Gazete, son bir ay içinde PKK ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar yüzünden Diyarbakır’ın Sur ilçesini terk edenlerin sayısının da 20.000 civarında olduğunu yazdı. Habere imzasını atan Hannah Lucinda Smith, Diyarbakır’ın merkezi Sur’u ‘savaş bölgesi’ olarak tanımladı.

Haberde, Türkiye’nin birçok yerinde yeni yıla hava fişeklerle girilirken Sur’un ise yeni yıla çatışmalarla başladığına dikkat çekildi ve Sur’u terk edenlerden 67 yaşındaki Hamdi Zengin’in şu sözleri aktarıldı:

“İstanbul başka bir ülke. Buradan farklı bir dünyada yaşıyorlar. Onlar normal yaşıyor. Bizim burada polis evlerimizi basıyor, çatılarda keskin nişancılar ve her yerde barikatlar var.”

”Alışmış görünüyorlar”

Muhabirin izlenimlerinin şöyle:

“Hergün alacakaranlıkta ezan seslerine tüfek sesleri eşlik ediyor. Sur’ın kalbinde sokağa çıkma yasağı var ve etrafındaki sokaklar kontrol noktaları, kum torbalarıyla çevrili. Çatışma bölgesindeki çoğu dükkan sahibi bırakmış, taksi şoförleri bölgenin yakınına gitmeyi reddediyor.

Burada yaşayanlar bu yeni duruma rahatsız edici şekilde alışmış görünüyorlar. Sokakta ilerleyen yaşlı kadınlar, hemen yan sokakta çatışma başlayınca duraklamadan ilerlemeye devam ediyor. Hiçkimse göz yaşartıcı gazın keskin, bayıltıcı kokusu hakkında konuşmuyor.

Sur hızla, Suriye’nin çatışmaların başladığı ilk günlerindeki rahatsız edici bir kopyası gibi, ölüm yeri haline geliyor. Fakat burada PKKlı militanları destekleyenler arasında çok az sayıda kişi sınırın hemen diğer tarafında harap olan Halep’e odaklanıyor, onun yerine Suriye’deki Kürtlerin oluşturduğu yarı-devlet Rojava’yı görüyorlar.

Yerel Kürt partisinin binasında yaşlı bir adam ‘Biz bunu savaş olarak görüyoruz’ diyor. ‘Hepimiz IŞİD’e karşı savaşıyoruz, bunu da tüm dünya için yapıyoruz’ diyor.”

”Diplomasi kayboluyor”

Times gazetesi Diyarbakır’daki çatışma ortamının ‘Türkiye’deki Kürt hareketinde en saygın ve en ılımlı ses’ olarak tanımladığı Tahir Elçi’nin ölümünden sonra alevlendiğine dikkat çekiyor ve tırmanan şiddet ortamında barışçıl gösteri girişimleri ve diplomasinin giderek kaybolduğunu yazıyor.

Times gazetesine konuşan Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi de şunları söylüyor:

“Onun kadar tarafsız şekilde barış isteyen başka hiç kimseyi görmüyorum. Onu hangi gücün öldürdüğünü bilmiyorum ama eğer insanlar ona saygı duyuyorsa, barışa yakın, şiddetten uzak durmalılar.”

Times muhabiri Hannah Lucinda Smith ise, “HDP ile AKP arasındaki diyalogun kapanması ve yerini saldırı, misillemeler bırakmasıyla umudun nafile olduğu” yorumunu yapıyor:

“En ılımlı Kürt politikacılar bile PKK’nın şiddetini eleştirmekte isteksiz. Türk devleti bedeli ne olursa olsun militanları ezmekte kararlı görünüyor, bu da öfkeyi alevlendirip PKK’ya halk desteğini artırıyor.” (BBC Türkçe)

Editör: Wan Haber