süreçle birlikte tutuklu ailelerinin büyük beklenti içerisine girdiğini vurgulayarak, yargının Cumhuriyet döneminden itibaren adil yargılama ve toplumsal sorunlar karşısında duyarsız bir kurum olarak kaldığını kaydetti. Özel yetkili mahkemeler, istiklal mahkemeleri ve DGM'lerin her zaman siyasal iktidarların aygıtı olarak görev yaptığını söyleyen Timur, Cumhuriyet döneminden itibaren var olan mahkemelerin sadece isim olarak değiştiğini ve adil yargılama konusunda bir adım yol kat etmediğini dile getirdi. Timur, "Bu mahkemeler adalete olan inanç konusunda da toplumda ciddi problemlere sebep oldu. Diyarbakır KCK davasına bakıldığı zaman 5 yıla varan yargılama süreleri ve sanıkların büyük bir kısmının tutuklu bir durumda olması mevcut olacak cezalarında bu şekilde infaz edildiği gösteriyor. Bu mahkemelerin tutuklama ile ilgili gerçekleştirdikleri uygulamalar adil yargılamada insanlar içerisinde de yeni kavramlar ortaya çıkardı. Tutuklu ailelerinde bu durum kesin bir şekilde kendisini gösteriyor. Tutuklu aileleri hiçbir zaman çocuklarını tutuklu olarak görmeyerek tutsak, esaret ve rehin olarak tanımladı. Bu da insanların artık adalet duygularının tamamen yok olduğu ortaya koyuyor" dedi.

'Hasta tutsakların tutuklu olmasına anlam veremiyorum'

Son süreçle beraber ailelerde ve toplumda başta hasta tutsaklar olmak üzere siyasi tutsakların serbest bırakılma beklentisinin olduğunu söyleyen Timur, yargının bu noktada ciddi sorumluluk göstererek, yükümlülük alması gerektiğini kaydetti. Yargının Cumhuriyet döneminden itibaren özgürlükler önünde sürekli ciddi bir engel olarak ortaya çıktığını dile getiren Timur, "Bu dönem içerisinde barış sürecine katkı anlamında artık adaletin özgürlükler lehine genişletilmesi lazım. Yeni oluşacak paketin oldu bittiye ve toplumun beklentilerini karşılamaktan uzun bir paket olarak düzenlenmemesi gerekiyor. Bu paket düzenlenirken hem siyasi partilerden hem de bu konuyla alakalı yerlerden de görüş alınmalı. Toplumla iç içe olan ve toplumun beklentileri ile toplumun nabzını yakından izleyen kurumlardan yardım alınmalıdır. Hasta tutsakların da bu döneme kadar hala tutuklu olmasına hiçbir anlam veremiyorum. Açlık grevi eyleminden beri açlık greviyle de bağlantılı olan ve tedavisinin zamanında ve süresinde yapılmayan birçok tutsak bu dönem içerisinde hastalıkları ciddi bir şekilde ilerlemiş. Hayati tehlikesi olanlar var. Bunlara en kısa süre içerisinde yargının gereken cevabı verebilmesi gerekiyor. Bu tutsakların özel durumları göz önünde bulundurarak derhal serbest bırakılmalı" diye belirtti. 

'İktidar istediği zaman hukuku uyguluyor istemediğinde uygulamıyor'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarının görüş için yaptıkları başvuruların çeşitli gerekçelerle engellenmesine de değinen Timur şunları kaydetti: "Sürecin rasyonel bir şekilde işleyip işlemediği konusunda toplum içerisinde de ciddi bir endişe duyulmakta. İmralı'daki görüşmelere baktığımız zaman siyasiler, Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmelerini yapabilirken, avukatların Sayın Abdullah Öcalan'ın görüşme istekleri kabul edilmiyor. Avukatların hem ceza mahkemesi yasası hem de avukatlık kanunu gereği kendi vekilleriyle haftalık görüşmelerini gerçekleştirmeleri gerekiyor. Ancak hükümet buna izin vermiyor. Burada şu sonuç öne çıkıyor; Siyasal iktidar, istediği zaman hukuku uyguluyor istemediği zaman hukuku uygulamıyor. Bir toplumda eğer hukuk tamamen siyasal iktidarın talimatı altına girerse bu toplumda artık bir huzursuzluk ve kargaşa oluşur. Bu endişe artık toplumun tüm kesimine ulaşır. Eğer toplum içerisinde adil bir yargılama gerçekleşmezse bu toplumun geleceğinin sağlıklı bir gelecek oluşturup oluşturmadığı konusunda ciddi kuşkular taşır. Çözüm için başlayan sürecin toplumda hayal kırıklığına dönüşmemesi için siyasal iktidarın da gereken adımları çok kısa süre içerisinde atması gerekiyor. Türkiye'deki bütün halklar birlikte yaşama arzusunu son 6-7 ay içerisinde daha kuvvetli bir şekilde gördü. Bu arzuyu artık somut şeylere dökmek gerekiyor. Demokratikleşme paketi de bu anlamda bütün toplum içerisinde ciddi bir umut oluşturdu. Buda toplumun bütün kesimlerinin katılımıyla olgunlaştırılmalı ve toplumun beklentilerini uygun bir şekilde ortaya çıkarılmalı."

Hasan Yoldaş - DİHA

Editör: Wan Haber