TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasi partilerin yargı ile ilgili öneriler yaptıkların ve böylece köklü değişikliğe ihtiyaç olduğunu ortaya koyduklarını belirterek, "Bu yargının problem ürettiğini gösteriyor. Hiçbir parti 'İşler ne güzel gidiyor' demiyor" dedi.
Çiçek ayrıca, partilerin başkanlık ya da parlamenter sistem konusunda uzlaşması halinde, görüş birliğine varmanın mümkün olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı Çiçek, Parlamento Muhabirliği Derneği'ni kabulünde yeni anayasa çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Partilerin yıllardır slogan seviyesinde anayasa değişikliği istediklerini ancak tam olarak görüşlerinin belli olmadığını belirten Çiçek, "Şimdi parça parça da olsa partiler düşüncelerini ortaya koydu. Keşke baştan bunları ortaya koyabilseydik. Bugün slogan üzerinde değil, hangi parti hangi konuda ne düşündüğünü gördük. 'Gözüme bak anlarsın' noktasından, 'sözüme bak anlarsın' noktasına geldi. Temel hak ve özgürlükler konusunda kim ne düşünüyor görmüş olduk. Bize verilen metinlerde bir konuda 4 partinin ne düşündüğünü gördük. Daha önce 'çağdaş, demokratik anayasa' istediklerini söylüyorlardı, 30 sene bu lafın etrafında dolaştık durduk. Şimdi metin olarak ortaya koydular, bunu görme imkanı bulduk" diye konuştu.
Anayasa çalışmalarında görüş bildirilmeyen fazla madde kalmadığını belirten Çiçek, değişmez maddelerle ilgili de partilerin görüşleri ve yaklaşımlarının belli olduğunu söyledi.

"TEKRAR GENEL BAŞKANLARA MÜRACAAT EDEBİLİRİZ"
Türkiye'de seçmenin yüzde 95'ini temsil eden dört siyasi partinin kendi anayasa bakışlarını ortaya koyduğunu, bunun da önemli bir gelişme olduğunu ifade eden Çiçek, "90'ın üzerindeki madde müzakere edildi. Üçte birinde mutabakat çıktı. Biraz daha gayret edilirse, en az o kadar daha müzakere edilmeyen maddeler üzerinde uzlaşma ve görüş birliği çıkacağına inanıyorum. Partilerin kritik konularda karar vermesi lazım. Örneğin başkanlık sistemi, parlamenter sistem, bunun arasında kalan yarı başkanlık sistemi... Bu konularda uzlaşma olursa ki yol ve yöntem arıyoruz, bunu sağlayabilirsek görüş birliğine varmak mümkün. Tekrar genel başkanlara müracaat edebiliriz, danışmanlar uzmanlar var. Yoğun bir çalışmayla belli bir yere getirip, kamuoyuna gereken açıklamayı yaparız. 'Dört parti bize bu görevi verdi, geldiğimiz nokta budur' deriz, özet yaparız. Anlaşılamayan noktalarla ilgili yeni yöntemler ortaya koyarak gerekirse genel başkanlara yeniden müracaat ederiz" diye konuştu.

"TARİHİ BİR FIRSATIN HEBA EDİLMEMESİ LAZIM"
Bu çalışmanın çok partili yaşam için ilk olduğunu, hatta dünyada da bir ilk olduğunu ifade eden Çiçek, "20 bin sayfanın üzerinde dokuman oluştu. Bir önemli arşiv külliyatı oluştu. Bu sürecin heba edilmemesi gerekir ve mutlaka olumlu sonuçlanması lazım. Tarihi bir fırsatın heba edilmemesi lazım. Rüzgara karşı farklı şeyler söyleyebiliriz de bu iş her şekilde olumlu sonuçlanmalı. Partiler birbirlerine bir şeyler söyleyebilirler ama biz siyaset kurumu olarak millete söyleyecek bir şey bulamayız. Eğer olumlu sonuçlanmazsa, biz 30 yıl bu anayasadan şikayet ettik, 'bize dar geliyor' diye. 30 yıl da neden yapamadığımızla ilgili birbirimizi suçlarız, yazık olur" şeklinde konuştu.
Bu anayasanın ülkedeki birçok soruna kaynaklık ettiğini vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
"Benim bir lafım var. Tercüman gazetesinde yazardı. 'Her sabah dünya yeniden kurulur, her gün yeni bir başlangıçtır' diye. Ben de diyorum ki; her sabah dünya yeniden kurulur, her sabah yeni bir anayasal sorundur Türkiye'de. Yargı ile ilgili yapısal değişiklikler öneriyor; bu kadar köklü değişikliğe ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyorlar. Bu yargının problem ürettiğini gösteriyor. Hiçbir parti 'İşler ne güzel gidiyor' demiyor. Devletin erkleri arasında önemli sıkıntılar var. Kamuoyunun beklentilerini karşılamıyor. Adaletin tecellisi açısından sorun görüyoruz ama bu değişiklikleri yapmazsanız değişiklik yapmayı gerektirecek kadar da işlerin ağır aksak yürüdüğünü kabul ediyorsunuz. Her gün bu sorunlarla karşılaşırız. Bu anayasa ile Türkiye gerçekten yoluna devam edemez.
Basının ilgisi önemli ama siyasi partilerin de şu ana kadar ki çalışmaların ötesinde çabalar göstermesi lazım. Uzlaşılan maddeleri olabildiğince çoğaltmamız lazım. Şu anda anlaşılamayan maddelerle ilgili yol ve yöntem konuşuyoruz. Belki en mükemmel anayasayı yapma imkanı olmaz. En mükemmel anayasa her partinin kendi anayasasıdır. Herkese anayasa değil hepimize anayasa yapmaya çalışıyoruz. Anayasa toplumsal bir sözleşmedir. Hep birlikte hayatımızı düzenlediğimiz temel sözleşmedir. Ancak bunu da söyleyeyim ki, yeni anayasa sıfır sorunlu bir Türkiye anlamına gelmez. Anayasanın Türkiye'deki tüm sorunların kaynağı olduğu doğru değil, ama biz bunu yaparsak anayasadan kaynaklanan sorunların önemli bir kısmını ortadan kaldırmış oluruz. Türkiye'de hak ve özgürlüklerin yeterince garanti altına alınması gerekir."

"ERKLER ARASINDA DENGE KALMADI"
Devletin erkleri arasında denge kalmadığını söyleyen Çiçek, "Birinin görevi nerede başlıyor nerede bitiyor fiili durumda belli değil. Başkalarının görevine müdahale, yetki gaspı söz konusu. En fazla da yürütme, anayasa yargısı yasama ya da müdahale ediyor. Anayasa yapma yetkisi bile 2008'de başımıza iş açtı. 367 ve 411 kararlarıyla Türkiye'nin önüne nur topu gibi sorunları önümüze koydu. Bugün daha çok adli yargı konuşuluyor ama anayasa ve idari yargı da bu ülkenin önüne önemli sorunlar var. Ben Meclis Başkanı olarak üzerime düşeni yapıyorum" dedi.
Bir gazetecinin 'Umutlu musunuz?' sorusu üzerine Çiçek şunları söyledi:
"Elbette. Siyaset yüzdeler üzerine yapılmaz. Bazen yüzde bir, yüzde 99'a galip gelir. 'Yeni anayasa yapılmazsa ne olur?' sorusunun cevabını siyasi partiler iyi değerlendirmelidir. Ancak yeni anayasa yapılamazsa, mevcut anayasa bundan sonra ne iktidarın ne de muhalefetin işine yarar. Kimsenin işine yaramaz."
Çalışmalarını Mart ayı sonunda bitip bitmeyeceğinin sorulması üzerine Çiçek, "Süre meselesi çalışmanın kendi içinde gelişti. Mart sonuna kadar geldik diyelim. 150 maddelik bir anayasa düşünülüyor diyelim, 130'un üzerinde madde üzerinde uzlaşma sağlandı. 10-15madde kalmışken, hangi parti 'burada kalsın' der. Yazım sürecinin başladığı 1 Mayıs ile 31 Aralık arasında 245 gün var. Sadece 87 gün komisyon çalışmış. Araya bayram girmiş tatiller girmiş, partilerin kongreleri girmiş. Üç ayda yaklaşık 90'a yakın madde görüşülmüş. 3 ay içinde çok önemli çalışma yapılmış. Yani bundan sonra da derlenip toparlanabilir. Mart'ın sonuna gelelim, kimin ne düşündüğü belli, öneriler verildi. 5 yerine 10 saat çalışalım" karşılığını verdi.
Başlangıç ilkelerinin anımsatılması üzerine Çiçek, "En mükemmel anayasa herkesin kendi anayasası. Her siyasinin görüşlerinden yeni bir dünya çıkaracağız. Herkesin kendisine göre bir dünya kuramayız. Partiler kendi görüşlerini gözden geçirmeli; bu görüşlerinden bir adım ileri atarlar, bir adım geri giderler. Bu konuda akademik görüşler de var. 4 siyasi parti ne karar alırsa ben onu açıklarım" dedi.
'Komisyonun çalışma hızından memnun musunuz?' sorusuna Çiçek, "Hızı artırma çabası içindeyiz. Trafikte hız sınırı var ama bizim çalışmamızda hız sınırı olmaz" karşılığını verdi.
(MÜG-EDA-ÖZ-Y)

07.02.2013 14:18:51 TSI

Editör: Wan Haber