Kdz. Ereğli ilçesinde Özenç ve Karadeniz aileleri, hayatlarını yaklaşık 120 sokak köpeğinin bakımına adadılar. Taşıdıkları yiyeceklerle hayvanları besleyen iki aile, yaralı hayvanların da tedavi edilmesini sağlayarak yeniden hayata tutunmalarında yardımcı oluyor.

Amerika'dan döndü aldığı arazide kendini köpeklere adadı

48 yaşındaki Güler Özenç, hayatını 40’ın üzerinde köpeğin bakımına adadı. Ankara Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan Özenç, 2 yıl kadar Rusya, 13 yılda Amerika’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönerek ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre mesafedeki Abdi Köyü’nde arazi satın alarak köpekleri hayatta tutmak için mücadele etmeye başladı.

İşkence gören köpekleri yeniden hayata döndürdü

Yaşamını kardeşinin desteği ve Rusça ve İngilizce tercümanlık yaparak devam ettiren Özenç, her gün sırtında 10’larca kilo ağırlığındaki köpek mamalarını patika yoldan zorlu koşullarda taşıyarak köpeklerin karınlarını doyuruyor. Kendi köpeklerine bakmak için bir arazi ararken Abdi Köyü’ndeki yeri bulduğunu anlatan Özenç “Başlarına geçtim ve burada 1 yılım geçti. Bitişikte ki komşum olmasa benim burada tek başıma yaşamam çok zor. Çeşitli zorluklar yaşıyorum. Köpeklerin her biri farklı karakterlerde 41 tane köpeğin sorumluluğunu almış bulunuyorum. Onların birbirlerini incitmeden birlikte yaşamalarını sağlamak zorundayım. Bir hastalığı yada kusma olduğunda neden olduğunu bulmak zorundayım. Veterinerden tavsiye ve ilaç alıp iğnelerini kendim yapmak zorundayım. Çünkü araç olmadığı ve mesafe dolayısı ile oraya götürmemiz çok zor oluyor. Yolumuz henüz yapım aşamasında. Bizim için gerçekten çok emek isteyen bir süreç, burada bu kadar köpeğin bakımı ile ilgilenmek" dedi.

"Hepsinin ayrı adı ayrı hikayesi var"

Tüm köpeklere ayrı ayrı isim verip ezberlediğini anlatan Özenç, "Burada biz onlar için elimizden geleni yapsak da ideal bir ortam değil. İdeal olan bunların hepsinin bir ailenin bakımı altında olması. Hepsinin köyü hikayeleri var. Kimisi barınağa atılmış, kimisi sokağa terk edilmiş. Hepsinin isimlerini tek tek biliyorum. Hepsinin hikayesini bilmiyorum. Örneğin, Zarife’yi çocuklar İstanbul Dolapdere’de aracın altından bulmuş, hasta ve ölmek üzereyken. Şişli Belediyesi veterinerlerinin tedavi ettiği bir yavru köpekti. Şimdi büyüdü, sağlıklı, canlı ve enerji dolu bir köpek oldu. Şuradaki arkadaşımızın hikayesi çok daha kötü. Çok kötü şekilde kulakları ve kuyruğu kesilmiş, bir gözü çıkarılmış. Bunu kim ne için yaptı ve bunu anlatmakta kolay bir şey değil. Ama şu anda son derece keyifli bir hayatı var. Ölümden dönmüş aynı zamanda” diye konuştu.

Köpeklere bakmak için tatil bile yapamıyor

Köpekleri besleyebilmek için restoranlardaki yemek artıklarının kendilerine verilmesi çağrısı yapan Özenç, "Yolumuz yapıldığında onların yiyeceklerini artık sırtımızda taşımak zorunda kalmayacağız. Büyük bir konteyner olursa çok iyi olur. İnsanların işine yaramayan bir konteyneri burada çok güzel değerlendirebiliriz. Şu anda benim tek sponsorum kardeşim ve ben onun sayesinde bu kadar köpeği doyurabiliyorum. Bu işin tabi birde güzel tarafı var. Her sabah kalkıyoruz hep birlikte orman yürüyüşüne çıkıyoruz. Her sabah istisnasız gidiyoruz. Her defasında ilk defa gittikleri bir yermiş gibi sevinçten uçuyorlar. Benim liderliğimi kabul etmiş durumdalar. O yüzden birbirlerine çok fazla liderlik taslamıyorlar. Eğer buraya gelip, benimle kalıp onlara bakmak isteyen herkese kapımız açık, yerimiz var. Tek başıma, bu iş bana kaldığı için böyle. Ama burada herkes için yapacak çok iş var. Şu anda hayatımın önemli bir kısmını onlarla geçiriyorum. Onların iyi olması her şeyin önünde geliyor. Hafta sonu bir yere gitmiyorum, şehir dışına çıkmam çok zor. Çünkü onları bir gün, bir gece aç bırakmak doğru bir şey değil. Acil durumlarda komşumla dayanışma halinde gidebiliyorum" şeklinde konuştu.

En büyük isteği köpeklerin daha iyi koşullarda yaşaması

Bakımını üstlendiği köpeklerin daha iyi koşullarda yaşamayı hak ettiğini savunan Özenç, her birinin ayrı ayrı kulübesi olmasının kendisini çok mutlu edeceğini söyledi. İsteyen herkesin köpeklerin bakımını yaptığı alana gelerek yardımcı olabileceklerini belirten Özenç açıklamasında “Onların yaşam koşullarını daha iyi bir noktaya getirmek isterim. Örneğin her birinin ayrı bir kulübesi olsun. Yazın yanmasınlar, kışın üşümesinler. Burası benim aynı zamanda çok kitap okuduğum bir yer. Bir biri ardına romanları devirebiliyorum. Beslenme tarzım biraz farklı, hayvansal ürünler tüketmiyorum. Kendime ait bir mutfağım ve rahat yiyip içebileceğim bir ortamım var. Burada nefis oksijen ve temiz hava var. Herkesi bekleriz” ifadelerini kullandı.

Tiyatro ve ses sanatçısı gelirini köpeklerin beslenmesine harcıyor

Ablasına maddi ve manevi her konuda yardımcı olan tiyatro ve ses sanatçısı Barış Özgenç ise burada insan üstü bir gayret gösterdiklerini ifade etti. Barış Özenç konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: "Elimden geldiğince ablama yardım etmeye çalışıyorum. Çok insan üstü bir gayretle buradaki hayatı sürdürmeye çalışıyoruz. Burası geçen sene elimize geçti ve şu anda altından kalkabiliyoruz. Şu anda yolumuz yapılıyor ama halihazırda bir yolumuz yok. Yolsuz ve elektriksiz bir yerde Güler bu hayvanları yaşatmaya çalıştı. Bende elimden geldiğince finansal destek olmaya çalıştım."

6 köpek için aldıkları çiftlikte 80 köpeğe ulaştılar

Bir kız çocukları olan Selman (54) ve Berran Karadeniz (53) çifti ise aynı bölgede 80 köpeğin bakımını sağlamaya çalışıyor. İlçe merkezinde 6 köpeğin daha rahat bir ortamda yaşamalarını sağlamak için gelen Berran ve Selman Karadeniz çiftinin köpeklerinin sayısı aradan geçen 8 yılda 80’e ulaştı. Terk edilmiş köpekleri gördüklerinde dayanamayıp evlerine aldıklarını ve bakımlarını üstlendiklerini belirten Berran Karadeniz şöyle komnuştu: “Ev hanımıyım ve 8 senedir çocuklarımızla birlikte burada yaşıyoruz. Çarşıda yaşarken 2 tane köpeğimiz vardı. 4-5 derken 6 oldu. Emekli olunca böyle bir yere gidelim ev yapalım dedik. Ama bu kadar çoğalacaklarını rüyamda görsem inanmazdım. Zorlandığımız nokta, her şeyi buraya sırtımızda taşımak durumunda kalıyoruz. Geçen gün ikinci el bir çekyat aldık onu buraya sırtımızda getirdik. 20-30 kilo et alıyoruz, sırtımızda getiriyoruz. Onlar burada mutlular. Şehirde eziyet görenleri getiriyorlar bize, sonra görüntüsünü istiyorlar. Ben yolluyorum, inanamıyorlar ‘tüyleri pırıl pırıl olmuş’ diyorlar."

"Bizi hayvanlar değil insanlar zorluyor"

"Onların varlığı bizi mutsuz etmiyor. İnsanlar bizi zorluyor. İlçe merkezinde ne kadar eziyet varsa burada 2-3 katı eziyet var. Uyuz olduğunu gördüklerinde, bacağı topallasa veya yüzünde yara olsa vuruyorlar. 8 senedir 8 santim yol alamadık, hiçbir şekilde ikna edemedik onları. Uyuzsa, iğnesi var iyileştiririz diyoruz ama ikna edemiyoruz. Onlar için para değeri olmayan hiçbir canlı yaşamamalı. Para değeri varsa, ırksa o zaman kabul ediyorlar. Yoksa bu çocukları bu gün salsam hepsinin eceline gideceğine eminim."

Berran Karadeniz’in Ereğli Demir Çelik Fabrikaları’ndan emekli olan kalp hastası eşi Selman Karadeniz’de 80 tane çocukları olduğunu ve mutlu bir şekilde geçindiklerini söyledi. Karadeniz en büyük isteklerinin köpeklere insanlardan mama yardımı yapmaları olduğunu ifade etti. Berran ve Selman Karadeniz çisti ayrıca kanser ve başka hastalıklardan dolayı sıcak bir ortamda bakılması gereken köpekleri evlerinin içerisine alıp iyileştirmek için çaba gösteriyor. (iha)

Editör: Wan Haber