Yaklaşık 18 yıl önce teskere günü firar ittiği iddia edilen ve Suriye topraklarında sırtından vurulmuş olarak bulunan er Nihat Özcan'ın ailesi, davanın zaman aşımına uğramadan sonuçlanmasını istiyor.
18 yıl önce Hatay Hassa Gökhan Sınır Karakolu'nda vatani görevini yapan Batmanlı Piyade Er Nihat Özcan, terhisine 4 gün kala hasta bir asker arkadaşı için karakol komutanı ile tartıştı. Özcan, iddiaya göre terhis olduğu gün firar ettikten sonra Suriye topraklarına kaçıp, Türkiye ile Suriyeli askerlerin karşılıklı çatışması sırasında öldürüldü. Nihat Özcan'ın tartıştığı komutanı tarafından öldürülüp, karakoldan 3 kilometre uzaklıkta Suriye topraklarına atıldığını iddia eden ailesi, olayın aydınlanması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı ve yetkililerden yardım beklediklerini belirtti. Davanın zaman aşımına uğrayabileceğini belirten Nihat Özcan'ın kardeşi Şeyhmus Özcan, davanın iddialara göre 20 yılı bulmasıyla zaman aşımına uğrayacağını ve dosyanın kapatılacağını kaydetti. Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na seslenen Şeyhmus Özcan, "18 yıldan beri davanın takipçisiyiz ancak son olarak Milli Savunma Bakanlığı'ndan bize gelen evrak bizi tedirgin etti. Evrakta 'dava zaman aşımı süresince soruşturmanın devamına karar verilmiştir' denmesi bizi derinden üzmüş ve hayal kırıklığına uğratmıştır. Çünkü davanın zaman aşımına uğramasına az bir zaman kaldı ve bu zaman zarfında davanın sonuçlanacağına inanamıyoruz. Ancak mahkemeye sunduğumuz tüm belge ve bilgileri vermemize rağmen halen bir sonuç alamadık ve hiçbir şekilde davayla ilgili bilgilendirilmedik. Genelde medyada gördüğümüz kadarıyla bizim olaya benzer birçok olay belge, kanıt ve tanık olmadığı halde araştırılıp aydınlatıldı. Bizim ise kendi komutanlarının hazırlamış oldukları resmi belgelerde kanıt olmasına rağmen neden aydınlatılmıyor. Bu belgelerden birkaçında babamın yerine gözle görülür şekilde sahte imzalar ve tanıkların yerine sahte imzalar atılmış. İfade tutanaklarının birbirini tutmaması, ayrıca belgedeki sonuç karar olarak Nihat Özcan'ın anne ve babasının kaldığı köyünün yakıldığından dolayı, dolaylı yerden haber aldığı ve bir anlık bunalıma girdiği ve bu sebepten dolayı firar etti deniliyor. Doğma büyüme merkezde ikamet etmişiz, hiçbir zaman köyde yaşamamışız. Köyümüzde yok ve evimizde kesinlikle yakılmamıştır. Belgeler masa başında bir senaryo gibi hazırlanmış. Ağabeyim Nihat Özcan'ı şehit bile saymamışlar. Tuğgeneral Erdal Ceylanoğlu tarafından 2 bin 500 lira para ödülüne layık görülmüş ve aldığı para ödülünü asker arkadaşlarına dağıtmıştır. Böyle bir asker teskere günü neden firar etsin? Bir deneyi başarmak için bin deney yapmak lazım derler, bir kişi değil bin kişiye sorsunlar, bin kişiden biri teskere günü firar ederse benim ağabeyim de ikincisidir deriz olayın peşini de bırakırız. Bu asker her ne kadar benim ağabeyim ise bu devletin de askeriydi. Devlet yetkililerinden bu olayın aydınlatılmasını ve ağabeyimin gerçek anlamda şehitliğinin verilmesini istiyoruz" dedi.
Annesinin o tarihten beri yüksek tansiyon hastası olduğunu anlatan Özcan, "Halen tansiyon ilaçları ile ayakta duruyor. Ailemiz dağıldı. Tek çaremiz Başbakan ve Cumhurbaşkanının sesimizi duyması. Bu davanın zaman aşımına uğramadan aydınlatılmasını, fail ve faillerinin bulunup cezalandırılmasını istiyoruz" diye konuştu.
(MŞY-YRT-CC-Y)

04.02.2013 14:52:38 TSI

Editör: Wan Haber